Blog

meme estetiği olan ünlüler

Meme Silikon Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci

Meme silikon ameliyatı sonrasında anestezi etkisinin yitirilmesiyle birlikte ağrıların görülmesi olağan bir durumdur. Ameliyatı yapan doktorun istem yaptığı ağrı kesiciler ile bu ağrılar önlenebilir. Meme silikon ameliyatı sonrası bir haftalık süreçte ağrı kesiciler tamamen kaybolmuş ve ağrı kesici kullanımına ihtiyaç duyulmaz hale gelinecektir. Bu ağrılar sadece göğüs bölgesinde olmayıp omuzlarda, boyunda ve sırtta da hissedilebilir. Yer yer krampların yaşanması da muhtemeldir bunlar doktorun verdiği kas gevşeticilerle geçecektir. Bu şikayetler geçene kadar darbe almaktan, ağır spor yapmaktan ve yük kaldırmaktan uzak durulmalıdır.

Meme silikon ameliyatı sonrasında meme bölgesi kendini toparlayana kadar şişlik, morluk ve ödem yaşanabilir. Bu şikayetler kendiliğinden birkaç gün içerisinde geçmekle birlikte doktorun önerilerine uyulduğunda daha erken iyileşme yaşanacaktır. Ancak ameliyat koltuk altından alınan parçayla gerçekleştirildiyse bu şikayetlerin süresi biraz daha uzama ihtimali olduğu bilinmelidir. Hasta her şartta doktorun önerilerine uyarsa hızlı iyileşmeyi görecektir.

Meme silikon ameliyatı sonrası iyileşme süreci operasyon başarısı açısından oldukça önemlidir. Kolları yukarı fazla kaldırmamak, ilk günlerde kolları fazla kullanmamak, ağır yükler taşımamak ve yorucu, ağır egzersizlerden uzak durmak gerekir. Şişlik yaşanılan durumda dik durmak şişliğin azalmasını sağlar.

Bunların yanı sıra ameliyat sonrasında bu işin psikolojik olarak etkilenme kısmı da bulunmaktadır. Hasta mümkün olduğunca stresten uzak durmaya çalışmalıdır eğer psikolojik olarak yorgunluk hissediyorsa veya destek alması gerektiğini düşünüyorsa o zaman tıbbi desteğe başvurabilir.

Meme Silikon Ameliyatından Sonra Hızlı Bir Şekilde İyileşmek İçin Neler Yapılabilir?

1- Ameliyattan sonraki süreç fiziksel olarak yorucu olsa da hastalık modunda kalmak hastanın enerjisini düşürecek ve iyileşme sürecini uzatacaktır. Bundan dolayı doktorun önerileri dikkate alınarak ve travmalardan korunmaya dikkat edilerek hastalık modundan çıkılabilir, ev içinde hafif yürüyüşler yapılabilir.

2- Ameliyat bölgesine aralıklı olarak soğuk uygulamaların yapılması bu bölgede oluşan veya oluşma riski bulunan ödem ve şişlikleri önler. Ödem ve şişliğin çaresi olarak aralıklı soğuk uygulamasına başvurulabilir.

3- Ameliyat bölgesine yapılan pansuman sonrası yapıştırılan bandajlar doktorun söylendiği zamanda çıkarılmalıdır. Bu bandajlar enfeksiyonu önlediği gibi fazla kalması durumunda o bölgenin hava almasını önleyerek iyileşme sürecini uzatabilir. Bundan dolayı bandajlarla ilgili doktor ne söylediyse o kurala uyulmalıdır.

4- Vücudun izin verdiği hareketleri yine vücut zorlanmadan yapılmalıdır. Ameliyattan sonraki erken dönemde giyinme, banyo yapma gibi hareketler kolay gibi görünse de ağrıyla karmaşık bir hale gelebilir. Bundan dolayı vücudun zorlanmadan bu hareketlerin yapılması gerekir. Ayrıca yara bölgesinin aşırı gerilmesi yara izini genişletebileceği ve iyileşme sürecini uzatabileceği de unutulmamalıdır.

5- Ameliyat sonrasında doktor ağrı kesici, ödem atıcı, antibiyotik gibi çeşitli ilaçlar istem edecektir. Bunları doktorun önerdiği sıklıkta almak iyileşme sürecini kısaltacak en önemli adım olduğu için düzenli alımına özen gösterilmelidir.

6- Ameliyattan sonraki dördüncü günden itibaren memenin açık kalan kısmına doktorun önerdiği kremlerin uygulanmasında hiçbir sakınca yoktur. Hatta krem ile yumuşak masaj yapmak ödemin atılmasına yardımcı olur ve dokuların birbirine kaynaşmasını sağlar.

7- Ameliyattan sonraki ilk altı haftada doktorun önerdiği sütyenler veya sporcu sütyenlerinin giyilmesi tercih edilebilir. Bu sütyenler hareket esnasında sallanmayı engeller ve memenin şekil almasına yardımcı olur.

8- Banyo yaparken çok sıcak su ödemi artıracağı için kaçınmakta fayda vardır.

9- Ağır eşyalar kaldırmak ameliyat bölgesini zorlayacağı için iyileşme süresini uzatacaktır. Bundan dolayı kol ve göğüs bölgesini zorlayacak hareketlerden kaçınmak gerekir. Ayrıca göğüs bölgesini zorlamak ameliyat izini genişletecek bu da hastanın istemediği bir görünüm kazanmasına neden olacaktır.

10- Son olarak ameliyattan bir ay sonrasına kadar ağır egzersizlerden uzak durulmalıdır. Eğer o vakte kadar hafif egzersizler yapılmışsa hasta bu bir ay sonrasında da yine ağır egzersizlerden uzak durmayı tercih edebilir. Ameliyattan iki ay sonrasına kadar ise deniz, havuz ve solaryum gibi ortamlara girmemek önemlidir. Bu ortamlar enfeksiyona neden olabileceği gibi ödeme de sebebiyet verebilir. Dolayısıyla oldukça dikkat edilmelidir.

İyileşme süreci de en az ameliyatın kendisi kadar konforlu olmakla birlikte mutlaka iyileşme sürecinde yukarıda belirttiğimiz bazı noktalara dikkat edilmeli ve iyileşme süreci doğru ve etkin şekilde tamamlanmalıdır.

jinekomasti sonrası çöküntü

Jinekomasti Ameliyatı Sonrası Çöküntü

Jinekomasti ameliyatı sonrası çöküntü beklenilen ve her hastada görülen bir komplikasyon değildir. Aslında bu şikayet ameliyatta olmayıp ameliyat sonrası hastanın davranışlarından kaynaklanan bir durumdur. Jinekomasti operasyonu sonrası diğer ameliyatlar sonlarında olduğu gibi basit görünse aslında bazı noktalara dikkat edilmelidir. Ameliyat başarılı bir şekilde gerçekleştirildikten 2 hafta sonra dikişler alınır ve dikişlere bağlı iz kalmaması açısından iz tedavisine başlanır. Hastanın ameliyattan sonraki ilk 1 ay kesinlikle yüzüstü yatmaması gerekir. Yüzüstü yatış yani göğüslerinin üstüne yatmak jinekomasti ameliyatı sonrası çöküntü yaratacaktır. Bundan dolayı ameliyat sonrasında hasta yatarken özen göstermelidir. Hastanın bilinçsiz bir şekilde yattığı durumlarda ameliyat sonrası çöküntü kaçınılmaz olacaktır.

Jinekomasti ameliyatı sonrası çöküntü olmaması için dikkat edilmesi gereken başka noktalar da bulunmaktadır ve bunlar hastanın kolaylıkla uyabileceği kurallardır.

Bunlardan ilki yukarıda da bahsettiğimiz gibi operasyondan sonraki ilk 1 ay boyunca yüz üstü yatmaktan kaçınmaktır.

İkinci ve yine çok basit olan kuralımız ameliyattan sonraki en az 1 ay boyunca kesinlikle ağırlık kaldırmamak ve ağır egzersizlerden kaçınmaktır. Jinekomasti ameliyatı sonrası erken dönemde hasta için spor yapması önerilmemektedir.

Dördüncü kuralımız ameliyattan sonra en az 1 ay boyunca jinekomasti korsesi takmaktır. Bu iyileşme sürecini hızlandıran bir adım olacaktır. Jinekomasti korsesi hem hastanın daha rahat hissetmesini sağlayacak hem de memesinin yeniden şekillenmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca doktorun reçete ettiği ilaçları düzenli bir şekilde almak yine iyileşme dönemine hızlandıracaktır.

Eğer hasta sigara veya alkol tüketen biriyse bu maddeler kan dolaşımını olumsuz etkilediği için iyileştirme süresini geciktireceğinden dolayı bu maddelerin tamamen bırakılması ya da en azından tüketiminin azaltılması gerekir.

Son olarak hasta ameliyata bağlı olarak bir komplikasyon geliştiğini düşünüyorsa, doktorun söylediği olası komplikasyonların dışında bir durum gözlemlenmişse en yakın sağlık kuruluşuna gitmekte fayda vardır.

Hasta bütün bunlara dikkat ettiğinde çöküntü komplikasyonu yaşamadığını görecektir.

Jinekomasti ameliyatı sonrası doktora gidip derinin ve cildin gerginliğini kontrol ettirmek, üstteki cildin durumunu incelettirmek, göğüs dokusunun çıkarıldığı bölgede yağ dokusunun hacmini incelettirmek, çeşitli pozisyonlarda (yatış ve/veya kollar kaldırılmış pozisyonunda) cildi ve deri altı dokularını incelettirmek, yara izi boyutunu hesaplatmak ve var olan komplikasyonların etkisi azalttırılmalıdır. Jinekomasti ameliyatı sonrası çöküntü yaşandığı durumlarda doktor doğru bir değerlendirmenin ardından kolayca tedavi uygulayabilir.

Jinekomasti Ameliyatı Sonrası İyileşme Sürecinde Hastayı Neler Bekliyor?

Meme operasyonları temelde estetik ameliyatlar içerisinde iyileşme sürecinin en kısa olduğu operasyonlardır çünkü meme dokusunun onarımı daha basittir. Jinekomasti ameliyatı sonrası hastalar ameliyatla aynı gün veya ameliyatın ertesi günü taburcu olabilir. Hasta taburcu olurken jinekomasti korsesi giyip göğüs bölgesinin sıkı olmasına dikkat etmelidir çünkü bu süreçten sonra hastayı hastane sürecine göre biraz daha aktif ortam beklemektedir.

Jinekomasti hastaların akıllarında ameliyat sonrasında çöküntü yaşamanın yanı sıra ameliyat iziyle ilgili de sorular oluşmaktadır. Ameliyat sonrasında estetik dikiş atılsa bile bazı hastaların deri hassasiyetlerinden dolayı dikiş izleri kalabilir. Dikiş izlerinin geçmesinde hastaya iki farklı seçenek sunulur birincisi ameliyat sonrası yara yeri izi kremi ikincisi lazer ışınlarıyla yara yeri izi sildirmedir. Kremler lazer ışınlarına göre daha ucuz olmakla birlikte daha az etki göstermektedir. Eğer hastada oluşan iz küçük veya belirli belirsizse lazer ışınlarıyla sildirmeye gerek kalmadan yara yeri izi kremleriyle geçecektir. Dikiş izi büyükse veya belirginse bu durumda lazer ışınları tercih edilebilir bir seçenektir. Lazer ışınları daha maliyetli olsa da dikiş izlerinin birkaç seansta tamamen geçirir. Burada hangi yöntemin tercih edileceği dikiş izine ve hastaya bağlıdır.

Bunların yanı sıra hasta göğüs bölgesindeki kan akışını hızlandırırsa (masaj ya da doktorun önerisine göre sıcak ve/veya soğuk uygulamalar olabilir) ameliyata bağlı olarak çöküntü yaşamayacak ve doku onarımını sağlayarak iyileşmeyi hızlandıracaktır. Hastanın doktor önerilerine uyması, ilaçlarını düzenli olarak kullanması ve ağır işlerden kaçınması önem taşır.

karın germe iyileşme süreci

Karın Germe Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci

Karın germe ameliyatı uzun yıllardır popüler olan karın sarkmalarından ve çatlaklarından rahatsız olan kişiler için bir tedavi yöntemi olarak sunulan plastik cerrahi operasyonudur. Karın germe ameliyatı popüler olmasına rağmen her hastada iyileşme süreci farklıdır. Karın germe ameliyatı sonrası iyileşme sürecinin kaç gün süreceği konusunda kesin bir yargıda bulunulması doğru değildir. Diğer ameliyatlarda olduğu gibi karın germe ameliyatında da ortalama bir süre verilse de bu süreç hastanın yaşına, genel sağlık durumuna, karın germe türüne ve ameliyat sonrası bakımına göre değişir. Hastanın bu özelliklerine göre iyileşme süreci için doğru takvimi belirleyecek olan kendi doktorudur. Genel sağlık durumu iyi olan ve ileri yaşta olmayan kişiler ameliyattan sonraki 15. günde iş hayatlarına geri dönebilir.

Karın germe ameliyatı olurken ameliyat türü de oldukça önemlidir. Mini veya daha kapsamlı ameliyat için total karın ameliyatı yapılırken sadece alt karın bölgesinde küçük bir alana da karın germe ameliyatı da yaptırılabilir. Hasta için en doğru olan ameliyat yöntemi doktoru ile birlikte seçilmelidir. Ayrıca karın germe ameliyatı ne kadar büyük bir alana uygulanırsa o kadar iyileşmesi gecikir.

Karın germe ameliyatından sonraki sürecin hasta açısından kolay geçmesi amacıyla hasta doktorun uyarı ve önerilerine dikkat etmelidir. Pansumanlarını düzenli olarak yapmak, ilaçları düzenli olarak kullanmak ve ani hareketlerden kaçınmak bu süreçte önemlidir.

Karın germe ameliyatından sonra ameliyat dikişlerinin açıkta kalmaması amacıyla pansuman ile kapatılır. Ayrıca karın bölgesinde biriken sıvının veya kanama varsa bu kanamanın dışarı atılması amacıyla dren yerleştirilir. Dren ince küçük bir materyaldir ve bu yüzden acı vermesi söz konusu değildir. Dren içeride sıvı ve kan birikmemesi amacıyla takıldığından oldukça güvenlidir. Ameliyat sonrasında ödem beklenilen bir durum olsa da takılan dren sayesinde ödemin azaltılması hedeflenir. Karın germe ameliyatı sonrasında iyileşmenin gerçekleşmesi için birkaç gün belden biraz bükülü bir şekilde yatılmalıdır. Karın germe ameliyatı sonrasındaki 6. saatte hastanın yürütülerek mobilize olması sağlanır ve kan dolaşımının hızlandırılması amaçlanır.

Karın germe ameliyatı sonrası hastaneden ameliyat yapılan günün ertesi günü taburcu olunabilir. Hastanın evde olduğu dönemde yanında en azından bir veya iki günlük bir yardımcı olması bu süreci kolaylaştırır. Hastanın ilk günlerde hareket kabiliyeti oldukça sınırlı olduğu için ilaçlarını hastaya verecek veya temel ihtiyaçlarını gerçekleştirirken yanında olacak bir kişi bulunması önemlidir. Karın germe ameliyatı sonrası hastanede bir gece yatmak yeterli olsa da bu süre hastanın durumuna göre değişiklik gösterebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Karın germe ameliyatı sonrasında uzun bir süre eğilme, ıkınma, öksürme, hapşırma, uzun süreli ayakta durma ve ağır egzersiz yapma, ağırlık kaldırma gibi işlemlerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Bu davranışların gerçekleştirilmesi iyileşme sürecini uzatacak ve hastayı rahatsız edecektir. Bundan dolayı ilk günlerde hastanın yanında bir yardımcı olması gerekir.

Karın Germe Ameliyatı Sonrası Evde Bakım Nasıl Olmalıdır?

Karın germe ameliyatı sonrası evde en doğru bakım için doktorun uyarı ve önerilerini dikkat etmek gerekir. Doktor hastayı iyileşme süreci boyunca neler yapacağı ve nelere dikkat etmesi gerektiğini adım adım söyler. Bunlardan en önemlisi kesi yerlerine ve drene uygun şekilde bakım yapmaktır. Çoğu hasta enfeksiyon riskine karşı antibiyotik kullansa da dren ve ameliyat yeri kesilerine hijyenik olmayan bir şekilde dokunmak veya bakım yapmak enfeksiyonun en önemli kaynağıdır. Bundan dolayı hasta hijyenine olabildiğince özen göstermelidir. Ayrıca iyileşme döneminde hasta ameliyat korsesi kullanmalıdır. Ameliyat korsesi ameliyat bölgesini travmalara karşı koruyan ve karnın şekillenmesini sağlayan bir üründür. Kesi yerine hijyenik pansuman yapmak yine iyileşme dönemi için oldukça önemlidir. Karın germe ameliyatı sonrası sigara ve alkol tüketmek kan dolaşımını bozacağı için ameliyattan 3 ay sonrasına kadar kullanılmamalıdır.

Ortalama 7-10 günlük bir iyileşme periyoduna sahip olan karın germe ameliyatları, kapsamlı ve ciddi operasyonlardır. Karın germe ameliyatı sonrası iyileşme sürecinde yapılması ve yapılmaması gerekenlere dikkat edilmesi, ameliyat sonuçlarını da etkilemektedir. Bu süre zarfında doktorun yönlendirmelerine uyulması ameliyat sürecinin başarılı şekilde sonuçlanmasına yardımcı olurken hastalar için de daha konforlu bir iyileşme süreci olabilmektedir.

meme estetiği sonrası yan yatma

Meme Silikon Ameliyatı Sonrası Yan Yatma

Meme silikon ameliyatından sonra hastanın dikkat etmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. İlk olarak hastanın ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleşmişse ameliyatın olduğu günün ertesi günü taburcu olunur. Ameliyattan sonraki ilk 3-4 günde ağrıların yaşanması normal bir durumdur ve doktor istemine uygun olarak ilaç alındığında bu ağrıların geçeceği öngörülmektedir. Bu ağrılara ödem ve şişliklerin eklenmesiyle birlikte hastanın yatış pozisyonunu ayarlamakla ilgili kafasında soru işaretleri olabilir. Hasta ameliyattan sonraki ilk bir hafta sırtüstü ardından yan yatış pozisyonunda yatabilir. Burada önemli olan hastanın kendini rahat hissetmesi ve zorlanmamasıdır. Hasta yüzüstü yatış için bir süre daha beklemelidir. Bu süre genellikle ameliyattan sonraki ilk 5-6 aydır çünkü bu süre içerisinde sosyal hayatta ağrı hissedilmese bile yüzüstü yatışlarda ağrı yaşanması olasıdır. Hasta ameliyattan sonraki ilk dönemde kollarını kaldırırken yine erken dönemde kollarını kullanırken de bir ağrı yaşayabilir. Bunun nedeni meme ameliyatında kullanılan parçaların meme veya koltuk altından alınmasıdır. Bu ameliyatın işleyiş süreci böyle olduğu için endişe edilecek bir şey yoktur bu ağrı bir süre sonra tamamen geçecektir. Eğer hasta kendini iyi hissederse ve ağrılarının azaldığını veya hiç olmadığını ifade ederse yüzüstü yatışında bir problem olmayacaktır.

Hasta ameliyat sonrası erken dönemde hızlı bir şekilde sosyal hayatına dönecektir. Bu süre kişiden kişiye değişse de ortalama olarak 3-4 hafta sonra hasta yavaş yavaş aktivite yapabilir. Bu sürece kolay adapte olunması açısından ameliyattan birkaç gün sonra hasta kendini iyi hissettiğinde ev içerisinde yürüyüşler yapılabilir.

Yeniden belirtmekte fayda vardır ki hasta kendini iyi hissettiği zaman yan yatış pozisyonunda yatmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Eğer yan yatışta bir ağrı, kramp veya zorlanma hissediyorsa sırtüstü yatışa geçmelidir. Hasta kendini zorladığı zaman ağrıları artacak, iyileşme süreci uzayacak ve hatta dikişleri genişleyecektir. Bundan dolayı hastanın kendini zorlamaması ve iyi hissettiğinde yan yatışa geçmesi önemlidir.

Ameliyattan sonraki uzun dönemde hastanın ağrı, şişlik ve ödem şikayetleri devam ediyorsa bu durumun normal olmadığı bilinmeli ve fark edildiğinde zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Bu durum kapsül kontraktürü adı verilen bir komplikasyonun habercisi olabilir. Kapsül kontraktürü protezin etrafında doğal yollarla oluşan kabuk dokusunun sertleşmesi ve deformasyon geçirmesidir. Bu komplikasyonun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte erken dönemde fark edildiğinde tedaviye başlanılmaktadır. Eğer bu komplikasyon hastayı rahatsız ediyorsa ameliyatla kapsül dokusu çıkarılır ve protez başka bir alana yerleştirilir.

Meme Silikon Ameliyatı Sonrası Süreç Nasıldır?

* Meme silikon ameliyatı sonrası aslında yapılması gereken fazla şey yoktur ameliyat bölgesinin darbe almamasına özen göstermek bu sürecin kolay geçmesi açısından yeterli olacaktır.

* Meme silikon ameliyatı yaklaşık olarak 2 saat süren basit bir işlemdir fakat ameliyatta uygulanan teknik hasta ile doktor arasındaki planlamaya göre değişiklik gösterebilir.

* Meme silikon ameliyatının yapıldığı gün veya en geç ertesi gün hasta hastaneden taburcu edilir. Eğer imkan varsa hastanın hastanede kalması, hastanın iyileşme sürecinin  daha kolay geçmesi açısından hastanede kontrol sürecinde bulunması daha etkili olacaktır.

* Meme silikon ameliyatı yaptıran kişiler eğer ağır koşullarda çalışmıyorsa işlerine bir hafta içerisinde dönebilir.

* Meme silikon ameliyatından birkaç gün sonra göğüste hassasiyet ve dolgunluk hissedilmesi normaldir.

* Eğer hastanın herhangi bir kronik hastalığı yoksa ameliyat sonrasında doktorun önerdiği ilaçları kullanılması yeterli olacaktır.

* Ameliyattan sonraki ilk 4 günde ödem, gerginlik ve gözle görülür renk değişimleri yaşanabilir. Bu dönemlerde hasta bol bol yatak istirahati sağlamalıdır. Ayrıca ameliyat sonraki dönemde kaşıntı ve hissizlik yaşandığı da kaydedilmiştir. Hasta bu süreci de dinlenerek ve ağır iş yapmayarak geçirmelidir.

* Ameliyat sonrası ameliyat korsesi veya sporcu sütyenleri giymek göğüslerin kolay şekillenmesini sağlar.

* Ameliyattan 2 ya da 3 gün sonra duş almada herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

Meme silikonu ile meme büyütmenin yapıldığı ameliyatlar konforlu operasyonlardır. Operasyon sonrası süreçte, yönergelere uymak hastaların iyileşme sürecini konforlu şekilde geçirmesini sağlarken sonuçların da maksimum verimle alınmasını sağlamaktadır.

jinekomasti yaş sınırı

Jinekomasti Ameliyatı Kaç Yaşında Yapılır?

Jinekomasti hastalığı erkeklerde görülen hormon, tümör, şişmanlık, beslenme bozukluğu, bazı ilaçlar, çeşitli kronik hastalıklar, hipertiroid ve uyuşturucu, alkol gibi çeşitli nedenlerden dolayı kaynaklanan kadınlarda görülen göğüs dolgunluğu ve hassasiyetinin yaşanması olarak özetlenebilir.

Jinekomasti hastalığı hormon dengelerinin yeniden kurulduğu özellikle ergenlik ve yaşlılık dönemlerinde görülen bir hastalıktır. Bundan dolayı ergenlik döneminde olan hastalar fiziksel görünümlerinin bozulmasından kaynaklı psikolojik sıkıntılar yaşamasının yanı sıra bu durumu sosyal hayatına da yansıtabilmektedir. Ergenlik döneminde jinekomasti hastalığına yakalanan kişiler arasında en çok merak edilen soru jinekomasti ameliyatının kaç yaşında olunabileceğidir.

Jinekomasti ameliyatı için herhangi bir yaş sınırı bulunmamaktadır ancak bu söylediğimiz her yaşta yapılabileceği anlamına da gelmemektedir. Jinekomasti ameliyatı için hastaların vücut gelişimlerini tamamlamış olmaları önemlidir yani kesin bir yaş söylemek gerekirse bu yaş en az 18 olacaktır. Bu operasyonu kişinin vücut gelişimi henüz tamamlanmamış olacağı için 18 yaş altı bireylere önermiyoruz. Ayrıca ergenlik döneminde görülen bazı jinekomasti vakaları vücut gelişimi tamamlanınca kendiliğinden de geçebilir.

Jinekomasti Ameliyatına Nasıl Karar Verilir?

Jinekomasti ameliyatına karar vermek için yukarıda da belirttiğimiz gibi ilk olarak hastanın vücut gelişimini tamamlayıp tamamlamamasına bakılır. Jinekomasti hastalığı üç tipte incelendiği için ameliyat kararında hastanın hangi tip jinekomasti hastalığına sahip olduğuna dikkat edilir.

Birinci jinekomasti tipimiz meme dokusu ağırlıklı olduğu yani glandüler tip jinekomastidir. İkinci jinekomasti tipimiz yağ dokusunun ağırlıklı olduğu lipomatöz tip jinekomastidir. Üçüncü jinekomasti tipimiz ise her iki dokunun da bulunduğu mikst tip jinekomastidir. Hastanın hangi jinekomasti tipine sahip olduğunu anlamak için çeşitli teşhis yöntemleri bulunmaktadır.

Hastada jinekomasti hastalığının teşhisi ve ardından hangi tipine sahip olduğunu anlamak için ilk olarak fizik muayene gerçekleştirir ve hastanın hem özgeçmişi hem de aile öyküsü hakkında bilgi alınır. Hasta hastalıkla ilgili gözlemlediği bütün bilgileri burada doktor ile paylaşmalıdır. Fizik muayenede bilgi alınmasının yanı sıra meme dokusu da değerlendirilerek sistem kontrolleri yapılacaktır. Bunun ardından doktorun gerekli gördüğü bilgisayarları tomografi taramaları, manyetik rezonans görüntüleme taramaları, testis ultrasonu ve doku biyopsisi gibi görüntüleme teknikleri de hastaya uygulanarak tam teşhis sağlanacaktır. Kan testleri de yine rutin olarak gerçekleştirilmesi gereken testler arasındadır. Bu muayene ve tetkiklerin sonucuna bakılarak doktor hastalıkla ve tipiyle ilgili bir tanı koyacaktır. Jinekomasti hastalığında bütün tipler cerrahi müdahaleye ihtiyaç duymamaktadır.

Jinekomasti için yaygın olarak kullanılan cerrahi yöntemler yağ alma işlemi olan liposuction ve cerrahi müdaheleyle ameliyat işlemidir. Çoğu jinekomasti vakasının da herhangi bir müdaheleye gerek duyulmadan iyileştiği bildirilmiştir. Ancak hastada jinekomasti hastalığı dışında tiroid, hipogonadizm, yetersiz beslenmeye bağlı olarak gelişen diğer hastalıklar veya siroz mevcutsa ilk olarak bu hastalıkların tedavi edilmesi gerekir. Jinekomasti ameliyatının olunması için aranılan diğer şart budur. Jinekomasti hastalığına sahip olan kişilerde bu hastalık dışında jinekomastiyi tetikleyecek hastalık varsa önce bu hastalık ardından jinekomasti tedavi edilmelidir. Hastanın mevcut kullanımında jinekomastiyi tetikleyecek ilaçlar varsa doktor bu ilaçların kullanımını durdurabilir ve yerine başka ilaçlar istem edebilir.

Jinekomasti hastalığı kişide hormon dengesinin değiştiği ve yeniden düzenlendiği ergenlik döneminde eğer hastalık hormon dışında bir nedenden ortaya çıkarsa doktor ameliyat önerisi sunmadan önce durumun kendi kendine iyileşmesi için bir süre beklemeyi tercih edebilir. Bu süreç üç ila altı ay arasında periyodik bir tablo olarak sürmektedir. Bazı vakalar bu süreçte izlediğinde ameliyata gerek olmadan iki yıl içerisinde iyileşmiştir.

Son olarak jinekomasti hastalığı kişide hormon dengesinin bozulduğu yaşlılık döneminde ortaya çıkarsa doktor hastanın yaşına bağlı olarak ameliyatı önermeyebilir. Böyle bir durumda doktorun hasta için evde yapabileceği egzersiz veya beslenme düzenini değiştirmek gibi önerileri bulunabilir. Bu hastalığı tetikleyici hastalıkları varsa bu tetikleyici hastalıkları tedavi edebilir.

Jinekomasti ameliyatları güvenli ameliyatlardır. Doğru hasta seçiminin akabinde hastanın jinekomasti türü doğru şekilde belirlendiğinde etkin bir ameliyat ile jinkeomasti problemi geride bırakılabilmektedir. Jinekomasti problemi etkin çözümü olan bir problem olmakla birlikte sunduğu hızlı iyileşme ve kısa sürede sosyal hayata dönüş ile birçok hastanın rahatlıkla tercih ettiği uygulamalardan biri haline gelmiştir.

meme büyütme iyilesme

Silikon Meme Protezi Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci

Meme büyütme estetiği sonrasında anestezi etkisinin yitirilmesiyle birlikte ağrıların görülmesi olağan bir durumdur. Ameliyatı yapan doktorun istem yaptığı ağrı kesiciler ile bu ağrılar önlenebilir. Meme silikon ameliyatı sonrası bir haftalık süreçte ağrı kesiciler tamamen kaybolmuş ve ağrı kesici kullanımına ihtiyaç duyulmaz hale gelinecektir. Bu ağrılar sadece göğüs bölgesinde olmayıp omuzlarda, boyunda ve sırtta da hissedilebilir. Yer yer krampların yaşanması da muhtemeldir bunlar doktorun verdiği kas gevşeticilerle geçecektir. Bu şikayetler geçene kadar darbe almaktan, ağır spor yapmaktan ve yük kaldırmaktan uzak durulmalıdır.

Meme silikon ameliyatı sonrasında meme bölgesi kendini toparlayana kadar şişlik, morluk ve ödem yaşanabilir. Bu şikayetler kendiliğinden birkaç gün içerisinde geçmekle birlikte doktorun önerilerine uyulduğunda daha erken iyileşme yaşanacaktır. Ancak ameliyat koltuk altından alınan parçayla gerçekleştirildiyse bu şikayetlerin süresi biraz daha uzama ihtimali olduğu bilinmelidir. Hasta her şartta doktorun önerilerine uyarsa hızlı iyileşmeyi görecektir.

Meme silikon ameliyatı sonrası iyileşme süreci operasyon başarısı açısından oldukça önemlidir. Kolları yukarı fazla kaldırmamak, ilk günlerde kolları fazla kullanmamak, ağır yükler taşımamak ve yorucu, ağır egzersizlerden uzak durmak gerekir. Şişlik yaşanılan durumda dik durmak şişliğin azalmasını sağlar.

Bunların yanı sıra ameliyat sonrasında bu işin psikolojik olarak etkilenme kısmı da bulunmaktadır. Hasta mümkün olduğunca stresten uzak durmaya çalışmalıdır eğer psikolojik olarak yorgunluk hissediyorsa veya destek alması gerektiğini düşünüyorsa o zaman tıbbi desteğe başvurabilir.

Meme Silikon Ameliyatından Sonra Hızlı Bir Şekilde İyileşmek İçin Neler Yapılabilir?

1- Ameliyattan sonraki süreç fiziksel olarak yorucu olsa da hastalık modunda kalmak hastanın enerjisini düşürecek ve iyileşme sürecini uzatacaktır. Bundan dolayı doktorun önerileri dikkate alınarak ve travmalardan korunmaya dikkat edilerek hastalık modundan çıkılabilir, ev içinde hafif yürüyüşler yapılabilir.

2- Ameliyat bölgesine aralıklı olarak soğuk uygulamaların yapılması bu bölgede oluşan veya oluşma riski bulunan ödem ve şişlikleri önler. Ödem ve şişliğin çaresi olarak aralıklı soğuk uygulamasına başvurulabilir.

3- Ameliyat bölgesine yapılan pansuman sonrası yapıştırılan bandajlar doktorun söylendiği zamanda çıkarılmalıdır. Bu bandajlar enfeksiyonu önlediği gibi fazla kalması durumunda o bölgenin hava almasını önleyerek iyileşme sürecini uzatabilir. Bundan dolayı bandajlarla ilgili doktor ne söylediyse o kurala uyulmalıdır.

4- Vücudun izin verdiği hareketleri yine vücut zorlanmadan yapılmalıdır. Ameliyattan sonraki erken dönemde giyinme, banyo yapma gibi hareketler kolay gibi görünse de ağrıyla karmaşık bir hale gelebilir. Bundan dolayı vücudun zorlanmadan bu hareketlerin yapılması gerekir. Ayrıca yara bölgesinin aşırı gerilmesi yara izini genişletebileceği ve iyileşme sürecini uzatabileceği de unutulmamalıdır.

5- Ameliyat sonrasında doktor ağrı kesici, ödem atıcı, antibiyotik gibi çeşitli ilaçlar istem edecektir. Bunları doktorun önerdiği sıklıkta almak iyileşme sürecini kısaltacak en önemli adım olduğu için düzenli alımına özen gösterilmelidir.

6- Ameliyattan sonraki dördüncü günden itibaren memenin açık kalan kısmına doktorun önerdiği kremlerin uygulanmasında hiçbir sakınca yoktur. Hatta krem ile yumuşak masaj yapmak ödemin atılmasına yardımcı olur ve dokuların birbirine kaynaşmasını sağlar.

7- Ameliyattan sonraki ilk altı haftada doktorun önerdiği sütyenler veya sporcu sütyenlerinin giyilmesi tercih edilebilir. Bu sütyenler hareket esnasında sallanmayı engeller ve memenin şekil almasına yardımcı olur.

8- Banyo yaparken çok sıcak su ödemi artıracağı için kaçınmakta fayda vardır.

9- Ağır eşyalar kaldırmak ameliyat bölgesini zorlayacağı için iyileşme süresini uzatacaktır. Bundan dolayı kol ve göğüs bölgesini zorlayacak hareketlerden kaçınmak gerekir. Ayrıca göğüs bölgesini zorlamak ameliyat izini genişletecek bu da hastanın istemediği bir görünüm kazanmasına neden olacaktır.

10- Son olarak ameliyattan bir ay sonrasına kadar ağır egzersizlerden uzak durulmalıdır. Eğer o vakte kadar hafif egzersizler yapılmışsa hasta bu bir ay sonrasında da yine ağır egzersizlerden uzak durmayı tercih edebilir. Ameliyattan iki ay sonrasına kadar ise deniz, havuz ve solaryum gibi ortamlara girmemek önemlidir. Bu ortamlar enfeksiyona neden olabileceği gibi ödeme de sebebiyet verebilir. Dolayısıyla oldukça dikkat edilmelidir.

İyileşme süreci de en az ameliyatın kendisi kadar konforlu olmakla birlikte mutlaka iyileşme sürecinde yukarıda belirttiğimiz bazı noktalara dikkat edilmeli ve iyileşme süreci doğru ve etkin şekilde tamamlanmalıdır.

karın germe sonrası spor

Karın Germe Ameliyatı Sonrası Spor

Karın germe ameliyatı karın sarkmaları olan kişilerin bu şikayetinden kurtulması için yapılan yaklaşık olarak 2.5-3 saat süren bir ameliyattır.

Karın germe ameliyatı sonrasında spora başlamak için beklenilmesi gereken süre ortalama olarak 3 haftadır. Ameliyattan sonraki erken dönemde hastaların ağır egzersiz yapmaları ve ağır eşya taşımaları kesinlikle yasaktır. Ameliyattan 1 hafta sonra hasta günlük hayatına, eğer masa başı işte çalışıyorsa iş hayatına dönebilir. Yine 4-6 haftalık süreçte ağır eşya taşıması yasaktır. 3 hafta sonra karın duvarının iyileşmeye başlaması ile birlikte karın hareketleri dışında hafif egzersizler yapılabilir. 6 haftanın sonunda ise egzersiz yapmasında herhangi bir sakınca yoktur. Burada hastanın dikkat etmesi gereken diğer mesele ise ameliyat sonrasında ameliyat korsesi giymesidir. Ameliyat sonrasında korse giymeyen hastaların karın duvarları daha geç iyileşeceği için spora başlama süresi de bununla bağlantılı olarak uzamaktadır. Ameliyat korsesi ameliyattan 6 hafta sonrasına kadar hem gece hem de gündüz, 6 haftanın sonunda sadece gündüzleri takılmalıdır.

Ameliyat sonrasında karın duvarının iyileşmesi için beklenilmesi gereken bir süre vardır. Bu süreden önce ani hareketlerde bulunmak, ağır egzersiz yapmak ve ağır eşyalar kaldırmak bu duvarı zedeleyeceği için iyileşme sürecini de uzatacaktır. Ayrıca ameliyat sonrasında karın duvarının gerginliğini azaltmak amacıyla yatarken sırt üstü pozisyonda dizler karna çekik olarak, yürürken ise hafif eğimli bir şekilde yürünmelidir. Oturup kalkarken karın ve sırt bölgesine yastık koymak karın duvarını koruyacaktır. Ameliyat sırasında karın içinde kalan sıvı ve kanın dışarıya atılması amacıyla hastaya ameliyat sonunda dren takılmaktadır. Dren ve yara yerindeki bandajlar çıkarıldıktan sonra dikiş yerine basınçlı su uygulamaktan kaçınarak duş alınabilir.

Spor ile beslenme birbirinin tamamlayıcısı olduğu için karın germe ameliyatından sonra yapılan sporla birlikte beslenmeye dikkat edilmelidir. Öncelikle ameliyat sonrası ıkınma karın duvarını zedeleyeceği için kabız olmaktan kaçınılmalıdır. Yine gaz yapan gıdaların karın iç basıncını arttırdığı için bunların tüketiminden de uzak durulmalıdır. Spor döneminde protein alımı büyük önem taşıdığı için her gün mutlaka protein, sebze ve meyve tüketilmelidir. Sigara, alkol ve bitki çaylarının iyileşme dönemini olumsuz etkilediği bilinmelidir. Yapay gıdalardan daha çok doğal gıdalar tercih edilmeli, bol sıvı tüketilmelidir.

Karın germe ameliyatı sonra hasta denizde veya havuzda yüzmek isterse bunun için en az iki hafta beklemelidir. 2 haftanın sonunda iyileşme süreci tamamlanan, ameliyat yerleri kapanan ve yara izleri sorunsuz bir şekilde iyileşen hastaların yüzmesinde herhangi bir problem yoktur. Ameliyat yerleri kapanmayan hastalar enfeksiyon riski taşıdığı için yaraları kapanana kadar havuz ve denize girmemelidir. Yine aynı şekilde ameliyat yerleri kapanan kişiler için güneşlenmeye izin verilirken ameliyat yeri kapanmayan kişilerin güneşlenmesine izin verilmemektedir.

Karın Germe Ameliyatı Sonrası Hasta Ne Zaman İstediği Görünüme Ulaşır?

Hasta ameliyat sonrasında istediği görünüme kavuşmak için ortalama olarak 2-3 ay beklemelidir.

° Ameliyat sonrasında ilk günlerde ameliyat bölgesinde morluk, ödem ve şişlikler görülür. 1 haftanın sonunda bunlar tamamen geçer bu iyileşmenin habercisidir.

° Ameliyatta atılan dikişlerin kendiliğinden erimesinin ardından doktorun izler için önerdiği kremler kullanılmaya başlanmalıdır.

° Ameliyattan sonraki 6. ayın sonunda yarada gözle görülür iyileşmeler yaşanır. Yara izi eski belirginliğini kaybederek solmaya başlar.

° 9-12 ay sonunda hasta tamamen iyileşir ve istediği görünüme ulaşır. Yara yerindeki izler tamamen kapanmazsa ve hasta bu görünümden rahatsız olursa lazer ışınlarıyla iz sildirme tekniğine başvurabilir.

° 9-12 ay sonrasındaki süreç tamamen hastanın beslenmesine ve egzersiz ile vücudunu fit tutmasına bağlıdır. Eğer hasta bu süreç içerisinde hamile kalmayı düşünüyorsa ameliyattan bir yıl sonra karın duvarının kendini onarmasından sonra hamile kalabilir. Bu süreden daha önce kalınan hamileliklerde karın duvarı tam olarak iyileşme görülmediğinden olumsuz ilerleyen tablolar yaşanabilir.

Karın germe ameliyatı sonrası elde edilen düz ve fit görünümün korunması için ileriki dönemlerde hastaların mutlaka spor yapması ve düzenli, yeterli şekilde beslenmeleri gerekir. Bununla birlikte karın germe ameliyatı kapsamlı bir oeprasyondur dolayısıyla spora başlanması için gerekli sürenin geçmesi, ameliyat sürecinin etkin şekilde tamamlanması için önemlidir.

jinekomasti devlet karşılar mı

Jinekomasti Ameliyatını Devlet Karşılar mı?

Jinekomasti ameliyatı erkeklerde görülen göğüs bölgesindeki olan fazla yağ dokusunun cerrahi yöntemle alınması ve hasta fiziksel görünümündeki rahatsızlığı ortadan kaldırılmasını sağlayan işlemdir. Bu ameliyat estetik bir operasyon olarak tanımlanmaktadır ve dolayısıyla hem özel hastanelerde hem de devlet hastanelerinde jinekomasti ameliyatları ücretli bir şekilde yapılmaktadır. Bunun yanı sıra eğer hasta heyet raporu alırsa devlet hastanelerinde ücretsiz bir şekilde ameliyat yapılabilir.

Jinekomasti ameliyatında uygulanacak teknik jinekomasti hastalığının tek veya çift memede olup olmamasına ve tipine göre değişiklik göstermektedir. Jinekomasti ameliyatı öncesi hasta fiziksel muayeneden geçmeli ve çeşitli tekkikleri yaptırmalıdır. Zaten bu muayene ve tetkikler sonucunda ameliyat için bir fiyat tablosu ortaya çıkacaktır. Ayrıca jinekomasti teşhisi için genel cerrahi uzmanı, endokrinoloji uzmanı, kadın doğum uzmanı, eğer obeziteye bağlı olarak geliştiği düşünülüyorsa diyetisyen gibi çeşitli doktorlara muayene olunması gerektiği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Jinekomasti Tedavisi Nasıl Planlanır?

Jinekomastide ilk hastalığın kaynağı araştırılarak tedavi planlaması yapılır. Hormonal bozukluğa bağlı olarak jinekomastinin geliştiği düşünülüyorsa hastada jinekomasti varlığı endokrinoloji uzmanı tarafından teşhis edilmelidir.

Özellikle jinekomasti hastada ergenlik döneminde meydana gelirse endokrinoloji uzmanı Nydick sınıflandırılması adı verilen meme başındaki kahverengi olan yani tıp dilinde areola adı verilen kısmın altındaki glandüler doku diskinin büyüklüğü tespit edilmektedir.

Bu sınıflandırılma sonrası çapı 4 cm’den küçük olan kişilerde herhangi bir müdahale yapmadan 3 ila 6 ay arasında sadece periyodik kontroller yapılmaktadır. Eğer çap 4-6 cm arasında tespit edilmişse medikal tedavi önerilmektedir. Bu medikal tedavi hastanın yaşına ve hormon düzeyine uygun olduğu için tedavi aşamasında endişe etmeye gerek yoktur. Çap 6 cm’den büyük ise ve hastanın uzun süreli şikayetleri mevcutsa doktor hastaya cerrahi tedavi önerir. Jinekomasti ameliyatı bu hastalar için en etkili ve kesin tedavi seçeneğidir. Cerrahi tedavi hastanın hangi jinekomasti tipine sahip olduğuna göre planlanır. Meme bezinin yumuşak ve yağ dokusundan zengin olduğu durumlarda sadece liposuction yeterli olabilirken jinekomasti tipinin sert ve büyük olduğu durumlarda küçük kesiler ile meme bezi tamamen çıkarılır.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi jinekomasti obeziteye bağlı olarak gelişmişse ilk olarak hasta diyetisyen kontrolüyle zayıflatılmalı ardından cerrahi müdahele geçirilmelidir ya da çeşitli kronik hastalıklara bağlı olarak gelişmişse ilk olarak bu hastalıklar kontrol altına alınmalıdır.

Jinekomasti cerrahisinde ameliyatlar genel veya lokal etki altında yapılarak hastanın acı ve ağrı hissetmemesi amaçlanır. Hastada herhangi olumsuz bir durum gelişmezse ameliyatla aynı gün taburcu olabilir. Hasta taburcu olurken jinekomasti korsesi adı verilen özel bir korse giymelidir.

Anestezinin etkisinin yitirilmesiyle birlikte ağrıların görülmesi olağan bir durumdur ve doktor istemine uygun olarak alınan ağrı kesiciler bu ağrıları geçirecektir. Ağrı dışında şişlik, ödem ve morluk görülmesi yine olağan durumlardır. Şişlik ve ödem için bol sıvı alınabilir. Morluklar ise kendiliğinden geçecektir. Ameliyat bölgesinde kızarıklık, akıntı, kanama, dikişlerin açılması ve kötü koku gibi şikayetler yoksa endişe edilecek bir şey de yoktur. Hasta kendini yoran aktivitelerden, yatış pozisyonlarından, kol ve omuzları aşırı hareket ettirmekten kaçınırsa iyileşme süreci hızlanacaktır. Ameliyattan sonraki üçüncü günün sonunda hasta sosyal yaşantısına ve işine geri dönebilir.

Jinekomasti hormonal nedenlerden dolayı kaynaklansa da;

* Sporcuların sıklıkla kullandığı anabolik steroidlerin ve androjenlerin kullanımı sınırlandırılarak,

* Sigara ve alkol gibi maddelerin kullanımı bırakılarak,

* Kimyasal ağırlıklı şampuan, sabun ve losyon gibi ürünlerin yerine doğal olanların kullanımı tercih edilerek,

* Hipertiroidizm, böbrek yetersizliği, tümörler, hipogonadizm, hermafroditizm, siroz gibi hastalıklar jinekomastiyi tetiklediği için bu hastalıkların varlığında (eğer burada verilen kronik hastalıklar varsa ve jinekomasti bu hastalıklara bağlı olarak gelişmişse ilk olarak bu hastalıklar kontrol altına alınmalı ardından jinekomasti ameliyatı yaptırılmalıdır) düzenli kontrol yaptırarak,

* Dengeli, düzenli ve sağlıklı beslenerek obeziteden kaçınarak jinekomasti problemlerinden yağlanmaya bağlı olanı bir miktar engellenebilmektedir.

meme estetiği olan ünlüler

Meme Estetiği Olan Ünlüler

Meme estetiği ilk akla gelen haliyle meme büyütme olsa da meme küçültme ameliyatı, meme asimetrisi düzeltme ameliyatı, meme dikleştirme ameliyatı ve meme başı ameliyatı olarak çeşitlenmektedir. Meme estetiği, memelerinde form kaybı yaşayan kişiler için ideal bir operasyondur. Bu operasyonda önemli olan hastanın operasyon sonucundan memnun kalmasıdır. Meme estetiği silikon protez yöntemiyle veya yağ enjeksiyonu yöntemiyle yapılabilir.

Meme Estetiği Olan Ünlüler Kimler?

rihanna meme estetiği

1- Meme estetiği olan ünlüler listesinin bir numarasında yer alan ünlü R&B müziğin kraliçesi olarak anılan Rihanna kimseye fark ettirmeden meme estetiği olmuştur.

2- Güzelliğiyle uluslararası bir üne sahip olan Megan Fox’un yaptırdığı estetik ameliyatlar arasında meme estetiği de yer almaktadır.

3- Victoria Beckham küçük göğüslerine silikon protez yöntemiyle meme estetiği yaptırmış sonrasında bu kararından vazgeçip silikonları çıkartma kararı almış ünlüler arasındadır.

4- Christina Aguilera ise meme estetiğinin koltuk altından yapılan göğüs büyütme ameliyatını tercih eden ünlüleri arasındadır. Christina’nın ameliyat sonucunda koltuk altında gözle görünür bir şekilde iz kaldığı için bu ameliyat kolayca anlaşılmış ve magazini uzun bir süre meşgul etmiştir. Doğru şekilde planlanan meme ameliyatlarında izler çok iyi şekilde gizlenebilmektedir.

5- Müzik dünyasının en tanınır ve en güzel kadınları arasında yer alan Beyonce meme estetiği olan ünlülerdendir.

6- Poposuyla uzun süre magazin gündeminde yer almayı başaran Kim Kardashian meme estetiği yaptırmış ve bu estetikle de magazinin gündeminde yer almıştır.

7- Yıllara meydan okuyan güzeller arasında yer alan Demi Moore meme estetiğini ilk yaptıran ünlüler arasında yer almaktadır.

8- Victoria’s Secret dergisinin bir numaralı mankenlerinden olan Miranda Kerr, podyumlara ilk çıktığında estetik ameliyatı bulunmayan sonrasında meme estetiği olan ünlüler arasındadır.

9- Önceki halinde de göğüsleri büyük olan Nicki Minaj meme estetiği olarak göğüslerini daha fazla büyütmeyi tercih eden ünlülerdendir.

10- Son olarak hem güzelliğiyle hem oyunculuğuyla ün yapan Angelina Jolie de meme estetiği olan ünlüler kervanına katılmıştır.

Meme estetiği olan diğer ünlüler ise Paris Hilton, Heidi Montag, Salma Hayek, Catherina Zeta Jones, Gwyneth Paltrow ve Lindsay Lohandır.

Türkiye’de Meme Estetiği Olan Ünlüler

1- Hiçbir zaman magazinin dilinden düşmeyen ve Türkiye’de müzik dünyasında önemli bir yere sahip olan İrem Derici sanatçı hayatının ilk yıllarında meme estetiği olan ünlülerdendir.

2- Güzelliğiyle ve başarılı oyunculuk hayatıyla gönülleri kazanan Aslı Enver oyunculuk hayatının ilk yıllarında olmasa da ilerleyen döneminde meme estetiği olmuştur.

3- Her zaman doğal güzelliğe sahip olan oyunculuk hayatında başarı merdivenlerini hızlıca çıkıp gönüllere taht kuran Serenay Sarıkaya da meme estetiği yaptırmış ünlüler arasındadır.

4- Türkiye’de müzik hayatında başarı yakalanya ve meme estetiği olan diğer ünlü isim Sıla Gençoğludur.

5- Özellikle yaz dizilerinin aranılan ismi olan şu anda ise aşk hayatıyla magazin gündeminde olan Demet Özdemir yine meme estetiği olan ünlüler arasındadır.

6- Oyunculuk hayatıyla başarılara imza atan ve uzun süre dillerden düşmeyen Beren Saat’in de Aşk-ı Memnu dizisinden önce meme estetiği yaptırdığı öncesi ve sonrası fotoğraflarıyla düşünülmektedir.

7- Miray Daner oynadığı dizisinin sezon finali yapmasının ardından meme estetiği yaptırmış ve meme estetiği yaptıran ünlüler arasında yerini almıştır.

8- Genç yaşta oyunculuk hayatıyla ünlenen oyuncu Ceyda Ateş oyunculuk hayatının ilk yıllarında meme estetiği yaptırmıştır.

9- Miss Turkey 2014 Güzellik Yarışmasının ikinci güzeli olarak seçilen ve bu yarışmanın ardından oyunculuk hayatı başlayan Dilan Çiçek Deniz yarışmanın ardından meme estetiği yaptırarak, meme estetiği yaptıran ünlülere dahil olmuştur.

10- Miss Turkey 2003 Güzellik Yarışmasının ikinci güzeli olarak seçilen ve bunun ardından oyunculuk, sunuculuk ve mankenlik hayatı başlayan Özge Ulusoy da meme estetiği olmuştur.

serenay sarıkaya meme estetiği
serenay sarıkaya meme estetiği

Türkiye’de meme estetiği olan diğer ünlü isimler ise Asena Atalay, Merve Boluğur, Aslışah Alkoçlar, Hatice ve Zeynep Alkandır.

Meme estetiği operasyonları kişiye özel planlama gerektiren ameliyatlardır. Hastanın kendi fotoğraflarıyla yapılan bir operasyonun başarısız olma ihtimali yok denecek kadar. Doğru planlama ve kişiye özel protokol ile herkes vücuduyla uyumlu bir meme formuna kavuşmak için meme estetiği operasyonlarından destek alır.

karın germe sonrasi cinsel iliski

Karın Germe Ameliyatından Sonra Cinsel İlişki Nasıl Olmalıdır?

Karın germe ameliyatı ya da abdominoplasti işlemi karın bölgesinde sarkmalara sahip olan kişilerin yaptırdığı karnın orta veya alt kısmından karın yağlarının alındığı ve sarkmaların düzenlendiği cerrahi bir işlemdir.

Karın germe ameliyatı gerçekten çok ciddi dikişlerin atıldığı ve hastanın kendini zorlamaması gerektiği bir ameliyattır. Bundan dolayı ameliyat yeri iyileşmeden cinsel ilişkiye girmekten kesinlikle kaçınılmalıdır. Aksi takdirde dikişlerin açılmasına kadar ilerleyen bir süreç yaşanabilir. Cinsel ilişki fazla efor sarf edilebilen bir davranıştır ve bundan dolayı dikişler iyileşmeden önce girilen ilişki hastanın iyileşme sürecinin uzamasına neden olacaktır.

Bunun yanı sıra cinsel ilişki karın kaslarının çok fazla hareket ettiği bir davranıştır. Karın germe ameliyatından sonra karın kaslarının iyileşene kadar zorlanmaması gerekir. Karın kasları tam olarak iyileşmeden karın duvarı zorlanırsa karın içerisinde sıvı birikimi yaşanabilir ve bu da yine iyileşme süresinin uzamasına neden olan bir durumdur. Ayrıca karın duvarı iyileşmeden yapılan cinsel ilişki yara izinin daha belirgin olmasına da neden olabilir.

Karın germe ameliyatı sonrası erken dönemde cinsel ilişki için en az 4 ila 6 hafta beklenilmesi gerekir. Karın germe ameliyatı sonrası cinsel ilişkide çok dikkatli olmak gerekir aksi halde hasta için uzun ve olumsuz bir süreç başlayabilir.

Hastanın aklında karın germe ameliyatı sonrasında göbek deliği ile ilgili de bir soru işareti olabilir. Göbek deliği ameliyat bölgesinde olduğu için göbek deliğine de ameliyat sırasında işlem uygulanmaktadır.  Ameliyat sonrası göbek deliğinin iyileşmesi için 1 hafta beklemek yeterlidir ancak 1 hafta sonrasında da takip etmek gerekir. Eğer olumsuz bir durum gözlenirse en yakın sağlık kuruluşuna başvurulabilir.

Karın Germe Ameliyatı Sonrası Hastaları Nasıl Bir İyileşme Süreci Bekliyor?

Karın germe ameliyatı yaklaşık olarak 3-3.5 saat süren bir operasyondur ancak karın yüzey alanı büyükse bu saat 4 saate çıkabilmektedir. Eğer sarkıklar daha küçükse bu mini karın germe ameliyatı ile halledilebilir. Mini karın germe ameliyatı ise yaklaşık bir buçuk saat süren küçük bir işlemdir.

Karın germe ameliyatı sonrası oluşabilecek en riskli iki komplikasyon enfeksiyon ve kanamadır. Bundan dolayı ameliyattan sonraki süreçte hasta çok dikkatli olmalı, doktorun verdiği ilaçları düzenli olarak kullanmalı, ani hareketlerden uzak durmalı ve doktorun önerdiği şekilde pansumanını yapmalıdır. Zaten ameliyat sırasında ekstra bir kanama durumu söz konusu olursa doktor bunun için çeşitli ilaçlar verecek ve enfeksiyon riskinden korunmak için antibiyotik istemi yapacaktır. Ayrıca enfeksiyon oluşumunun en büyük tetikleyicisinin hijyen eksikliği olduğu bilinmeli, hem ameliyat bölgesinin hem de ellerin temizliği mutlaka sağlanmalıdır.

Karın germe ameliyatı sonrası iyileşme süresi ise ameliyat yapılan alanın büyüklüğüne göre değişkenlik gösterebilir. Hastalar genellikle hastanede 1-2 gün yattıktan sonra taburcu edilir. Taburculuk sırasında ve sonrasında hastalardan ameliyat korsesi takmaları istenir. Ameliyat korsesi karın bölgesini şekillendirmeye yarayacak ve dış etkenlere karşı koruyacak bir üründür. Hastalardan hastanede kaldığı süre boyunca sürekli olarak yatmamaları, bazen yürüyüş yapmaları önerilir. Bu yürüyüş süresi ameliyattan yaklaşık olarak 3-4 saat sonra başlar. Hasta ilk zamanlarda birinin desteğiyle yürürken ameliyatın ertesi günü tek başına yürüyebilir. Ameliyat esnasında uygulanan genel veya lokal anestezinin etkisinden yitirilmesi ile birlikte hasta ağrılar yaşayabilir. Bu ağrıların hafif atlatılması için doktor ağrı kesici istemi yapacaktır. Karın germe ameliyatından sonra banyo yapmak için ise 2-3 gün beklenilmelidir. İlk 1 hafta dikişlerden tam olarak kaynaşmadığı için banyo yaparken sert su darbesi almamaya dikkat edilmelidir. Ayrıca hapşırma, ıkınma, öksürme gibi eylemler can yakıcı olabilir. Bundan dolayı bu eylemlerden olabildiğince kaçınmalıdır. Karın germe ameliyatı sonrası hasta kendini iyi hissediyorsa ve ağır koşullarda çalışmıyorsa ameliyattan sonraki 7-10 haftalık sürede işine geri dönebilir. Hastanın kendini iyi hissetmediği durumlardan kaçınması büyük önem taşır.

jinekomasti spor

Jinekomasti Ameliyatı Sonrası Spor

Jinekomasti hormonal nedenler, çeşitli tümörler veya aşırı kilodan kaynaklı olarak erkeklerde görülen meme dolgunluğu ve hassasiyetidir. Jinekomasti hastaların dış görünüşünü etkilediği için bu hastalığa sahip olanlar hastalığın tipine bağlı olarak liposuction yani yağ alma işlemi ya da cerrahi ameliyat yaptırmaktadır.

Jinekomasti tiplerini ve sonrasındaki süreçleri değerlendirmek gerekirse;

1- Glandüler tip jinekomasti: Bu tip jinekomasti türünde sert meme dokusu diğer türlere göre daha fazladır. Akabinde de tek seçenek cerrahi operasyondur. Cerrahi operasyon yapılması diğer tip jinekomastilere göre iyileşme süresi uzatan ve dolayısıyla ameliyattan sonraki spor süresini de erteleyen bir durumdur.

2- Karışık tip jinekomasti: Bu tip jinekomastide glandüler doku ve yağ dokusu birlikte bulunur ve cerrahi işlem ile yağ alma işlemi birlikte yapılır cerrahi işlemde olduğu gibi iyileşme süresi diğer tiplere göre uzundur.

3- Yağlı tip jinekomasti: Bu tip jinekomastide ağırlıklı olarak yağ dokusu bulunur ve cerrahi işleme gerek olmadan yağ alma işlemiyle tedavi edilebilir. Diğer türlere göre iyileşme süresi kısa olmakla birlikte işlem sonrası spor yapmaya kısa sürede devam edilebilir.

İlk olarak akıllardaki jinekomasti egzersizle geçer mi sorusuna cevap vermek gerekirse bu cevap hayır olacaktır. Jinekomasti genellikle hormonal nedenlerden dolayı oluştuğu için egzersiz yapmak tedavi seçeneği demek değildir. Egzersiz yaparak formda kalınabilir ve vücut şekillendirilebilir fakat jinekomastiden dolayı oluşan fiziksel görünümün önüne geçilemez.

Jinekomasti ameliyatından sonra ise spor yapmak için bir süre beklenilmelidir. Genel olarak spor yapmak için altı hafta beklenilmesi gerekse de erken dönemde ev içerisinde hafif yürüyüşler ile tempo oluşturulmaya başlanabilir.

Jinekomasti ameliyatı sonrasında iyileşme süreci oldukça kolaydır çünkü bu operasyon acı ve ağrı verici bir işlem değildir. Ayrıca jinekomasti ameliyatı sonrası sosyal hayata daha kolay geçebilmek ve hastanın spor hayatına kısa sürede geçebilmesi için hasta doktor tarafından önerilen korseyi giymelidir. Jinekomasti korsesi bu ameliyata özel olarak üretilmiş ameliyattan sonra kesinlikle kullanılması gereken medikal bir üründür. Bu korsenin sürekli kullanılması (yaklaşık olarak 2-3 hafta) hastanın iyileşme süresini kısaltacaktır. 2-3 haftanın ardından altıncı haftaya kadar sadece gündüz ve ağır aktiviteler yapılırken giyilmesi tercih edilebilir. Dikişlerin zorlanmaması için doktorun dikişleri alması beklenmeli bu süre içerisinde ameliyat bölgesi zorlanmamalıdır.

Jinekomasti ameliyatı sonrası hafif aktiviteler yapılabilir. Bu aktivitelere örnek olarak işe gitmeyi ya da masa başı işler yapmayı örnek verebiliriz. Jinekomasti ameliyatı sonrasındaki ilk altı haftada kesinlikle ağır egzersizler yapılmamalıdır. Burada önemli nokta hastanın vücudunu dinlemesi ve iyi analiz etmesidir çünkü ağrı yaşanmasına rağmen hasta kendini zorlarsa ilerisi için daha olumsuz tablolar yaşanabilir.

Kimler Jinekomasti Riski Altındadır?

Bu yazımızda jinekomasti ameliyatı sonrası sporla ilgili soruları yanıtlamaya çalışmakla birlikte atletik performanslarını yükseltmek için anabolik steroid ve androjen kullananların risk altında olduğuna vurgu yapmak istiyoruz. Çok masum olarak gözüken vücut şekillendirmede kullanılan steroidler aşırı alım durumunda jinekomasti hastalığına neden olabileceği için bunların kullanımını önerilmemektedir.

Bunun dışında ergenlik hormonların dengelendiği ve yeniden şekillendiği bir dönem olduğu ve jinekomasti doğrudan hormonlarla ilgili bir hastalık olduğu için ergenler bu hastalık için doğrudan risk grubudur. Yine yaşlılık döneminde de hormonlar yeniden şekillenmekte bazı hormonlarla azalış bazılarında ise artış yaşanmaktadır ve bu durum jinekomastide etken olabilmektedir.

Son olarak karaciğer, böbrek ya da tiroid hastalığı olanlar ve klinefelter sendromlular jinekomasti için risk grubu altındadır. Bu hastalıklar hormon denge durumlarıyla bağdaştırıldığında ortaya anlamlı bir tablo çıkacaktır.

Ergenlik veya yaşlılık döneminde olanlar, karaciğer, böbrek ya da tiroid hastalığına sahip olanlar, sporculuk döneminde anabolik steroid ve androjen kullananlar göğüslerde dolgunluk, hassasiyet, ağrı ve meme ucundan sıvı gelmesi gibi belirtiler yaşıyorsa en kısa sürede doktora başvurmalıdır. Ayrıca bu hastalığın her iki memeyi etkileyebileceği gibi tek memeyi etkileyebileceği de unutulmamalıdır.

meme estetiği sonrası emzirme

Meme Estetiğinden Sonra Emzirme

Göğüs estetiği günümüzde en çok uygulanan estetik operasyonlarının başında gelmektedir. Göğüsün büyük veya küçük olması bazı kadınlar için fiziksel rahatsızlık oluşturabilirken küçük göğüslü kadınlar göğüs büyütme, büyük göğüslü kadınlar göğüs küçültme ameliyatlarında çareyi aramaktadır.

Günümüzde göğüs büyütme ameliyatları göğüs silikon protezleriyle veya yağ enjeksiyonu dolgu uygulamalarıyla gerçekleştirilmektedir. Göğüs estetiği yaptıran veya yaptırmayı düşünen kişilerde ameliyat sonrasında emzirme akıllarda soru işareti olabiliyor.

Göğüs Estetiği Yaptıran Kişiler Estetik Sonrası Emzirebilir mi?

Meme implantıyla veya diğer bir ismiyle meme silikonu ile yapılan göğüs estetikleri emzirmeyi önleyen bir engel değildir. Estetik sonrasında gebe kalınması durumunda sür verme döneminde, silikondan kaynaklanan herhangi bir problem karşılaşılmamaktadır.

Meme protezleri yerleştirilirken emzirmeyi koruyacak şekilde yerleştirilmektedir. Meme protezleri kas altına ya da kas üzerinde konulabilir bu durumu operasyon öncesinde hasta ve doktor birlikte planlamalıdır. Bu planlamada hastanın deri kalitesine, elastikiyet kaybına ve meme başı pitoz derecesine dikkat edilir. Hastaya sadece meme implantı uygulanacak ve başka herhangi bir işlem yapılmayacaksa direkt olarak implantlar için kas altına yerleştirme planlaması yapılabilir. Kas altındaki protezler ise süt bezlerinden uzakta yani protez ile süt bezlerinin direkt bağlantısı olmayan bir yere konumlandırılır. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda emzirmeye engel bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılacaktır.

Göğüs küçültme ameliyatından sonra emzirme etkilenir mi sorusunun cevabı eskiden evet olsa da artık günümüzün teknolojisiyle süt bezi koruyucu cerrahi yöntemler mevcuttur. Göğüs küçültme ameliyatı ilk olarak göğüs dokusunun kesilip küçültmesi orada bulunan çeşitli dokulara zarar verilmesi gibi algılansa da durum böyle değildir. Meme başı ve süt kanallarının büyük kısmının korunan yani süt bezi koruyucu yöntemiyle yapılan operasyonlarda süt veriminin devam ettiği kaydedilmiştir. (Bu oran %75’tir.)

Göğüs ameliyatlarından sonra emzirme konusunda hiçbir engel yokken ameliyattan bağımsız olarak bazı kadınlarda süt gelmez ve dolayısıyla emzirmenin gerçekleştirilemez. Bilimsel olarak yapılan çalışmada yapılan araştırma sonucu ameliyattan bağımsız olarak 100 annenin 80’i emzirmeyi başarılı bir şekilde gerçekleştirirken 20’si süt verememekte dolayısıyla başarısız bir emzirme yaşanmaktadır. Bu durum operasyon öncesinde doktor tarafından hastalara açıklanırsa hastaların kafasındaki sorular giderilmiş olacaktır.

Anneler bebeklerini emzirirken şunlara dikkat etmelidir;

1- İlk olarak bebek ile annenin ten tene temasının önemli olduğu unutulmamalıdır. Bu temas annenin sütünü arttırma ve birbiriyle bağlantıyı arttırma gibi avantajlar sunar.

2- Bebek doğduktan sonra yarım saat içerisinde emmesi gerekir. Bu şekilde yine annenin sütü artar ve bebek sağlıklı bir şekilde beslenmiş olur.

3- Emzirme öncesinde ve sonrasında enfeksiyon durumu yaşanmaması için ellerin temizliğine dikkat edilmelidir.

4- Annenin sırtının ve belinin ağrımaması ve bebeğin meme ucunu daha kolay kavraması amacıyla anne rahat bir yerde ve pozisyonda oturmalıdır.

5- Bebeğin ağlaması acıkmasına bir işaret olabileceği için altının ıslak olmasına da işaret edebilir bundan dolayı emzirdikten önce ve sonra altının kuru olmasına dikkat edilmelidir.

6- Bebeğin emerken burnunun açık olmasına dikkat edilmelidir.

7- Bebeğin ağlaması ve aranması acıktığını ifade etmektedir bundan dolayı böyle bir şey fark edilirse bebek emzirilmeye başlanmalıdır. Bebeğin ilk doğduğu günlerde 8-12 defa emzirilmesi normaldir.

8- Bebek emzirilirken annenin memesinin kahverengi kısmının tamamı bebeğin ağzında olmalıdır.

9- Anne emzirme döneminde stresten uzak durmalıdır.

10- Yine anne emzirme döneminde ilaç kullanımına dikkat etmeli, bebek için zararlı olabilecek ilaçlardan kaçınmalıdır.

Bebek emzirilirken tutulması için önerilen en etkili iki pozisyon vardır.

* Kucaklama tekniği: Anne kucağına yastık koyulur ve bu yastığın üzerine bebek yerleştirilir. Bebeğin kafası anne koluyla desteklenerek poposundan kavranır ve bebeğin vücudu anneye tamamen döndürülmelidir.

* Koltuk altı tekniği: Sezaryenden sonra uygulanması kolay olan bir teknik koltuk altı tekniğidir. Bebeğin vücudu koltuk altına yerleştirildikten sonra başı ve ensesi annenin eliyle desteklenir. Annenin memesinin kahverengi kısmının tamamı bebeğinin ağzında olmasına dikkat edilmelidir.

Günümüzde meme büyütme ameliyatları her geçen gün çok daha konforlu ve güvenilir bir hal almaktadır. Dolayısıyla ileride anne olmayı da düşünen tüm kadınlar güvenle ve konforla yeni bir göğüs formuna kavuşmak için göğüs büyütme ameliyatlarına başvurabilirler.

karın germe ameliyatı 1

Karın Germe Ameliyatı Sonrası Hamilelik

Karın germe ameliyatı sonrası merak edilen bir diğer konu ise ameliyat sonrası hamilelik süreci ve hangi komplikasyonlarını gelişip gelişmediğidir. İlk olarak karın germe ameliyatının hamilelik için herhangi bir komplikasyon geliştirmediği bilinmelidir. Karın germe ameliyatı sonrası hastanın hamile kalması için karın kaslarının ve karın iç duvarının iyileşmesi gerekir. Bu durum ortalama 1 senedir. Yine hamilelik sonrası karın germe ameliyatının yaptırılması düşünülüyorsa ameliyat için 1 sene beklenilmelidir.

Tekrar hamile kalmayı düşünmeyen ve karın germe ameliyatı olmayı düşünen kişilerin doğumdan bir sene sonra doktora gitmesi gerekir. Bu şekilde yapılan planlama ve ameliyatlar daha sağlıklı bir şekilde olacaktır. Ayrıca karın germe ameliyatının doğumdan önce değil sonra yapılması önerilmektedir çünkü doğum sonrasında sarkma ve çatlaklar beklenilen şikayetlerdir. Karın germe ameliyatı bu sarkmaların geçirilmesinde etkili olacaktır.

Karın germe ameliyatı sonrası cinsel ilişkiye girmek için yine karın duvarının ve dikişlerin iyileşmesini beklemek önemlidir çünkü hamilelikte görüldüğü gibi cinsel ilişkide de karın kasları fazlasıyla hareket halindedir. Ameliyat sonrası ilişkiye girmek için beklenilmesi gereken süre 4 ila 6 haftadır. Bu süreden önce cinsel ilişkiye girilirse karın duvarında sıvı birikmesi yaşanabilir bu da iyileşme sürecini uzatan bir durumdur.

Karın Germe Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Karın germe ameliyatının planlamasının yapılması için ilk olarak doktor detaylı muayene ve radyolojik görüntüleme tekniklerini kullanır. Hasta daha önce sezaryen olmuşsa bu bölgeden yanlara doğru çizilen bir çizgiyle göbek deliği arasındaki sarkıklıklarının alınacağı planlanır. Buradaki derinin alınmasının ardından göbek deliğinin üst kısmında kalan deri aşağıya doğru gerilir ve göbek deliği uygun bir konumda yeniden şekillendirilir. Burada göbek deliğine yapılan işlem operasyon sonrasında 1 haftalık sürede düzelme gösterir.

Hastada sarkıklık ve çatlaklar dışında bir yağlanma da mevcutsa hastanın ve doktorun ortak kararıyla karın germe ameliyatı yanında liposuction işleminin yapılmasına da karar verilir. Liposuction işlemi en genel haliyle ameliyat bölgesindeki yağların alınması olarak tanımlanabilir. Ameliyatta karın duvarının üst bölümünde yer alan kısım toplayıcı dikişler ile sıkıştırılarak karın kasları sarkmaları düzeltilir.

Karın germe ameliyatı sonrası dikişler ve dikiş izleri de merak edilen konular arasındadır. Ameliyat gerçekleştirildikten sonra o bölge kapatılırken iç kısma normal dikiş dış kısma ise kendiliğinden eriyen estetik dikiş atılmaktadır. Bu dikişler ortalama 3-4 hafta sonunda kendiliğinden atıldığı için dikişlerin alınması için doktora gitmeye gerek yoktur yalnızca kontrollere gitmek yeterlidir.

Karın germe ameliyatı hastaya bağlı olarak 2-3 saat sürebilir. Eğer ameliyat alanı çok büyükse bu süre 4 saate kadar uzayabilir fakat bu alan küçükse mini karın germe ameliyatı dediğimiz kolay bir işlem sayesinde 1.5 saatte tamamlanabilir. Karın germe ameliyatı sonrasında karnın kolay şekil alması ve darbelerden korunması için korse takılması çok önemlidir. Ayrıca hastadan hastanede kaldığı süre boyunca sürekli olarak yatması değil ilk gün refakatçisinin yardımıyla yürümesi, ameliyatın ertesi günü tek başına yürümesi önerilir. Hasta ne kadar yatmaya alışkın olursa iyileşme süresi o kadar uzayacaktır. Hasta doktorun önerdiği ilaçları kullanmayı reddettiği durumlarda kanamaya ve enfeksiyona açık hale gelecektir çünkü ameliyattan sonra doktor hastanın enfeksiyon riskinin azalması açısından antibiyotik verecektir.

Karın germe ameliyatı sonrasında hastada anestezinin etkisi azalması ile birlikte ağrılar görülebilir. Bu aralar ağrı kesicilerle kolaylıkla geçebilen basit ağrılardır. Hastada bunun dışında şişlik ve ödem yaşanması da normaldir çünkü karın bölgesi kendini toparlarken böyle bir tepki verebilir. Bu şişkinlikten kurtulmak amacıyla bol sıvı tüketmek işe yarayabilir. Hastanın kanama şikayeti varsa bu durumda en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekir. Ameliyattan sonraki süreç ameliyat kadar önemli bir süreçtir ve bu süreçte hasta ani hareketler ve travmalara karşı korunmalı, doktorun verdiği ilaçları düzenli olarak kullanılmalı ve pansumanları büyük bir dikkatle yapmalıdır. Yine hijyenine de özen göstermelidir.

karın germe sonrası korse kullanımı

Karın Germe Ameliyatı Sonrası Korse Kullanımı

Karın germe ameliyatı karın bölgesinden rahatsız olan kişiler için karnın kesilerek yeniden şekillendirilmesi amacı ile yapılan cerrahi bir operasyondur. Bu cerrahi operasyonu en çok yaptıran kişilerin sezaryen doğum sonrası karın sarkması şikayeti olan kadınlar olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca geçmişte aşırı kiloya sahip olanlar kilo verirken sarkmalar yaşamaktadır ve karın germe ameliyatı burada iyi bir seçenek olarak görülmektedir. Karın germe ameliyatında karın bölgesinin sadece dış bölgesine işlem uygulandığı, iç bölgesine girilmediği ve uğraşılan dokuların sadece sarkan dokular olduğu bilinmelidir.

Karın germe ameliyatında adından da anlaşılabileceği gibi amaç ameliyat sonrasında karnın gergin olmasıdır. Bundan dolayı doktorlar ameliyat sonrasında da hastanın belirli bir süre ameliyat korsesi takmasını istemektedir. Hastaların korse takmaları için gerekli olan süre ameliyattan sonraki ilk 3 hafta gece – gündüz yani aralıksız bir şekildedir. 3. haftadan sonra ise sadece gündüzleri takmak yeterlidir. Ayrıca hasta egzersiz yaptığı süre boyunca da bu korseye mutlaka takmalıdır.

Karın germe ameliyatından sonra korse takmanın hem karın bölgesini dış etkenlerden karşı korumak hem de karındaki düzlüğü sağlamak gibi faydaları bulunmaktadır. Korse karın germe ameliyatında en etkili şeydir ve korsenin ameliyattan sonraki ilk 3 hafta takılması gerekliliği karnın düzlüğünü etkileyecek ve fazla bir koruma alanı oluşturacak olmasındandır.

Karın germe ameliyatı sonrası korsenin ne zaman çıkarılacağı aslında kişiden kişiye değişkenlik gösterebilmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi ameliyat ile korse birbirinin tamamlayıcısı olduğu için korse takılması oldukça önemli ve gerekli olsa da hastalar korsenin fazla sıkması veya terletmesi gibi bahaneler sunarak kullanımından kaçmaya çalışmaktadır. Ancak korse ve ameliyat birbirini tamamladığı için korse takmamak hastaların en büyük hatası olacaktır.

Karın Germe Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

Karın germe ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gerekenler şu şekildedir:

1- Hastada ameliyat sırasında herhangi bir komplikasyon gelişmemiş ise ameliyattan 3-4 saat sonra yemek yemeye ve yürümeye başlayabilir ertesi günde taburcu olabilir.

2- Yukarıda da belirttiğimiz gibi korse ameliyattan sonra mutlaka takılması gereken bir tamamlayıcıdır.

3- Düz yatışlarda ameliyat bölgesinde bir gerginlik hissi yaşanır. Bu gerginlik hisssinin oluşmaması amacıyla hasta yatarken dizlerini karnına doğru çekmeli ya da yan yatmalıdır.

4- Ani kasılmaların, ağır yük kaldırmaların, ağır egzersiz yapmaların ve ani refleks ile yapılan hareketlerin karın içi basıncı arttırıcı etkisi olduğu bilinmelidir. Karın iç basıncının artması ise dikişleri zorlayabilir. Bundan kaçınmak için ameliyattan sonraki ilk 2.5-3 ay boyunca eğilirken dikkat etmeye, ağır egzersiz yapmamaya, ağır yük kaldırmamaya ve ani kasılmalardan kaçınmaya özen gösterilmelidir.

5- Ameliyattan sonra karın bölgesi bandajlarla sarılı olacaktır. Bandajlar çıkana kadar hasta banyo yapmamalı, bandajların çıkmasının ardından banyo yapmalıdır. Eğer korse kullanımı tercih edilmişse hastanın ameliyattan sonraki gün banyo yapmasında herhangi bir sakınca yoktur. Sadece banyo esnasında sert su darbelerine karşı karın bölgesini koruması gerekir.

6- Karın germe ameliyatı esnasında karın kaslarına müdahalede bulunulmuşsa hastanın ameliyattan sonraki ilk hafta altı hafta egzersiz yapması önerilmemektedir. Ameliyattan sonra hafif tempolu yürüyüşler yapılmasında sakınca yoktur.

7- Karın germe ameliyatı içeride normal dikiş dışarıda ise eriyen dikiş atılan bir ameliyattır. Dikiş izlerinin görüntüsünü azaltmak amacıyla dıştaki iplerin erimesi ile birlikte hastaya yara yeri iz kremlerinin kullanılması önerilmektedir. Karın germe ameliyatlarından sonra 2 ay boyunca günde 1-2 kez kullanılan kremlerin etkisinin olduğu gözlemlenecektir.

8- Son olarak hasta ameliyattan sonraki süreçte tam iyileşme için 3 ila 9 ay arasında beklemesi gerektiğini unutmamalıdır. Operasyondan sonra cilt iyileşmesi 10-15 gün, karın şekillenmesi 3-4 ay sürer. 6. aydan sonra vücudun son şeklini alması beklenir.

Hasta yukarıda anlattığımız önerilere uyarsa ve korse kullanımına özen gösterirse hızlı bir şekilde iyileşmenin yanı sıra istediği görünüme kavuşacaktır.

jinekomasti iz kalir mi

Jinekomasti Ameliyatı Sonrası İz Kalır mı?

Jinekomasti bazı erkeklerde görülen kadınlarda olduğu gibi büyük göğüslere sahip olmaya neden olan estetik bir problemdir. Bu problem fiziksel görünüme yansıdığı için birçok hastayı sosyal hayatında etkilemekte ve hastalar bundan dolayı çareyi jinekomasti ameliyatında aranmaktadır.

İlk olarak jinekomastiye neden olan faktörleri ve bu hastalığın nasıl anlaşıldığını anlatmakla başlayalım. Jinekomasti ergenlik döneminde hormonal nedenlerden kaynaklı veya aşırı kilodan dolayı olabilmektedir. Özellikle testis tümörü olmak üzere çeşitli tümörler bu hastalığı tetikleyebilirken yine kullanılan ilaçlar da sebebiyet verebilir. Jinekomasti hastaları genellikle bol giyinen, kambur yürüyen ve denize girmeyi reddeden kişilerdir çünkü diğer türlü fiziksel görünümlerinin ortaya çıkmasından endişe ederler.

Jinekomasti hastalığının teşhis noktasında ultrason, MR gibi görüntüleme tekniklerine ve hormon analizlerine başvurulur. Klasik jinekomasti hastaları ergen yaşta olurken çeşitli nedenlerden dolayı ilerleyen yaşlarda da görülebileceği unutulmamalıdır. Ayrıca jinekomasti her iki memede görülebileceği gibi tek memede de görülebilir.

Jinekomasti hastalığında jinekomasti ameliyatı en etkili ve kesin yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu operasyon hastaya özel planlanmakla birlikte genel haliyle şu şekildedir:

* Jinekomasti türü glandüler tip jinekomasti ise o zaman jinekomasti ameliyatında cerrahi yönteme başvurulur. Bu tip jinekomastide sert meme dokusu ağırlıktadır.

* Jinekomasti türü karışık tip jinekomasti ise glandüler doku ve yağ dokusu ağırlıktadır. Bu tür jinekomastide iki teknik de kullanılır. Hem cerrahi müdahale yapılır hem de yağ alma işlemi (liposuction) birlikte uygulanır.

* Jinekomasti türü yağlı tip jinekomasti ise adından da anlaşılabileceği gibi yağ dokusu daha fazladır ve sadece liposuction yani yağ alma işlemi yeterli olabilir.

* Diğer jinekomasti sınıflandırmalarında yapılan değerlendirmeye göre işleme karar verilir.  Meme dokusunun büyüklüğü ve cilt dokusunun miktarı değerlendirilir. Buna uygun bir işlem yapılmaktadır.

Jinekomasti ameliyatı sonrası hastaları bekleyen bir iyileşme süreci vardır. Bu süreç ameliyat için kullanılan tekniğine göre çeşitlilik göstermektedir. Liposuction yani yağ alma işlemi yapılmışsa iyileşme sürecinin daha kolay geçeceğini söyleyebiliriz. Liposuction işleminde ortalama olarak üç hafta yeterli bir süredir bu süre sonunda hasta sosyal hayatına tamamen döner.

Cerrahi müdahale yapılan tiplerde ise hasta lokal veya genel anestezi altında bu işlemi olacağı için ağrı hissetmez ve ertesi gün taburcu olabilir. Ödem ve şişliklerin yaşanması normal bir durum olmakla birlikte hasta kendini fazla zorlamadığı taktirde birkaç gün içerisinde geçecektir.

Jinekomasti ameliyatı sonrası operasyonda kullanılan tekniğe göre iz kalıp kalmama durumu değişkenlik göstermektedir. Eğer operasyon liposuction işlemiyle gerçekleştirildiyse sadece kanül deliklerinin girdiği noktalara çok küçük çapta izler kalabilir. Operasyon jinekomasti ameliyatı cerrahi işlemle gerçekleştirildiyse meme başından yapılan küçük kesi izleri belli olabilir. Bu kesi meme başının hemen altından yarım ay şeklinde atılan bir kesidir dolayısıyla düşünüldüğü gibi fazla belirgin değil sadece memenin koyu bölgesinde belirli belirsiz bir iz olur.

Jinekomasti Ameliyatı Sonrası Kalan İzler İçin Neler Yapılabilir?

Jinekomasti ameliyatı sonrası kalan izler belirgin olmasa da bu görünümden rahatsız olan hastalar için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bunların ilki ameliyat sonrası iz kremleridir. Ameliyat sonrası iz kremleri ameliyat izlerini tamamen geçirmese de hastanın rahatsız olduğu görünümün azalmasında yardımcı olacaktır. Ameliyat sonrası iz kremleri diğer yöntemlere göre daha ucuz olduğundan tercih edilebilir. Ameliyat izleri için sunulan ikinci seçenek lazer yöntemle ameliyat izlerinin silinleşmesine yardımcı olunmasıdır. Bu yöntem ameliyat sonrası iz kremlerine göre daha etkin bir çözüm olsa da daha maliyetlidir.

Yine yara izlerinin geçmesi için evde hastaların kolaylıkla yapabileceği öneriler bulunmaktadır. Bunlardan en kolayı ve etkilisi ameliyat bölgesine masaj yapmaktır. Masaj yapılan bölgede kan dolaşımı hızlanacağı için iz bulunan bölgede doku yenilenmesi sağlanır. Bunun dışında doktorun önerisine göre sıcak veya soğuk uygulamalar yapmak kan dolaşımını hızlandırarak doku onarımını sağlayabilir. Bu öneriler uygulandığı zaman eğer hasta hala görünümünden rahatsız oluyorsa yukarıda yer verdiğimiz ameliyat sonrası iz kremi kullanarak veya lazer yaptırarak istediği görünüme sahip olur.

silikon meme protezi modelleri

Meme Silikon Ameliyatı Sonrası Şişlik Ne Zaman Geçer?

Meme silikon ameliyatı olan kişiler ameliyat oldukları ilk gün doktor uygun görürse taburcu olabilir. Bazı durumlarda doktor hastadan bir gün hastanede kalmasını isteyebilir. Ameliyattan sonra ilaçların etkisi zamanla azalacağı için ağrı hissinin yaşanması beklenmektedir. Bunun dışında göğüs bölgesinde basınç ve hassasiyet görülebilir. Ağrı şikayeti doktorun istem verdiği ağrı kesiciler ile önlenebilir diğer şikayetler ise en fazla üç gün olarak kendiliğinden geçer.

Meme silikon ameliyatı yapıldıktan 3-4 gün sonra göğüs bölgesindeki sargılar açılır. Bu dönemde hastanın göğüs bölgesine bakması ve kıyas yapması doğru değildir çünkü bu aşamada ameliyat bölgesinde şişlik ve morlukların görülmesi olası bir durumdur. İyileşme süreci tamamlandığında bu şişlik ve morluklar kendiliğinden geçecektir.

Meme silikon ameliyatı sonrası iyileşme süreci kişiye göre farklılık gösterse de genel olarak operasyonun ikinci haftasında iş ve sosyal hayata dönülmektedir. Bu süreçte göğüslere nazik davranmaya, sert hareketlerden ve ağır işlerden kaçınmaya dikkat edilmelidir.

Göğüs büyütme, göğüs küçültme ve göğüs dikleştirme ameliyatı sonrasında kıyaslama yapmak için yaraların iyileşmesi ve şişliklerin geçmesini beklemek gerekir. Vücut sakinleşip şişlikler inince ya da bir süre vermek gerekirse ameliyattan sonra bir hafta geçince beden ve göğüslerde değişim gözlemlenir. Birinci ayın sonunda silikonlar oturmaya başlar ve 4-6. ayda tam olarak oturur.

Meme silikon ameliyatından sonra yapılması gerekenler şu şekildedir;

1- Hasta meme silikon ameliyatı sonrası bol bol dinlenmeli ve sıvı alımına dikkat etmelidir. Ameliyattan sonraki ikinci veya üçüncü gün itibariyle ev içerisinde hafif yürüyüşlerin yapılmasında sakınca yoktur.

2- Meme silikon ameliyatı sonrası ameliyatta açılan ve silikonların yerleştirildiği yaraya veya doğru bir ifadeyle dikişlerin olduğu yere bakım yapılmalıdır. Burada doktorun istemine göre kremler uygulanabilir. Buraya yapılacak bakım ameliyattan sonraki süreçte iz kalmaması açısından önemlidir.

3- Meme silikon ameliyatı sonrası ödem ve şişliğin yaşanmasının normal olduğunu belirtmiştik. Neredeyse bütün ameliyatlardan sonra bu komplikasyonların yaşanması olasıdır. Meme silikon ameliyatından sonra da ameliyat bölgesi işlem sonrasında sıkışacağı için ödem toplayabilir. Bu ödem ve şişlikler kısa sürede kendiliğinden geçecektir.

Meme Silikon Ameliyatı Sonrası Şişliğin Yaşanmaması İçin Nelere Dikkat Edilmelidir?

Meme silikon ameliyatı sonrası şişlik ve ödem belirli bir aşamaya kadar kendiliğinden geçse de tamamen inmesi ve dağılması için masaj uygulaması yapılmalıdır. Doktorun önerdiği şekilde yapılan masajlar lenf kanallarını genişleterek ödemin hızlıca atılmasına yardımcı olur. İlk haftanın sonundan itibaren uygulanmaya başlanılabilen masaj yapılmadığı takdirde ödemin belirli bir aşamasından sonra daha yavaş bir şekilde dağılmasına neden olur.

Kulağa her ne kadar alışılmış gelse de meme silikon ameliyatı sonrasında hastanın kendini zorlaması, ağır egzersizlere veya yük kaldırmaya devam etmesi, dengeli ve düzenli beslenmemesi ve yeterli miktarda sıvı almaması ödemin azalmasında ve geçmesinde bir engeldir.

Meme silikon ameliyatından sonra ameliyatın başarıyla sonuçlanması için doktor medikal sütyenler veya göğüsleri saran sporcu sütyenleri, koruyucu korse tipi sütyenler önerecektir. Bu sütyenlerin ameliyattan sonraki özellikle ilk iki aylık süreçte kullanılması iyileşme sürecinin verimli bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacak ve hastayı sosyal hayatına daha kolay adapte edecektir.

Son olarak meme silikon ameliyatı sonrası duş almak için bandajların çıkarılması beklenilmelidir. Banyo için pansuman açılması sonrası iyi bir zamanlama olacaktır. Dikiş bölgelerinin ıslak ve nemli kalması enfeksiyon riskini arttıracağından kuru kalmasına özen gösterilmelidir. Ayrıca dikişler tam olarak iyileşmeden havuza ve denize girilirse yine enfeksiyon riski oluşacaktır. Bundan dolayı bu yerlere girmekten kaçınılmalı, güneşe çıkarken de güneş kremi kullanılmalıdır.

Yukarıda yer verdiğimiz uyarılara dikkat edilmesi halinde hem iyileşme süreci kısalacak hem de ameliyat başarısı artacaktır. Ameliyat tamamen doktora bağlı olsa da ameliyat sonrasında hastanın gerekli bakımı yaptığı taktirde sosyal hayata daha kısa süre dönmemesi için bir engel yoktur.

burun estetiği öncesi alkol ve sigara

Burun Estetiği Öncesi Alkol ve Sigara

Burun estetiği öncesi alkol kullanımında oluşacak etki; kullanılan alkolün dozuna bağlıdır. Ameliyat öncesi 10 günde, aşırı alkol tüketilmesi sonucunda, karaciğere binen yük artar ve bu da anestezide oluşabilecek risk oranını yükseltir. Son yıllarda kullanılan anestezi ilaçlarının karaciğere etkileri azaltılmıştır ancak yine de ameliyattan önceki günlerde aşırı alkol kullanımından kaçınmak gerekir.

Ameliyat planlalanırken, ameliyat ve anestezinin nasıl olması gerektiği; kişinin günlük ve sosyal hayatını en az etkilenmesi göz önüne alınarak yapılır. Ancak, her ne olursa olsun, anestezi ve ameliyat işlemlerinin küçük de olsa bir riski vardır ve bu açıdan alkol ve sigaranın genel olarak bilinen olumsuz etkileri nedeniyle ameliyat döneminde kullanımın sınırlandırılması gereklidir.

Genel anestezi uygulanması; ameliyat esnasında vücudun tamamen uyutulmasına dayanan ameliyatlarda, sigaranın zararlı etkisi çok daha fazla belli olmaktadır. Anestezi uygulandığı anda, vücudun solunum işlemi durur ve makineler aracılığıyla solunum yaptırılır. Bu durum da akciğerlerin farklı bir şekilde çalışmasına neden olur. Sigara kullanımı, akciğer solunum sistemini kaplayan epidel adı verilen dokuya zarar vermişse, akciğerlerin fizyolojisi değişir ve hastanın tekrar uyandırılması sırasında problemler oluşabilir. Bazı durumlarda ise hasta hiç uyanamayabilir. Bu nedenle ameliyatlara girmeden önce mutlaka sigaranın bırakılması şarttır.

burun estetiği sonrası burun şekli

Burun Estetiği Sonrası Burun Şekli Ne Zaman Oturur?

Burun estetiği sonrası burun şekli bazen isteğe göre yapılır bazen de tamamen kişiye özel doğal bir burun şekli tasarlanır. Eğer iyi bir doktor tarafından yapıldıysa, kişiye özel burunlarda estetik olduğu belli bile olmaz. Burun estetiği sonrası burnun şeklinin tam oturması ortalama 1 yıl kadar sürmektedir. Ancak bu durum bazen kişiden kişiye göre değişmektedir. Bu süre daha kısa ya da daha uzun olabilir. Ancak bu sürede burnun darbe almamasına dikkat edilmelidir.

Burun Ameliyatı Sonrası Burun Ucu Şişliği Ne Zaman Geçer?

Burun ucu şişliği yaklaşık 2-3 hafta kadar devam edebilir. Burun şişliği biraz ameliyatın nasıl yapıldığına da bağlıdır. Açık yapılan ameliyatların iyileşme süreci kapalı yapılan ameliyatlara göre daha uzun sürmektedir. Ameliyattan sonraki birkaç hafta çok önemlidir. Burun dikkatli bir şekilde temizlenmelidir ve sıkılmamalıdır.

Burun Ameliyatı Sonrası Burun Ucu Kalkıklığı Ne Zaman Geçer?

Burun estetiği ameliyatından sonra göz altlarında ve burun yanlarında şişmeler olacaktır. Bu normaldir. Ameliyattan 1 ya da 2 hafta sonra bu şişlikler inmiş olur. İlk birkaç gün şişlikler ve morluklar olacaktır. Ayrıca, burun için çok hassas davranılmalıdır. Burnu spreyle yavaş bir şekilde temizlemelisiniz ve sümkürmek çok sakıncalıdır. Yüksekte yatmanız gerekir.

Burun Ameliyatı Sonrası Morluklar Ne Zaman Geçer?

Burun estetiği ameliyatı sonrasında göz altlarında ve burun çevresinde yoğun morluklar oluşur. Bunların geçmesi fazla uzun sürmez. Gün geçtikçe azalır ve 1 ya da 1,5 hafta içerisinde geçmiş olur. Ameliyattan sonra burnunuzda hafif sızıntı şeklinde kanamalar olabilir. Bu kanamalar genelde birkaç gün sürer. Ameliyattan sonra tamponlar çıkana dek nefes alamayacaksınız. Bu süre 1 haftadır. Burnunuzu her türlü darbeden korumalısınız. Bazen bandajlardan dolayı kaşınabilir ama asla kaşımamalısınız. Dudaklarınız bu sürede çok kuruyabilir ama kendiliğinden kabuk atacaktır. Bandajlar da 10 gün kadar sonra çıkartılır. Bazı doktorlar farklı süre verebilir.

meme buyutme sonrasi iz kalir mi

Meme Büyütme Ameliyatı Sonrasında İz Kalır mı?

Ameliyat sonrası oluşabilecek izler çok önemlidir plastik cerrahide. Bizim amacımız aslında minimal izler bırakmak veya mümkünse hiç iz bırakmamak. Meme büyütme ameliyatları da estetik ameliyatlar olduğu için buna çok dikkat ediyoruz. O yüzden çeşitli ameliyat izlerinden giderek bu operasyonlar tanımlanmıştır. Bunlardan en sık kullanılanı meme altında yaklaşık 4 cm olan bir izdir. Yine meme başı etrafından yapılan bir yaklaşım vardır. Bir de koltuk altından olan bir yaklaşım vardır. Yani iz koltuk altı katlantı üzerinde olur. Bu yöntem aslında bayanda yaptığımız meme ameliyatları içerisinde memede iz olmayan nadir yöntemlerden bir tanesidir. Ama her bayanda uygulanması mümkün olamamaktadır. Biraz daha açarsak konuyu; koltuk altında yaklaşımda bulunabilmek için memenin sarkık olmaması gerekir. Bu da doğum yapmış bayanlarda genellikle mümkün olamamakta. Çünkü bir miktar sarkıklık olmakta. Ama doğum yapmamış özellikle genç kızlarda, memesi gelişmemiş olan genç bayanlara bu yöntem çok geçerlidir. Ve dediğim gibi memede hiç iz olmayan yegane yöntemlerden bir tanesidir.

meme implant yerleşimi
Meme İmplant Yerleşimi

Koltuk altından yine 4 cm”lik kesi yapılarak girilir ve iz koltuk altı katlantı çizgisi olarak iyileşir. Normalde hemen hemen bir yıl sonra hiç belli olmaz. Şimdi izden bahsettik, bir de bu protezlerin yerleştirme planı var. Kas altı ve kas üstü diye bir planlama var. Böyle bir yaklaşım da söz konusu. Hangisi daha iyidir demek yanlış olur. Her hastaya göre bu protezin yerleştirme planı da değişebilir. Yani hem kas üstü gerektiğinde hem de kas altı yerleştirme söz konusudur. Dediğim gibi bu konularda karar verecek olan doktorunuzdur. Hatta sadece plastik cerrah değil, aynı zamanda hastasıyla beraber konuşmak ve buna beraberce karar vermek durumundadır.

lipödem tedavi edilmezse

Lipödem Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Lipödem tedavi edilmezse lipödem kademeli olarak genişlemeye devam etmekte ve çok ilerlediğinde hastaları yatağa bağımlı hale getirmektedir. Şişliklerin cilt kıvrımları arasında bakteriyel ve mantar enfeksiyonları gelişebilmektedir.

Günümüzde lipödem sıklıkla obezite ile karıştırıldığı için yanlış bir şekilde tedavi edilmektedir. Lipödem’in genellikle ergenlik dönemine giren kız çocuklarda olmak üzere, yaşamın herhangi zamanında hormonal değişikliklere bağlı olarak da başlayabiliyor. Toplumun ve sağlık profesyonellerinin lipödemle ilgili farkındalığının az olması nedeniyle hastalar çoğunlukla tanı alamamaktadır. Tedavi edilmediğinde ilerleyen bu kronik durum batı ülkelerindeki kadınlarda yüzde 11-18’e varan oranlarda olduğu bildirilmektedir. Lipödem tedavi edilmezse ilerler, ve cerrahi olarak tedavisi gerekebilir. Lipödem tedavisinde manuel lenfatik drenaj, egzersiz, kilo kontrolü ve cilt bakımından oluşan terapiler ile liposuction cerrahisi yaklaşımları kullanılmaktadır.

Lipödemli kadınların kilo aldıklarında veya kilo verdiklerinde bile bacaklarda değişiklik olmadığında psikolojik stres, anksiyete, depresyon ve sosyal izolasyona varan sorunlar ortaya çıkmakta.

Lipödem Kaç Yaşında Başlar?

Lipödem sıklıkla ergenlik dönemine giren kız çocuklarda başlamakla birlikte, yaşamın herhangi zamanında hormonal değişikliklere bağlı olarak başlayabilir. Aktif ve genç kadınlarda görülmesi ve hastalığın ilerlemesi sonucunda son dönemde yürümeyi engelleyerek yaşam kalitesini ciddi şekilde bozması nedeni ile bu hastalığın seyri önem kazanmaktadır.

Lipödemin Obeziteden Farkı Nedir?

Lipödem hastalarında tipik olarak bacaklar şişmiş ama ayaklar şişmemiştir. Lenfödemde ise tipik olarak ayak sırtlarındada şişlik görülür. Lenfödemde öyküde kanser cerrahisi veya doğuştan veya sonradan gelişen şişlik olabilir. Ama tedavi edilmemiş lipödem hastalarında lenfödem de klinik tabloya eklenebilmektedir (lipo-lenfödem). Flebo-ödemde ise toplar damarlarda belirgin problem eşlik eder ve bacaklarda damarsal genişlemeler vardır. Ama tedavi edilmemiş lipödem hastalarında flebo-ödem de klinik tabloya eklenebilmektedir (lipo-fleboödem). Obezitede tüm gövdede, bacaklar ve kollarda orantılı bir şişlik vardır ve obeziteye sıklıkla kalp ve damar hastalıkları (koroner arter hastalığı, hipertansiyon), şeker hastalığı (diyabet) ve ciddi eklem kireçlenmesi (artroz) eşlik edebilir. Ama tedavi edilmemiş lipödem hastalarında sıklıkla obezite de klinik tabloya eklenebilmektedir. Obezite lipödeme eşlik edebilse de tamamen farklı bir durumdur. Obezitenin aksine lipödemdeki ayağ dokusu hipertrofisi ve şişlik diyet, egzersiz, kalori kısıtlaması veya bariatrik cerrahilere dirençlidir.

Lipödemin Tedavisi Var mıdır Hangi Doktor Lipödem Tedavisine Bakar?

Lipödem tedavi edilmez ise lipödem kademeli olarak genişlemeye devam etmekte ve çok ilerlediğinde hastaları yatağa bağımlı hale getirmektedir. Şişliklerin cilt kıvrımları arasında bakteriyel ve mantar enfeksiyonları gelişebilmektedir. Lenfödem eklendiği takdirde bu enfeksiyon odakları selülite hatta sepsise neden olabilir.

Lipödem tedavisini gerçekleştirecek ekipte lenfödem konusunda uzman bir fizik tedavi ve rehabilitasyon doktoru, plastik cerrah, vasküler cerrah, morbid obezlerde bariatrik cerrah, ayrıca lenfödem fizyoterapisti, hemşire, diyetisyen, psikolog gibi sağlık profesyonellerinin yer alması gerekmektedir.

burun kemiği eğriliği

Burun Kemiği Eğriliği Hakkında Merak Ettikleriniz

Burun Kemiği Eğriliği Tedavisi Nasıl Yapılır?

Burun kemiği eğriliği hastada burun tıkanıklığına neden oluyorsa ve yaşam kalitesini bozacak şikâyetlere yol açıyorsa tedavisinde tek seçenek ameliyat yapılmasıdır. Bu ameliyatın hasta adına rahat bir şekilde geçmesi istenmektedir bu nedenle genel anestezi altında yapılmaktadır. Burun deliklerinden açılacak kesiden hava yolunu tıkayan orta hattaki kemik çıkarılır. Septum hattındaki kıkırdak dokudaki eğrilik düzeltilerek yeniden yerine yerleştirilir. Burun etlerinde de şişlik belirlenir ise ameliyat sırasında bunlar da düzeltilebilir. Hastaların bu şekilde hem orta hattaki duvar eğriliği giderilir hem de burun tıkanıklığı sorunu çözümlenir. Burun eğriliği ameliyatı sonunda burun tamponu genellikle yerleştirilmez. Tampon konulması gerekirse hastanın nefes almasını zorlaştırmayan hava kanallı olan silikon tamponlar tercih edilir. Tercih edilen bu tamponlar sayesinde hasta iyileşme sürecinde rahat etmektedir. Silikon tamponların çıkarılması da kolaydır. Hastaların ameliyatın ardından gözaltı morluğu, burun şişliği gibi sorunları da olmaz. Kesi yeri burun deliklerinin ara bölmesinde olduğundan görünürde kalan iz de olmaz. Hastalar anestezi etkisinden çıktıktan sonra taburcu edilebilir. Normal yaşama dönüş için bir haftalık süreç yeterlidir. Burun eğriliği ameliyatı olan hastalarda görülebilen komplikasyonların içinde burun içi yapışıkları yaygındır. Bu yüzden hastaların ameliyattan sonra birkaç defa burun içi pansumanının yapılması zorunludur.

Her Burun Kemiği Eğriliği Estetik Operasyon Gerektirir Mi?

Her burun kemiği eğriliği sorununda estetik operasyon yapılması gerekmez. Burun orta hattındaki kemik eğriliği sadece burun içinde sorun yaratıyorsa, hastada rahatsız edici derecede burun tıkanıklığına neden oluyorsa burun eğriliği ameliyatının yapılması gerekir. Bunun yanında dışarıdan burun görünümünde de eğriliğe neden olan septum deviasyonu varsa operasyon burun estetiği ameliyatı ile bir arada yapılmalıdır.

Çocuklarda Görülen Burun Kemiği Eğriliklerinde Ameliyat Ne Zaman Yapılmalıdır?

Çocuklarda görülen burun kemiği eğriliklerinde ameliyat kararı vermek için burun gelişiminin tamamlanması beklenmelidir. Erkeklerde 17-18 yaşına kadar, kızlarda 15-16 yaşına kadar burun gelişiminin tamamlandığı kabul edilir. Ancak çocuklardaki burun eğriliği ciddi derecede burun tıkanıklığına neden oluyorsa, beraberinde uyku düzensizliği gibi başka sorunlarında yaşanmasına yol açıyorsa daha erken yaşlarda burun eğriliği ameliyatı kararı alınabilir. Ayrıca herhangi bir kaza neticesinde oluşan burun eğriliğinde de yaş sınırı beklenmeden ameliyat kararı alınabilir.

Burun Kemiği Eğriliği Tedavi Sonrası Tekrar Oluşur Mu?

Burun kemiği eğriliği genetik özelliklerden doğuştan olabileceği gibi sonradan buruna alınan darbe, travma gibi nedenlerden de kaynaklanabilir. Normalde burun eğriliği ameliyatında orta hattaki septum eğriliği düzeltilir. Ancak ameliyattan sonra çarpma, düşme gibi buruna alınan darbeler nedeniyle yeniden burun eğriliği gelişebilir. Bu yüzden burnun darbelerden korunması gerekir.

Burun Kemiği Eğriliği Sinüzite Neden Olur Mu?

Sinüzit sinüslerin yani yüz kemiklerinin arasındaki boşluklarda gelişen iltihaplanma ile meydana gelir. Sinüsler solunan havanın ısıtılmasında, nemlendirilmesinde ve temizlenmesinde rol oynarlar. Ayrıca sesin oluşmasında, kafa kemiklerinin hafifletilmesinde de etkilidirler. Burunda tıkanıklık oluştuğunda sinüsler yeterince havalanamaz. Bu nedenle bu hava boşluklarında virüs ve bakteriler birikerek enfeksiyona neden olurlar. Bu nedenle burun eğriliği sinüzite neden olabilir. Çünkü burun eğriliğinin en önemli etkisi burun tıkanıklığına yol açmasıdır. Burun tıkanıklığının derecesine göre hastalarda sinüzit gelişme riski bulunmaktadır.

Burun Kemiği Eğriliği Hangi Hastalıklara Yol Açar?

Burun kemiği eğriliği hastalarda burun tıkanıklığına neden olmaktadır. Burun tıkanıklığı hastaların burundan nefes almasında güçlük çıkarır. Bu nedenle geceleri horlama etkisi ortaya çıkar ve kişi uykusunu tam alamaz. Vücut yeteri kadar oksijen alamadığı için kalbin yükü artar. Dolayısıyla hastalarda kalp büyümesi, yüksek tansiyon gibi hastalıklar gelişebilir. Bunun dışında burun eğriliği orta kulakta sıvı birikimine, orta kulak iltihabına da neden olabilir. Bu yüzden burun eğriliğini basit bir sorun olarak kabul etmemek gerekir. Hastaların konforunu olumsuz şekilde bozan uyku apnesi, kalp hastalıkları, akciğer hastalıkları gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabilen ciddi bir rahatsızlık olarak görülmelidir. Bu nedenle tedavisinin ihmal edilmemesi gerekir.

Burun Kemiği Eğriliği Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Burun eğriliğinin her hastada tedavi edilmesine gerek duyulmaz. Bazı hastalarda burun eğriliği ileri derecede olmadığından herhangi bir yakınmaya neden olmaz. Burun eğriliğinin ilk ciddi belirtisi burun tıkanıklığına neden olmasıdır. Ancak kemik eğriliği fazla değil ise rahatsız edici derecede tıkanıklık sorunu yaşamayabilir. Kişiler bu sorunla da yaşamlarına devam edebilir. Ancak ileri derecede burun tıkanıklığı yaşayan kemik eğriliğinde tedavinin mutlaka yapılması gerekir. Hasta sağlıklı şekilde nefes alamadığında kalp ve akciğer hastalıkları gibi yaşamsal riski bulunan sağlık sorunları yaşayabilir.

Burun Kemiği Eğriliğinin Yaşa Bağlı Olarak Gelişimi Nasıl Olur?

Burun kemiği eğriliği doğumla birlikte mevcut olabilir. Bu durum genetik olarak anne karnında gelişebildiği gibi doğum sırasında bebeğin doğum kanalında zorlanması, travmaya maruz kalmasından da oluşabilir. Hafif derecedeki burun orta kemiğindeki eğrilik burnun gelişimini tamamlamasına kadar ilerleme gösterir. Yaklaşık 17-18 yaşlarına gelen hastalarda burun eğriliği dışarıdan bile fark edilebilecek düzeye gelebilir. Buna göre burun eğriliği anne karnından itibaren burnun gelişimini tamamlayıncaya kadar devam edecektir.

Burun Kemiği Eğriliği Kilo Artışına Neden Olur Mu?

Burun kemiği eğriliği hastalarda kilo artışına ve kilo verememeye neden olabilir. Burun eğriliği nedeniyle gelişen burun tıkanıklığı yüzünden hastalar özellikle geceleri ağızdan nefes almaya başlar. Ağızdan nefes alan kişiler oksijeni vücudun ihtiyacı oranında alamayabilirler. Oksijen vücuttaki yağ depolarının yakılmasına engel olur ve stres hormonu kortizonun salınımında artışa neden olur. Kortizon ise vücutta yağ oluşmasının tetikleyen hormondur. Hasta daha az oksijen aldığından stres kaynaklı yağ depolanmasında artma meydana gelir. Bu yüzden burun eğriliği nedeniyle hastalarda kilo artışı meydana gelebilir.

Burun Kemiği Eğriliği Alternatif Tıp Yöntemleriyle Tedavi Edilebilir Mi?

Burun eğriliği tedavisi için tek çözüm yolu ameliyat yapılmasıdır. Burun eğriliği ameliyatı ile burnun orta hattındaki septum eğriliği düzeltilmektedir. Bu sorunun giderilmesi için bilinen alternatif tıp yöntemleri bulunmamaktadır. Ancak tıp alanında yeni geliştirilen klipsleme tekniği de burun eğriliğinin tedavisinde başarılı sonuçlar vermektedir. Burnun orta hattındaki duvarın yerinden ayrıldığı ve düzeltilmesi zor olan vakalarda bu teknik oldukça başarılı olmaktadır. Bu teknikte kullanılan titanyum klipsler vücutla uyumludur. Burun orta kemiğine destek vererek burun eğriliğinin düzeltilmesini sağlamaktadır. Ayrıca kemik ya da kıkırdak dokunun ameliyatta kullanımı mümkün olmadığında da bu klipsler kemik ya da kıkırdağın yerine kullanılabiliyor.

Burun Kemiği Eğriliği İçin Hangi Bölüme Gidilir?

Burun eğriliğini ortaya çıkaran esas faktör olan orta kısmın eğriliğinde hem fiziki hem de fonksiyonel bazı sorunlar ortaya çıkar. Geceleri nefes almada güçlük, konuşunca nefes alışverişinde güçleşme, baş ağrıları ve diğer bazı problemler bu eğriliğe bağlıdır. Üst solunum yolunun elemanı olan burun eğriliği için de KBB bölümüne başvurulur. Tedavi ya doğrudan KBB bölümü tarafından ya da plastik cerrahi bölümü tarafından gerçekleştirilir.

Burun Kemiği Eğriliği Nasıl Düzeltilir?

Burun eğriliklerinin cerrahi olmayan herhangi bir yolla ortadan kaldırılması mümkün değildir. Dolgu enjeksiyonları ile yalnızca görsel bir etki kısa süreliğine elde edilebilir. Hem fonksiyonel hem de fiziksel sorunları ortadan kaldırmak için cerrahi uygulama yapılır. Ortadaki eğri kemik çıkartılarak düzeltilir. Sonrasında ise eski yerine yerleştirilerek gerekli kapatma işlemleri gerçekleştirilir. Burnun durumuna göre operasyon bir – iki saat arasında sürer. Çoğu zaman lokal; bazen de genel anestezi altında işlem gerçekleştirilir.

Burun Kemiği Eğriliği Ne Kadar Sürede İyileşir?

Burun eğriliğinin tedavisi cerrahidir. Cerrahi uygulamadan sonra yaklaşık üç hafta boyunca sargılar burunda kalır. Sonrasında ise çıkartılarak nihai iyileşme sürecine geçilir. Süre, yapılan müdahaleye göre üç ile altı ay arasında sürer. Yaklaşık bir yıl boyunca da burun bölgesi her türlü travmadan uzak tutulmalıdır. Birinci yıldan sonra ise burun tamamen eski haline döner.

bacak germe ameliyati

Bacak Germe Estetiği Liposuction Yöntemiyle mi Yapılıyor?

Bacak Estetiği

Yaşlılığa bağlı olarak deri sarkmalarının meydana gelmesi gayet normal ancak bunun tek nedeni yaşlanma değildir. Aşırı stres, spor yapmayan beden ve daha da önemlisi hareketsiz bedenlerde özellikle bacak bölgesinde yağlanmalar ve sarkmalar meydana gelecektir. Bu sarkmalar erken teşhis edildiği takdirde liposakşın tedavisi ile kısa sürede ortadan kaldırılabilir ancak deride meydana gelen sarkma, derinin tam olarak gevşemesi ile oluşmuşsa ameliyat şarttır.

Bacak germe estetiği ameliyatı yaklaşık 2 saat kadar sürüyor ve ameliyat sonrası herhangi bir şekilde ağrı durumu da söz konusu değildir. Genel anestezi destekli bir ameliyat modeli olduğu için hasta ve hekim konforu da üst düzeydedir. Ameliyat sonrası bacak iç kısmında şişlik, morarma ya da kızarma gibi sorunlar görülebilir ancak bu sorunların geçici olduğunu da bilmenizde fayda var.

Bacak Germe Nedir?

Sarkan derideki fazlalık, orantılı bir şekilde alınarak dikim işleminin yapılması eylemine verilen addır. Bacak bu sayede daha gergin bir görüntü sergileyecek ve görsel olarak da hoş bir duruşa sahip olacaktır. Bacak bölgesinin iç ve arka kısmında yer alan sarkık ya da fazlalık gibi görünen yağ dokusunun eksize edilmesi eylemi olarak da bir tanımlama yapmak mümkündür. Bu ameliyatlarda eğer ihtiyaç olursa yardımcı müdahale olarak liposakşın tedavisi de gerçekleştirilebilir.

Hangi Durumlarda Bacak Germe Estetiği Yapılabilir?

Deride gevşeme ve sarkma çok yoğun bir şekilde görülmüyorsa ameliyata gerek duyulmayacaktır ancak gevşeme oranı çok fazla ise ve liposakşın tedavisi ile sorunu ortadan kaldırmak mümkün değilse ameliyat şart hale geliyor. Derideki abartılı sarkmalar ve gevşemeler, bacak germe estetiğini doğuracak olan durumlardan en önemlileridir. Çarpık bacak ya da kalın bacak gibi sorun yaşayan kimseler de ameliyat dahilinde değerlendiriliyor. Aynı şekilde diz çevresindeki kalınlık ve incelik orantısında sorun olan kimseler için de bu ameliyat tavsiye ediliyor.

Bacak Germe Estetiği Liposuction Yöntemiyle mi Yapılıyor?

Bacak germe estetiği cerrahi yöntem ile gerçekleştiriliyor. Doğrudan liposuction yöntemi ile yapıldığını söylemek kesinlikle yanlıştır ancak ameliyat esnasında eğer hekim gerekli görürse liposuction tedavisi de tercih edilebilir ve bir yardımcı yöntem olarak uygulanabilir.

Bacak Germe Estetiği Ameliyatı Öncesi

Bacak germe estetiği ameliyatı öncesi hastaları birtakım tetkikler bekliyor olacaktır. Bu tetkiklerden bir tanesi anestezi muayenesidir. Genel anestezi destekli bir ameliyat olduğu için hastanın ameliyat esnasında anesteziye nasıl tepki vereceği ve sonrasında neler yaşanacağı da bu tetkikler ile ortaya koyuluyor. Fiziki muayene de bu tetkikler arasında yer alan bir diğer aşamadır. Elle ve gözle yapılan muayene sonrası ameliyat ile ilgili planlama süreci karşınıza çıkıyor. Yağ ölçüm testleri ve kan testlerinin yanı sıra rutin ameliyat testleri ile birlikte bu süreç geride bırakılacaktır.

Bacak Germe Estetiği Ameliyatı Sonrası

Bacak germe estetiği ameliyatı sonrası hastayı rahatsız edecek ve gündelik hayatını sekteye uğratacak derecede bir ağrı söz konusu değildir. Ameliyat genel hatları ile ele alındığında ağrılı bir ameliyat olmadığını söylemek de mümkündür. Ameliyat sonrası eğer ihtiyaç görülürse hekimleriniz tarafından ağrı kesici tavsiyesinde bulunulacaktır. Hareket kabiliyetiniz ilk etapta kısıtlanabilir ancak ameliyattan hemen sonra yani aynı gün ayağa kalkabilir ve hafif yürüyüşler gerçekleştirebilirsiniz. Bacak iç kısmında meydana gelen morluklar ya da kızarıklıklar endişelenmenizi gerektirecek sorunlar değildir ve iyileşme süreci ile birlikte kısa sürede ortadan kalkacaktır. Seyahat için de ameliyat sonrası çok fazla dinlenmenize gerek kalmıyor ve yaklaşık 2 gün sonra seyahat için hazır hale geliyorsunuz. Yine 2 ila 3 gün sonra banyo yapabilir ve sorunsuz bir şekilde bedensel temizliği gerçekleştirebilirsiniz. Tam iyileşme süreci ise 10 günlük bir zaman dilimini kapsıyor. 10 gün sonra hareket kabiliyetiniz tam olarak kazanılmış olacaktır. İş hayatına dönmek için de 1 haftalık bir süre yeterlidir ancak ağır işlerde çalışıyorsanız bu süreyi biraz daha uzatabilir ve istirahat raporu da alabilirsiniz. Spora başlamak için aceleci davranmamanız gerekiyor ve ağır işler için de aynı hassasiyeti göstermenizde fayda vardır. 4 hafta kadar sonra kendinizi hazır hissediyorsanız hafif sporlar ile başlayabilir ve gün geçtikçe ağırlaştırabilirsiniz. Ameliyatı sonrası hastanın göstereceği hassasiyet, iyileşme sürecini de her daim olumlu yönde etkileyecektir. Özellikle doktorunuz tarafından ilaç tavsiyesinde bulunulmuş ise ilaçları da düzenli kullanmak gerekiyor. Ağrı kesiciler, eğer varsa ağrılarınızı dindirecek ve gece uykularınızı da belli oranda düzene sokacaktır. Tedirgin olacağınız ya da endişe edeceğiniz bir ameliyat değildir ve yazımızın başında da belirttiğimiz gibi başarı oranı her geçen gün biraz daha yükseliyor ve aynı oranda hekim sayısında da büyük bir artış var.

Bacak Germe Ağrılı Bir Ameliyat mı? Ağrılar Ne Zaman Geçer?

Ağrılı bir ameliyat diyerek hastaları korkutmak yanlış olacaktır. Evet ameliyat sonrası hafif de olsa ağrılarınız olacaktır ancak birkaç gün içerisinde bu ağrılardan kurtulacak ve gündelik hayatlarınıza da kaldığınız yerden devam edebileceksiniz. Ağrıların şiddeti arttığı takdirde doktorunuzdan yardım alabilir ve ilaç tedavisine başlayabilirsiniz. Birçok doktor ameliyat sonrası süreci daha sağlıklı geçirmeniz adına reçete yazmayı tercih ediyor.

Bacak Germe Ameliyatı Kaç Saat Sürer?

2 saatlik bir operasyon sizleri bekliyor. Genel anestezi uygulaması ile birlikte hasta konforunda herhangi bir sorun yaşanmıyor ve aynı durum hekim konforu için de geçerlidir. Zor bir ameliyat değildir ve hasta ameliyattan kısa bir süre sonra ayağa kalkabilecektir.

Bacak Germe Ameliyatı Sonrası İz Kalır mı?

Bacak germe estetiği ameliyatı sonrası çok büyük bir iz kaldığı söylenemez. Gözle görülebilir ya da rahatsız edici bir iz olmadığını söylemek mümkündür ancak kesinin yapıldığı bölgede dikkatli bakıldığı takdirde bir iz olduğu fark edilecektir. Bu iz zamanla derinin kendini yenilemesi ile birlikte çok daha az görülür hale gelecektir.

Bacak Germe Ameliyatı Sonrası İstirahat Raporu Verilir mi? İşe Ne Zaman Dönebilirim?

Ameliyat sonrası dinlenmeye ihtiyacınız olacaktır ve zaten doktor tarafından birkaç günlük yatış veriliyor ve bu süre zarfında gözetimde oluyorsunuz. Ameliyattan hemen sonra işe dönmek pek mümkün olmayacaktır ve bunun için 1 haftalık bir dinlenme süresi de yeterlidir. Hafif işlerde çalışıyorsanız herhangi bir sorun yaşamazsınız ancak ağır işlerde çalışıyor ve gün içerisinde çok daha uzun süreler ayakta kalıyorsanız 1 haftalık süreyi biraz olsun aşabilirsiniz. İstirahat raporu verilecektir ve doktorunuzdan talep etmenize gerek kalmadan bu rapora sahip olacaksınız.

burun estetigi kac-saat surer

Burun Estetiği Ameliyatı Kaç Saat Sürer?

Burun estetiği ameliyatı kaç sürer? Burun estetiği ameliyatından sonra hastanede kalmak gerekir mi?

Burun estetiği ameliyatı, mevcut duruma göre belirlenen ameliyat seyrine göre şekillenecek ve buna göre bir süre sonunda tamamlanacaktır. Bu da 2 ile 2,5 saat arasında bir süre demektir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte, ortalama olarak bir burun estetiği ameliyatının bu süre zarfında tamamlanması gerekir. Operasyon sonrasındaki gece ise hastanede kalınması tavsiye edilmektedir. Doktorunuz aksini belirtmedikçe ve farklı bir durum söz konusu olmadıkça 1 gece hastanede kalınması yeterli olacaktır.

Burun estetiği ameliyatı sonrası ağrı çok olur mu?

Burun estetiği ameliyatı klasik tampon uygulaması yapılmadığı sürece ağrısız bir işlem olarak tanımlanır. Ameliyat sonrasında rahatça nefes alınması hedeflendiğinden, silikon destekler kullanılır ve bunlar da ağrıya yol açmazlar. İyileşme sürecinde ise güneşten korunmanız ve de baskıya karşı korunmanız yeterlidir. Ayrıca operasyon sonrasında ortalama 1 haftalık süreçte sürekli kontrollere tabi tutulursunuz.

Burun estetiği ameliyatında tampon kullanmak gerekli midir?

Burun estetiği ameliyatlarında tampon kullanımı klasik bir uygulamadır. Ancak günümüzde bunun yerine daha fonksiyonel uygulamalar tercih edilmekte. Üstelik böylece daha rahat nefes alınması sağlanmaktadır. Burun içerisine yerleştirilen yara stablizasyonu sağlayan silikon destekler çok daha işlevsel olmaktadır. Kısacası tampon kullanımı artık eskiye nazaran çok da tercih edilmeyen bir uygulama olarak ifade ediliyor. Kişisel bir durum, bir gereklilik söz konusu olmadığı sürece de tampon yerine silikon destek kullanılacaktır.

Burun estetiği ameliyatı sonrası iş hayatına ne zaman dönebilirim?

Burun estetiği ameliyatının ardından ortalama 5. Günde iş yaşamınıza dönebilirsiniz. Ancak ameliyat sonrasında dikkat edilmesi gerekenlere özen göstermek gerekiyor. 1 ay süresinde ağır sporlardan kaçınmak gerekli ve 6 hafta boyunca solaryum ve yoğun güneşten kaçınılmalıdır. Güneş ışınları ödemin artmasına sebep olabilir. Ameliyatın ardından 2. gün hafif bir şekilde dişler yıkanabilir. Katı yiyecekler tüketmek, uzun süre konuşmak, kahkaha atmak da bir süre dikkat edilmesi gereken durumlardır. Ayrıca ameliyatın ardından 1 hafta gibi bir süre boyunca aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçların alınmaması gerekir. Kısacası 5. günden sonra iş yaşamınıza dönebilseniz de uzun süre kendinize dikkat etmeniz gerekir.

burun ucu estetiği

Rinoplasti Sonrası Burun Ucu Düşer Mi?

Burun Estetiği Sonrasında Burun Ucunda Düşme Olur mu?

Burnun en uç en uç bölgesi olan burun ucunun burun sırtı yüzeyinden daha aşağı seviyeye kayması sonucu ortaya çıkan durum burun ucu düşmesi olarak tanımlanmaktadır. Burun ucu düşüklüğü nedeniyle burun ile dudak arasındaki açı daralmakta bu da estetik olarak kötü bir görüntüye neden olmaktadır. Burun ucu düşmesi, kişinin olduğundan daha yaşlı ve yorgun görünmesine neden olmaktadır.

Burun estetiği sonrası burun ucu düşer mi sorusunun yanıtı da evet olacaktır. Burun ucu düşüklüğü burnun doğal yapısından kaynaklanabileceği gibi burun ameliyatları sırasında fazla doku çıkarılması da bu sonucun ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Deneyimsizlik ya da abartılı müdahalede nedeniyle ortaya çıkan bu durum sonucunda burun ucunun doğal yapısı ve desteği bozulmakta ve burun ucu dudağa doğru inmektedir.

Burun ameliyatları sırasında burundan gereksiz yere fazla miktarda burun kıkırdak dokusu ve kemiğin çıkarılması burun ucu düşüklüğüne neden olan durumların başında gelmektedir. Bu nedenle, burun estetiği ameliyatları öncesinde doktor seçiminde son derece dikkatli olunması gerekmektedir. Aksi halde burun ucu düşüklüğünün giderilmesi için ikinci bir ameliyat ihtiyacı ortaya çıkabilmektedir.

Burun Ucu Düşüklüğü Nasıl anlaşılır?

İdeal burunda, burun ucu ile üst dudak arasında 90 derecelik bir açı bulunması gerekmektedir. Burun ucu düştüğünde bu açı küçülerek 90 derecenin altına düşmektedir. Burun ucunun üst dudağa yaklaşmasıyla sonuçlanan bu durum düşmenin fazla olduğu durumlarda gözle görülür seviyeye gelmektedir.

Uzman gözlere bile gerek olmadan fark edilebilen bu durum, sorunu yaşayan kişi üzerinde olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Estetik bir buruna sahip olmak isterken daha kötü bir sonuçla karşılaşmak kimsenin istemeyeceği bir durumdur.

Tip adı verilen burun ucunun düşmesine engel olmak amacıyla, burun estetiği ameliyatlarının çok dikkatle planlanması gerekmektedir. Burun estetiği ameliyatı öncesinde doktor ile hasta arasındaki iletişim son derece önemlidir. Burun estetiği amacıyla başvuran hastanın beklentilerini ve şikayetlerini doktora en doğru şekilde aktarması ve doktorun da beklentilere ne derece karşılık verilebileceği ve estetik operasyon ile elde edilebilecekler hakkında hastayı detaylı olarak bilgilendirmesi gerekmektedir. Gelişen teknoloji sayesinde, burun üzerinde yapılacak girişimler ve sonuçları görsel yollarla hastalara anlatılabilmekte ve yüz tipi, kemik yapısı gibi etkenler göz önünde bulundurularak en uygun burun yapısı belirlenebilmektedir. Hastanın bu şamada herhangi bir tereddüt duyması halinde doktora endişelerini iletmesi gereklidir.

Estetik sonrası burun ucu düşer mi sorusu da gerekiyorsa estetik cerraha yöneltilmeli ve burun estetiği ameliyatının planlanması sırasında bu durumun önlenmesi için alınacak tedbirler hakkında detaylı olarak bilgi alınmalıdır.

Burun Ucu Estetiği Nedir? Nasıl Yapılır?

Burun ucu estetiği, estetik operasyon sonrası ortaya çıkan burun ucu düşüklüklerinin yanı sıra burnun doğal yapısından kaynaklanan düşüklükleri de düzeltmek amacıyla yapılan bir estetik cerrahi çeşididir. Burun ucunun yükseltilmesi ve normal seviyeye getirilmesini amaçlayan burun ucu estetiğinde burun ucunu oluşturan kıkırdak doku şekillendirilir, gerekiyorsa küçültülür ve açılar yeniden oluşturulur. Burun ucu asma ve kıkırdak desteği oluşturmak da burun ucu estetiği sırasında yapılan işlemler arasındadır.

Burun ucunun düşmesi burun estetiği ameliyatı sonrasında ortaya çıkmışsa; yeni bir operasyondan önce burnun yeni şeklini tam olarak alması amacıyla 10 – 12 ay kadar beklenmesi önemlidir. Bu süre zarfında burun estetik ameliyat ile verilen şeklini alacak ve burun içi şişlikler tam olarak iyileşecektir. Bundan sonra estetik cerraha başvurularak burun ucunun düzeltilmesi istenebilir. Burun ucuna yapılacak müdahale büyük değilse, kapalı teknik ile çok kısa sürede ameliyat gerçekleştirilebilmektedir. Genel anestezi altında yapılan operasyon sırasında, revizyon burun ameliyatı adı verilen düzeltme işlemi gerçekleştirilmektedir.

Burun ucu düşmesi, ilk burun estetiği operasyonu sırasında kıkırdak ya da kemik dokusunu fazla alınmasından kaynaklanıyorsa açık teknikle yapılacak operasyona ihtiyaç duyulmaktadır. Bu durumda kulak ya da kaburgadan alınan kıkırdak doku buruna yerleştirilerek yeniden şekillenmesi sağlanmaktadır. Tip plasti adı verilen burun ucu estetiği operasyonları da burun estetiği operasyonları gibi değerlendirilmeli ve operasyon sonrasında burnun korunmasına özen gösterilmelidir.

Estetik sonrası burun ucu düşer mi sorusunun yanıtı evet olsa da; düzeltilebilir bir sorun olduğunu unutmamak ve bu durum nedeniyle umutsuzluğa kapılmamak önemlidir.

lipödem ne zaman başlar

Lipödem Ne Zaman Başlar?

Lipödem sıklıkla ergenlik dönemine giren kız çocuklarda başlamakla birlikte, yaşamın herhangi zamanında hormonal değişikliklere bağlı olarak başlayabilir. Aktif ve genç kadın popülasyonda görülmesi ve hastalığın ilerlemesi sonucunda son dönemde yürümeyi engelleyerek yaşam kalitesini ciddi şekilde bozması nedeni ile bu hastalığın seyri önem kazanmaktadır.

Lipödemli kadınlarda kilo aldıklarında durum daha da kötüleşmekte veya kilo verip bacaklarında değişiklik olmadığını gördüklerinde psikolojik stres, anksiyete, depresyon ve sosyal izolasyona varan sorunlar ortaya çıkmaktadır. Lipödem yaşam boyu devam eder, tedavi edilmezse ilerler, beraberinde pek çok problem eşlik edebilir ve çok ilerlediği zaman cerrahi olarak tedavisi gerekebilir.

Lipödemin Lenfödem Ve Obeziteden Farkı Nedir?

Lipödem hastalarında tipik olarak bacaklar şişmiş ama ayaklar şişmemiştir. Lenfödemde tipik olarak ayak sırtlarında şişlik görülür. Öyküde kanser cerrahisi veya doğuştan veya sonradan gelişen şişlik olabilir. Ama tedavi edilmemiş lipödem hastalarında lenfödem de klinik tabloya eklenebilmektedir (lipo-lenfödem). Flebo-ödemde ise toplar damarlarda belirgin problem eşlik eder ve bacaklarda damarsal genişlemeler vardır. Ama tedavi edilmemiş lipödem hastalarında flebo-ödem de klinik tabloya eklenebilmektedir (lipo-fleboödem). Obezitede tüm gövdede, bacaklar ve kollarda orantılı bir şişlik vardır ve obeziteye sıklıkla kalp ve damar hastalıkları (koroner arter hastalığı, hipertansiyon), şeker hastalığı (diyabet) ve ciddi eklem kireçlenmesi (artroz) eşlik edebilir.Lipödem vücudun belden yukarısının normal olduğu lipödemden ve orantılı ve global yağ doku artışıyla karakterize obeziteden farklıdır. Ama tedavi edilmemiş lipödem hastalarında obezite de klinik tabloya eklenebilmektedir. Obezite lipödeme eşlik edebilse de tamamen farklı bir durumdur. Obezitenin aksine lipödemdeki adipoz hipertrofisi ve şişlik diyet, egzersiz, kalori kısıtlaması veya bariatrik cerrahilere dirençlidir.

Lipödemin Tedavisi Var Mı?

Cerrahi yaklaşımlar olarak liposuction ve lazer-asiste lipoliz ana yöntemlerdir. Cerrahi tedavi olarak lenfatiklere hasar vermeyecek şekilde ince kanüllerle mikro-kanüller liposuction ve lazer-asiste liposakşın önerilmektedir. Cerrahi tedavilerin başarısı için cerrahi öncesinde ve sonrasında KDT ve bası giysilerinin giyilmesi önemlidir.

liposuction ölüm riski

Liposuction Ameliyatında Ölüm Riski Var Mıdır?

Liposuction Ameliyatı ve Ölüm Riski

Liposuction ameliyatları dünyada artık plastik cerrahinin önemli ve sık yapılan ameliyatlarından bir tanesidir. Liposuction ameliyatında özellikle vücut ağırlığının %5 ini aşan liposuction işlemi uygulanmadığı takdirde ameliyat sonrasında ölüm gibi ciddi yan etkilerin ortaya çıkmadığını izliyoruz. Ancak ciddi düzeyde yağ alımlarının yapılacağı hastalarda özel merkezlerde özel eğitimli hemşire ve tıbbi bakım kadrosuyla birlikte yapılan ameliyatlarda da ciddi bir hayati risk ortaya çıkmaz. Bunun dışında tecrübeli olmayan bir ekiple kenar ücra köşedeki küçük hastanelerde yapılacak ciddi miktardaki liposuctionlarla ölümcül yan etkiler ortaya çıkabilir.

Liposuction Ameliyatında Ölüm Riski Ne Zaman Ortaya Çıkar?

Vücuttan ani olarak ciddi miktarda dokunun uzaklaşmasıyla birlikte damar içindeki sıvının damar dışına çıkması ve hastalarda hipotansiyon şoka kadar gidebilecek yan etkiler ortaya çıkabilir. Bunlar tamamiyle tecrübesiz doktorlar tarafından yapılan ve özellikle tecrübesiz personelin ameliyat sonrasındaki yetersiz bakımlarıyla ortaya çıkabilmektedir. Özellikle ameliyatın belli bir düzeyi yapılacak hastalarda vücudun %5inden az liposuction yapılacak kişilerde yapılacak ameliyat teknikleri tümesan infiltrasyon dediğimiz alınacak sıvının yerine konmasıyla liposuction ameliyatından sonra hayati riskler ortaya çıkmaz. Ameliyatın diğer riskleri iyileşme problemleri bölgedeki liposuctiona bağlı olarak doku bozuklukları, dolaşım bozuklukları ortaya çıkabilir. Ancak bunlar da tecrübeli bir ekip tarafından ve yapılacak yeni teknolojik cihazların kullanılmasıyla bu ciddi yan etkilerin çok nadir olarak görüldüğünü söyleyebilirim. Tamamıyla liposuction ameliyatları tecrübeli bir doktor, tecrübeli bir ekip , ameliyat sonrası iyi bakımla hayati tehlike arz etmemektedir.

saç ekimi sonrası beslenme

Saç Ekimi Sonrası Beslenme

Saç Ekimi Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır? Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Her zaman göz ardı edilen ama hayatımızın en önemli unsuru olan beslenme konusu, saç ekimi işleminden sonra çok daha fazla önem kazanıyor. Çünkü ekilen saç köklerinin yeni yerlerine uyum sağlamasında beslenmemiz büyük bir rol oynar. Bu yüzden de saç ekimi uygulamasının başarısında biz de beslenmemiz ile etkin bir şekilde yer alırız. Bunun için beslenmemize özen göstermemiz ve yeni saç köklerimize iyi bakmamız gerekir. O halde şimdi detayları ile saç ekimi sonrasını değerlendirelim. Saç ekimi uygulamasından sonra nasıl beslenmemiz gerektiğini birlikte öğrenelim ve doğru beslenmenin neden önemli olduğuna bakalım.

  • Saç ekimi sonrasında alacağınız ilk uyarı, saç köklerinin korunması, kesinlikle darbe almaması ve benzeri olacaktır. Bunun ardından gelen dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise beslenmedir. Bu yüzden beslenme konusunu uzunca bir süre gündeminizde tutmalı, özen göstermelisiniz.
  • Beslenme ile ilgili öneriler ve detaylara yer vermeden önce bir de şunu belirtmekte fayda var; saç köklerini darbelerden koruyarak yapacağınız spor da bu süreçte çok önemli olacak, beslenmenize de bir takviye oluşturacaktır. Bu süreçte sigara gibi kötü alışkanlıklarınızdan uzak durmanız da iyileşme sürecini kısaltırken, sonuçların daha yüksek bir başarı oranına sahip olmasını sağlayacaktır.
  • Beslenmenin belli bir düzene kavuşması demek, saç köklerinin kan aracılığı ile iyi bir şekilde beslenmesi, saç köklerinin de düzenli beslenmesi demektir. Bu yüzden bir yeme alışkanlığı ve düzenine ihtiyacınız var.
  • Ayrıca yediklerinizin içeriğine dikkat etmelisiniz. Saçlarınız için gerekli olan vitamin mineralleri içeren yiyecekleri tüketmeli, hekiminizin önerisi ile çeşitli vitamin ve mineral takviyelerini almalısınız.
  • Şok dökülme, saç ekimi sonrası sıkça karşılaşılan bir durumdur ve pek de hoş karşılanmaz. Hiçbirimiz saç ekimi sonrası bu görüntüyü görmek istemeyiz. Ancak düzenli ve doğru beslenme ile bu ihtimali ortadan kaldırabilirsiniz. Şok dökülme yaşansa dahi, en kötü ihtimalle dökülen saçların oranı daha az olacaktır. Yani saçlarınız için iyi bir beslenme şeklini hayatınızın bir parçası haline getirirseniz, saç ekimi sonrası saç köklerinizi korumanız da daha kolay olacaktır.
  • Saç ekiminin ardından dökülmeler yaşanması da belli oranda normal karşılanır ve yeni saçların çıkması merakla beklenir. İşte bu noktada yeni saçların oranının yüksek olması, ancak iyi bir beslenme ile sağlanabilir. Çünkü size emanet edilen saç köklerine doğru beslenme ile iyi bakmak zorundasınız. Ancak bu şekilde onları yaşatabilirsiniz.
  • Aslında her zaman güzel saçlar için doğru beslenme önemlidir. Saç ekimi sonrası ise beslenme daha da önem kazanır. Yeni yeni kendini gösteren ve uzamaya başlayan saçlarınızın güç kazanması ve hızla uzaması için de yediğiniz içtiğiniz her şeye dikkat etmeniz gerekiyor.
  • Beslenme kurallarına dikkat edildiğinde, vitamin ve mineral açıdan dolu dolu bir programa bağlı kalındığında hücre yenilenme hızında da belirgin bir artış olacaktır. Bu da saç ekimi sonrası oldukça önemlidir. Üstelik bu düzeni sadece saç ekimine odaklı olarak düşünmemek gerek. Çünkü saç ekimi kadar cilt güzelliğinde de doğru beslenme önem taşır. Hücre yenilenme hızınızın artışı, cildinizde de harika etkiler uyandıracaktır.
  • Hücre yenilenme hızının önemli bir etkisini ise iyileşme süresinin kısalmasında göreceksiniz. Yani yeni saçlarınıza çok daha kısa süre sonra kavuşabilirsiniz.
  • Beslenme kurallarının ilk sırasında gelen unsur ise çok fazla yememek. İyi beslenmeden kastımız hiçbir zaman çok fazla yemek yemek değildir. Bu yüzden öğünlerinizi kontrol altında tutmalısınız. Öğünlerinizi hafif geçirmeli ama içerik açısından besleyici besinleri tercih etmelisiniz. Aksi halde vücudunuz yediğiniz fazla yemeği sindirmek için enerji harcayacaktır ve bu saçlarımız için arzu ettiğimiz bir durum değil.
  • Aç kalmak ise yine tercih etmediğimiz durumlardan biri. Bu yüzden bu süreçte diyet yapmamalı, uzun süreli aç kalmamalısınız. Diyet planlarınızı bir süre ertelemenizde fayda var.
  • Sigara bu süreçte uzak durmanız gereken önemli bir unsurdur. Sigara normal şartlarda da zaten zararlı bir alışkanlık ancak bu süreçteki etkileri de pek hoş değil. Sigara saç köklerini baskılayarak yeni saçların çıkmasını engelleyecek kadar güçlü bir zararlıdır. Saç kökleri, kılcal damarlarımız aracılığı ile taşınan kan sayesinde beslenir ve oksijen alır. Sigara ise bu dolaşımı baskılar, oksijenin saç köklerimize ulaşımını engeller. Dolayısıyla istediğimiz olumlu sonuçları almamız sigara ile birlikte oldukça zor.
  • Alkol de yine sigara gibi bu süreçte bize faydası olmadığı gibi zararı olan unsurlardan biri. Organlarımızı yoran alkol, yeni ekilen saçlarımızı baskılayabilir ve istediğimiz sonuçları almamızı engelleyebilir. Bu yüzden en azından alkol kullanımını minimuma indirmek gerekiyor.
  • Düzenli beslenmenin öneminden söz etmiştik. Öğünleri tam da zamanında, hiç atlamadan yerine getirmek gerekiyor. Bu düzen, saç köklerimizin de düzenli beslenmesi gibi düşünülebilir.
  • Abur cubur ve çeşitli atıştırmalıklar, normal şartlarda da sağlık açısından uygun değildir ve önerilmez. Saç ekimi sonrasında da tüketmemeniz gerekenler arasında yer alırlar. Bunun yetine kuruyemişleri ara öğün haline getirmeli ve zararlı abur cuburlardan uzak durmalısınız.

Saç Ekimi Sonrası Alınması Gereken Vitaminler ve Mineraller

Başta A vitamini olmak üzere Biotin, Folik asit, C vitamini ve E vitamini ilk akla gelenlerdir. Tüm bunların beslenmenizin bir parçası olması gerekir. A vitamini bir iltihap önleyici olarak, saç derisi için son derece faydalıdır ve tatlı patates, havuç, ıspanak, domates, kayısı, maydanoz, süt ve yumurta aracılığı ile A vitamini alabilirsiniz. Biotin ise saçımız için gerekli olan keratinin üretiminden sorumludur. Çiğ yumurta sarısı, dut, karaciğer, fıstık ve tüm yeşil yapraklı sebzeler biotin açısından zengindir ve bu süreçte tüketilebilir.

Folik asite gelecek olursak, folik asit B grubu vitaminlerin bir parçasıdır. B9 vitamini ve diğer adı ile Folat olan Folik asit, hücre bölünmesi sürecinde etkilidir ve hücre yenileyicidir. Bu sebeple saç ekimi sonrası önerileri arasında yer alır. Folik asit almak için ise karaciğer, brokoli, mısır, kırmızı et, yumurta, enginar, kavun, buğday ve çavdar gibi besinleri beslenmemizin bir parçası haline getirmemiz gerek.

C vitamini, sayısız faydasının yanında saç ekimi sürecinde özellikle kan dolaşımı hızını artırıcı olması sebebi ile etkin olmaktadır. C vitamini almak için ise biber, kivi, brokoli, maydanoz, çilek ve bildiğimiz gibi turunçgilleri tüketmemiz gerekir.

Son olarak ise saç ekimi sonrasında almamız gereken, saçlarımızın için gerekli unsur olan E vitamininden söz edelim. E vitamini saç hücrelerinin üretiminde, yenilenmesinde oldukça etkilidir. Aynı şekilde cilt için de bir olmazsa olmazdır. Saçlarımız için tam bir besleyici görevi görür. Ayçekirdeği, buğday tohumu, ıspanak, badem, fındık, şalgam ve avokado aracılığı ile E vitamini almanız mümkün.

Tüm bu sıraladığımız beslenmeye dair bilgiler, sizi daha kısa sürede yeni saçlarınıza kavuşturacaktır. Ayrıca saçlarınızın daha sağlıklı olmasını da sağlayacaktır. Saç ekimi sürecinin olmazsa olmaz bir parçası olarak düşüneceğimiz bu beslenme kuralları ve önerileri, hayatınızın yeni döneminde daha mutlu olmanızı sağlayacak. Bu yüzden siz de bu düzeni sağlamalı ve doğru beslenmelisiniz.

yüze yağ enjeksiyonu

Yüze Yağ Enjeksiyonu

Yüze Yağ Enjeksiyonu

Yağ enjeksiyonu, sadece yüze değil aynı zamanda vücudun çeşitli bölgelerine de uygulanabilen estetik bir müdahaledir. Bu prosedürün amacı, herhangi bir nedenle ciltte meydana gelen deformasyonları düzeltmektir. Yağ enjeksiyon tekniği, ciltte daha yumuşak bir cilt altı çöküşleri elde etmek veya ciltte hiç çökme olmasa bile daha estetik bir görünüme sahip olmak için alanı doldurmak için kullanılır.

Yüz yağ enjeksiyonu için kullanılacak yağ nereden toplanır?

Yüze yağ enjeksiyonu için kullanılacak yağ, bireyin vücudundan toplanır. Karın neredeyse herkesin en yaygın yağ birikimi alanı olduğundan, yüze enjekte edilecek yağın genellikle karın bölgesinden toplanması tercih edilir. Bununla birlikte, yüze enjekte etmek için bel veya kalçalardan da yağ toplanabilir. Özetle, yağ vücudun birçok yerinden toplanabilir. Göz altı torbalarını aynı anda çıkarmak için göz altı bölgesinden bile toplanabilir. Ayrıca, yağ kol ve bacaklardan da toplanabilir.

Yüze yağ enjeksiyonu nasıl yapılır?

Yüze yağ enjeksiyonunu gerçekleştirmek için genellikle lokal anestezi tercih edilir. Bununla birlikte, bazı durumlarda genel anestezi altında yapılabilir. Genel anestezi, özellikle bir dizi müdahale yapılacaksa gerekli olabilir. Kişinin vücudundan yağ toplandıktan sonra toplanan yağ, enjeksiyona hazırlanmak için yıkama ve santrifüj gibi çeşitli işlemlere tabi tutulur. Daha sonra yağ, bir enjektör yoluyla deri altına aktarılır. Daha sonra yüz yağ enjeksiyon prosedürü sona erdirilir.

Yüze yağ enjeksiyonu kalıcı mı?

Yağ enjeksiyonundan sonra yüzdeki dolgunluğun kalıcılığının birkaç faktöre bağlı olduğunu söylemek yanlış değildir. Bireyin karşısında orijinal yağın kalıcılığı ne kadar yüksek olursa, yüze enjekte edilen yağın olasılığı o kadar yüksek olur. Örneğin, dolgun yanaklar elde etmek için yüze enjekte edilen yağ, birey vücut ağırlığını koruduğu sürece kalıcı olacaktır. Bununla birlikte, kilo vermek yanaklar da dahil olmak üzere tüm vücutta yağ kaybı ile ilişkilidir; bu nedenle, yağ enjeksiyonuyla elde edilen dolgunluk da kaybolacaktır.

Yüze yağ enjeksiyon prosedürü ne kadar sürer?

Prosedürün süresi, amacına ve bölgeye aktarılan yağ miktarına bağlı olarak değişecektir. Prosedür genellikle 30 ila 60 dakika içinde tamamlanır. Bununla birlikte, çeşitli nedenlerle yüzünde çökmeler ve düzensiz deformiteler varsa, enjeksiyon prosedürlerinin daha uzun sürmesi gerekebilir.

Yüzün hangi kısımları yağ enjeksiyonu için en yaygın bölgelerdir?

Yüz yağ enjeksiyonu çoğunlukla dudakları dolgunlaştırmak, ağız çevresindeki derin kırışıklıkların görünümünü hafifletmek ve elmacık kemiklerini ve alt çeneyi arttırmak için yapılır.

Bir bakıma estetik bir görünüm elde etmek için en sık yüz yağ enjeksiyonu tercih edilir. Bu prosedür, yüzünde küçük kontur değişiklikleri elde etmek için bir ameliyat geçirme ihtiyacını ortadan kaldırdığından, son zamanlarda bu müdahale için talepleri arttırmıştır.

Ameliyattan sonra yüzün gelecekteki görünümünü öngörmek için yüz estetiği ameliyatından önce yüz yağ enjeksiyonu yapılabilir. Örneğin, artırılmış bir çeneye sahip olmak isteyen bir hasta, gelecekteki yüz görünümlerini önceden deneyimlemek için alt çene ameliyatından önce yağ enjeksiyonundan hoşlanabilir. Hasta yağ enjeksiyonunun sonuçlarını tatmin edici bulursa cerrahi planlanabilir.

Yüze yağ enjeksiyonundan sonra dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Prosedür tamamlandıktan sonra enjeksiyon bölgesine soğuk kompres uygulanır. Amaç, olası şişlikleri azaltmak ve en aza indirmektir. Bununla birlikte, soğuk sıkıştırma herhangi bir rahatsızlığa neden olmaz. Çünkü enjeksiyon bölgesine genellikle 15 dakikada bir sadece buz torbaları veya soğuk jel uygulanır.

Müdahale alanında iki gün boyunca hafif bir şişme olabilir. Sadece dudak büyütmede, şişlik daha uzun sürebilir ve şişmenin hacmi, yüzün diğer bölgelerinde yapılan yağ enjeksiyonlarına kıyasla biraz daha fazla olabilir. İşlemden bir gün sonra yüz yıkanabilir. İşlemden beş gün sonra müdahale alanına hafif bir masaj uygulamak gerekebilir.

Müdahale sonrasında tedavi edilen bölgeye küçük bandajlar yerleştirilir ve genellikle aynı günün sonunda veya ertesi gün çıkarılır. Enfeksiyon riskini ortadan kaldırmak için beş gün boyunca antibiyotik kullanılması gerekebilir.

Yüze Yağ Enjeksiyonu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Yüze Yağ Enjeksiyonu Makülasyona Neden Olur mu?

Yüze yağ enjeksiyonu, iğnenin cilde enjekte edildiği bir müdahaledir. Bunun dışında cildin yüzeyinde ek müdahale yapılmaz; bu nedenle, makülasyona neden olmak mümkün değildir.

Yüze Yağ Enjeksiyonu Yapmak İçin Bir Kesi Yapılıyor mu?

Hayır. Toplama veya enjekte etme için kesik yapılmaz

Yüze Yağ Enjeksiyonu Tekrarlanabilir mi?

Yağ enjeksiyonu, ilk yüz yağ enjeksiyonunu takiben 6 ay sonra tekrar yapılabilir.

Tekrarlanan Yüze Yağ Enjeksiyonu Herhangi Bir Risk Götürüyor mu?

Tekrarlama prosedürü sadece hafif bir cilt rengiyle ilişkilidir. Ancak, risk düşüktür.

Yüze Enjeksiyonu Sonrası Ne Kadar Yağ Kalıcı Olacak?

Araştırmalar, transfer edilen yağın yaklaşık yarısının sadece 6 ay hayatta kalabileceğini göstermiştir.

Enjekte edilen yağ yüzdeki hangi bölgelerde daha kalıcı olacak?

Yağ, yüzün daha az hareketli bölgelerinde daha kalıcı olacaktır. Aktif olarak hareket eden bölgelerde kalıcılık daha az olacaktır.

Yüz Cerrahisinin Potansiyel Sonuçlarını Önceden Deneyimlemek için Yüz Yağ Enjeksiyonu Yapılabilir mi?

Yüze yağ enjeksiyonu ameliyattan önce yapılabilir, böylece hasta sonuçları önceden deneyimleyebilir.

Ameliyathanede Yüzde Yağ Enjeksiyonu Yapılıyor mu?

Ameliyat olmamasına rağmen, steril koşullar altında yüz yağ enjeksiyonu yapılmalıdır. Bu nedenle ameliyathanede yapılabilir.

Yüze Yağ Enjeksiyonu Sonrası İnsanlar Hastanede Kaç Gün Kalıyor?

Yüze yağ enjeksiyonu, hastanın klinik bir ortamda kalmasını gerektiren bir prosedür değildir. Hasta, prosedürün aynı gününde günlük yaşamın aktivitelerine dönebilir.

Yüze yağ enjeksiyonundan önce nelere dikkat edilmelidir?

Kan incelticiler işlemden önce 10 gün boyunca kullanılmamalıdır. Hasta doktora kullandığı ilaçlar hakkında bilgi vermelidir.

Yüze Yağ Enjeksiyonundan Sonra Krem Kullanıma İzin Verilir mi?

Nemlendirici krem ​​işlemden bir gün sonra kullanılabilir.

Yüze Yağ Enjeksiyonu Sonrası Saunaya İzin Verilir mi?

Yüzdeki olası şişmeyi en aza indirmek için, işlemden yaklaşık bir hafta sonra buhar maruziyetinden kaçınılmalıdır.

Yüze Yağ Enjeksiyonu Çürüklere Neden Olur mu?

Morarma bir dereceye kadar ortaya çıkabilir, ancak son derece belirsiz ve hafif olacaktır. Ancak, birkaç gün içinde kaybolacak.

Yüze Yağ Enjeksiyonu Ağrıya Neden Olur mu?

Sadece enjeksiyon nedeniyle hafif bir ağrı hissi olabilir. Acıdan iyileşme hızlı olacaktır. Ayrıca ağrı kesiciler de kullanılabilir.

Aktarılan Yağın Rezorpsiyonu Nedeniyle Yüz Asimetrisi Oluşacak mı?

Hayır. Yüz enjeksiyon prosedüründe aktarılan yağ homojen olarak emilir. Aktarılan yağın emilmesinden sonra yüzdeki simetrik görünüm rahatsız edilmeyecektir.

Göz Kapaklarına Yüze Yağ Enjeksiyonu Prosedürü Uygulanabilir mi?

Evet. Yüzdeki herhangi bir bölge gibi yağ da göz kapaklarına enjekte edilebilir.

Yara İzleri Yüze Yağ Enjeksiyonu ile Ortadan Kaldırılabilir mi?

Yara izinin görünümüne bağlı olarak, izler ortadan kaldırılabilir veya görünümleri hafifletilebilir.

Yüze yağ enjeksiyonundan sonra düzenli pansuman gerekli mi?

İşlemden sonra pansuman gerekmez.

Yüze Yağı Enjeksiyonu Sonrası Makyaj Yapılmasına İzin Verilir mi?

İşlemden sonra yaklaşık 5 gün boyunca kozmetik kullanımı önerilmez.

Yüze Yağ Enjeksiyonunun Dolgulardan Farkı Nedir?

Kişinin vücut yağı yüze yağ transfer prosedüründe kullanılır. Doldurma, doldurma etkisine sahip olmak için sentetik malzemenin transferini içerir.

Enjekte Edilmiş Yağın Enjeksiyon Alanında Kalması İçin Sürenin Uzunluğu Tahmin Edilebilir mi?

Hayır. Aktarılan yağın enjeksiyon bölgesinde kalacağı süre, işlemden önce tahmin edilemez.

Yüze Yağı Enjeksiyonu Prosedürü Her Yaşta Uygulanabilir mi?

Tabi ki, bu prosedürden her yaşta faydalanmak mümkündür.

Hamilelik Döneminde Yüze Yağ Enjeksiyonu Uygulanabilir mi?

Yüze yağ enjeksiyonu, risk düşük olmasına rağmen enfeksiyonla ilişkilidir. Bu nedenle, hamilelik ve emzirme döneminde önerilmez.

Göz Altı İçi Boş Alanlar Yüze Yağ Enjeksiyonu ile Çözülebilir mi?

Prosedür göz altı bölgesinde de yapılabilir.

Diyet yapan bireyler yüze yağ enjeksiyonundan geçebilir mi?

Diyet işlemi sırasında vücutta yağ kaybı olacağından, diyet programının bitiminden sonra yüze yağ enjeksiyonunun yapılması uygun olacaktır.

Yüze Yağ Enjeksiyonu Alerjiye Neden Olur mu?

Prosedür sadece bireyin vücudundan hasat edilen yağın transferini içerdiğinden, alerjik reaksiyon riski yoktur.

Yüze Yağ Enjeksiyonunda Ne Tür İğne Kullanılır?

Yağı çıkarmak için 2,4 mm’lik bir kanül kullanılır. Müdahale bölgesine yağ aktarmak için; 0.7-mm, 0.9-mm veya 1.2-mm kanüller kullanılır.

saç ekimi sonrası kaşıntı

Saç Ekimi Sonrası Kaşıntı Ne Zaman Geçer?

Saç ekimi sonrası kaşıntı, korkulacak ve endişe edilecek bir süreç olmamasına karşın, sürecin sorunsuz atlatılmasında dikkat edilecek bazı noktalar bulunmaktadır. Yanlış yapılan bir hamle henüz tutmamış saç köklerinin kaybedilmesine neden olabileceğinden kaşıntıyı tamamen geçirmese de azaltacak bazı öneriler bulunmaktadır.

  • Düzenli yıkama işlemi, kabukların ekim bölgesinden temizlenmesine ve nemsiz kalan ekim bölgesini nemlenmesini sağladığından, aşırı kaşıntı riskini ortadan kaldırır.
  • Saç derisine uygun, doktor tarafından önerilen saç ekimi sonrası kaşıntı giderici şampuan ve bakım ürünleri kullanılmalıdır. Ekim yapılan bölgenin hassasiyetine uygun olmayan şampuan veya bakım ürünleri kullanmak, bölgedeki kaşıntıyı arttırabileceğinden, doktorun önerdiği ya da PH değeri 5.5 olan bir şampuanla saç yıkanmalıdır.
  • Kirli ve tozlu bir ortam saç köklerinin kaşınmasını arttıracağından yaklaşık 2 hafta bu tarz ortamlarda bulunmamalıdır.
  • Ekim bölgesini uygun bir şekilde nemlendirmek, soğuk kompres yapmak da aşırı kaşıntı hissinin hafiflemesini sağlamaktadır.
  • Ekim doktoru tarafından kaşıntıyı hafifletmek için önerilen steroid içeriğe sahip, topikal merhemler de ekim bölgesindeki kaşıntının hafiflemesinde etkili olmaktadır [4]. Saç ekimi sonrası kaşıntı ilacı bölgenin rahatlamasına yardımcı olur.
  • Tuzlu su karşımından oluşan spreyin gün içinde 3-4 kez sıkılması da kaşıntıyı azaltmaya yardımcı olduğu bildirilmiştir  (Öncesinde ekim doktorunuza danışın).
  • Saç ekimi sonrası kafada gerginlik ve kaşıntı hissini azaltacak bir diğer çözümün de ekim bölgesine sürülen aloe vera olduğu belirtilmştir. Aloe veranın saç ekimi sonrası kafada gerginlik hissini azalttığı söylenir (Öncesinde ekim doktorunuza danışın).
    Saç ekimi sonrası aşırı kaşıntı yaşanıyorsa, kaşıntı dayanılamayacak seviyelere çıktıysa kaşımak yerine, parmak uçlarıyla hafif darbeler şeklinde kaşın olan bölge rahatlatılabilir. Tüm uygulamalara rağmen kaşıntı bir türlü geçmiyorsa vakit kaybedilmeden saç ekimini gerçekleştiren doktora görünmek gerekmektedir.

Saç Ekimi Sonrası Kaşıntı Süreci İle İlgili Temel Uyarılar

  • Kaşınan bölgeye hiçbir şekilde tırnak vurulmamalıdır.
  • Kaşınan bölgede sert müdahalelerden kaçınılmalıdır.
  • Kaşıntı oldukça fazlalaştı ise rahatlatmak için sadece parmak uçları ile kaşınması önerilmektedir.
  • İki haftaya sonrasında kafa derisinin tamamen ölü deriden (kabuktan) arındırılmış olmasına dikkat etmek gerekmektedir.
  • Enfeksiyon riski nedeniyle eller sürekli saçlı deriye gitmemeli.

Saç Ekimi Sonrası Kaşıntı Hakkında Merak Edilen Diğer Noktalar

1. Şampuanlar kaşıntıyı gidermeye yardımcı olur mu?

Avusturya’da Moser Medical, Estetik ve Plastik Cerrahi Kliniği’nde, yaşları 20 ilâ 65 arasında değişen, 45 kişi (42 erkek/3 kadın) üzerinde yapılan bir araştırmada, içeriğinde Desil Glikozit, Sodyum Miret Sülfat, PEG-8, PEG-200 Hidrojene Gliseril Palmate bulunan bir şampuanın kaşıntıyı yüzde 80 azaltığı söylenmektedir.

2. Saç ekimi sonrası kaşıntı ne zaman başlar?

Saç ekimi operasyonu sonrası kaşıntı, operasyonun genellik 1. haftasıyla başlar.

3. Saç ekimi sonrası kaşıntı ne zaman geçer?

Saç ekimi sonrası kaşıntı genellikle kabuklanmasının sona ermesinin akabinde (2 hafta) geçse de saç ekiminden 2 ay sonra da kaşıntı devam edebilir. Kaşıntı sadece ekim bölgesinin kabuklanmasından değil, ekilen saçların uzamasından dolayı da oluşabilir. Her ekilen saç aynı anda çıkmadığından kaşıntı 6 aya kadar uzayabilir. Dolayısıyla ekim sonrası kaşıntı, ekilen saçların çıkmasıyla son bulacaktır.

dhi saç ekimi

Dhi Saç Ekimi ile Fue Saç Ekiminin Farkı Nedir?

DHi saç ekimi yaklaşık 10 yıldan bu yana uygulanan bir yöntem olmasına rağmen 2016 sonrasında daha fazla duymaya başladığımız bir yöntem oldu.

Saç Ekim Operasyonlarında Kullanılan Yöntemler Nelerdir?

Saç ekimi uygulamaları başladığından bu yana üç yöntemle karşı karşıyayız. O yöntemleri şöyle sıralayabiliriz:

1. FUT: Follicular Unit Transplantation

2. FUE: Follicular Unit Extraction

3. DHi: Direct Hair Implantation

DHi saç ekimi nedir?

DHi (Direct Hair Implantation) donör bölgeden (saçların alındığı bölge) DHi için yapılmış özel iğneler ile alınması ve aynı iğne ile ekilecek alana 1-2 dakika içinde yerleştirilmesi işlemidir. DHi ile saç ekimi denince akla ilk gelen FUE saç ekimi yöntemidir, ancak 2 yöntem arasında kayda değer birkaç farklılık vardır.

DHi Yöntemin Klasik FUE’den Farklıkları Nelerdir?

– DHi saç ekimi yönteminin en önemli farklarından biri saçların tıraş edilmeden ekim yapılabilmesine olanak sağlamasıdır.

– Saç kökleri donör bölgeden alındıktan sonra 1-2 dakika içinde ekildikleri için, saç köklerinin vücut dışında beklemeleri söz konusu değildir. Bu da saç köklerinin zarar görme ihtimalini çok aza indirmektedir.

– Saçların tamamen dökülmediği alanlarda, saç arasına daha kolay ekim yapabilmesi söz konusudur.

– Özellikle dar alanlarda yapılan saç ekimlerinde daha yoğun saç ekimi yapılabilir.

DHi Yöntemin Dezavantajları Nelerdir?

– Operasyon, klasik FUE ile kıyaslandığında daha uzun sürmektedir. Örneğin 4.000 greftlik bir FUE operasyonu ortalama 6 saatte bitirilebilirken, bu sayıda bir DHi saç ekimi günde 6 saat ayrılarak 2 günde ancak tamamlanabilir.

– Yöntem çok hassas bir işlem olduğu için aşırı dikkat gerektirir. Bu da yöntemin maliyetini yükseltir.

– Kanalların açılması klasik FUE’den farklı olduğu için, yeterince deneyim sahibi bir saç ekim merkezi uzmanı tarafından uygulanması önemlidir.

– DHi yönteminde her kök alındıktan sonra bekletilmeden ekilmektedir. Dolayısıyla bu köklerin ekilecek alana daha önceden ekilen kökler ile eşit açı ve yönde yerleştirilmesi tecrübe gerektiren bir durumdur.

Sadace DHi yöntemiyle mi traşsız ekim yapılır?

Hayır, bütün yöntemlerle traşsız bir saç ekimi yapılabilir. Gerek FUT yöntemi, gerek de FUE yöntemiyle hastaya tıraşsız bir ekim gerçekleştirilebilir.

FUT ve FUE yöntemlerinde traşsız saç ekimi sadece ekilecek alanın traşlanmamasıdır. Bu yöntemlerde alım yapılacak alan yine traş edilir. Bunu biraz daha genişletmek gerekirse, bir kişinin saçları uzun ise (örneğin bayanlar) alınacak alan olan kafanın arka tarafında iki kulan arasında kalan kısım traşlanır ve kökler bu alandan alınır.

saç ekimi sonrası spor

Saç Ekimi Sonrası Ne Zaman Spor Yapabilirim?

Genellikle erkek tipi saç dökülmesi yaşayan ve/veya bir kaza sonucu saç köklerinde kayıp yaşayan kişilerin başvurduğu saç ekimi, estetik kaygılarla yapılan cerrahi operasyonlardandır. Hasta, operasyondan 3 gün sonra günlük yaşamına dönebilmektedir. Operasyon her ne kadar başarılı geçmiş olsa da operasyonun tam anlamıyla başarılı bir şekilde sonuçlanmasında, operasyon sonrası hastaların da bazı önemli noktalara harfiyen uyması, operasyonun başarısını önemli ölçüde artırmaktadır. Örnek vermek gerekirse, operasyondan hemen sonra güneş ışınlarının dik açıyla doğrudan teması, ekilen saç köklerini olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Bu yüzden hastanın birkaç gün şapka takması tavsiye edilmektedir. Saç ekimi sonrası spor konusu da hastanın uyması gereken önemli noktalardan biri olup; operasyonun başarısının artmasında hastanın dikkat emesi gereken önemli bir konudur. Tabi spordan spora fark vardır. Şöyle ki; hafif tempolu yürüyüşlerle, futbol bir tutulamaz. Veya basit egzersizlerle, vücut geliştirme sporunun vücuda olan etkisi aynı değildir.

Saç Ekimi Sonrası Sporun Saç Köklerine Etkisi

Takdir edersiniz ki, spor esnasında vücuttaki kan basıncı yükselir, haliyle bu yükseliş nabzın daha hızlı atmasına sebep olur. Nabzın daha hızlı atması ise saç köklerinin yerleştirildiği kanallarda kanlanmaya sebep olarak, ekilen saç köklerine zarar verebilmektedir. Bunların yanı sıra; spor sonrası vücudun gerilmesi ve terlemesi gibi etkenler de saç köklerinin sağlıklı bir şekilde ekildiği kanala oturmasını engelleyebilmektedir. Ayrıca, saç ekimi sonrası yapılacak spor da önemlidir. Hafif tempolu yürüyüşler ve basit-yormayacak egzersizler operasyondan birkaç sonra yapılabilirken; topla yapılan futbol, basketbol ve voleybol gibi sporlara ise birkaç ay ara verilmelidir. Bunun sebebi, bu tarz topla oynanan sporlarda vücut aşırı yorulabilmektedir. Ayrıca, top kafa bölgesine denk gelirse, darbeden dolayı saç kökleri zarar görebilmektedir. Toplu oynanan sporların dışında; boks, judo gibi şiddet içeren darbeli sporlara da birkaç ay ara verilmesi salık verilmektedir.

Hafif tempolu yürüyüşler ve basit egzersizler yapmak için, operasyon sonra 4 -5 gün beklenmeli, bu süreden sonra ise, hasta, kendisini yormadan, kan basıncıbı yükseltmeyecek şekilde dikkatli ve ölçülü bir şekilde yapmalıdır sporunu. Ekilen saç köklerinin zarar görmeyerek sağlıklı bir şekilde kanallara oturması ve gelişmesi için bu dikkat edilmesi gereken bir konudur.

jinekomasti nasıl anlaşılır

Jinekomasti Nasıl Anlaşılır?

Son yıllarda erkeklerin en ciddi sorunlarından biri jinekomasti. Erkeklerde meme büyümesi olarak bilinen jinekomasti nedir, nasıl anlaşılır? Teşhis edildikten sonra jinekomasti nasıl tedavi edilir?

Normalde büyük olması beklenmeyen erkek memesinin rahatsız edici düzeyde büyümesine ve tedavi gerektirir hale gelmesine jinekomasti denir. Erkek meme dokusu da, kadınlarda olduğu gibi süt sentezleyen bezler ve kanallar ile birlikte yağ dokusundan oluşur. Erkek meme büyümesi, yağ dokusu, meme derisi ve iç olguların anormal ölçüde büyüyüp genişlemesiyle ortaya çıkar. Gözle görülebileceği gibi, elle muayene de gerektirilebilir. Gözle görülemeyen büyümelerde, sert meme dokusu rahatsızlığı hissedilir. Jinekomasti, meme büyümesinin komponentlerine göre farklılık göstermektedir.

Jinekomasti Nasıl Anlaşılır?

Erkek meme dokusunda normalde olması gerekenden çok daha fazla büyüklük varsa, meme uçlarında öne doğru çıkkkınlık görülebiliyorsa burada bir sorun var demektir. Kesin teşhis konulabilmesi için kesinlikle doktor tarafından görülmesi gerekir.

Jinekomasti Nedenleri

Bu sorun tamamen fizyolojik bir sorundur.

* Uzun vadeli karaciğer rahatsızlıkları,
* Erkek hormonu eksikliği,
* Anabolik steroid alımı jinekomasti nedenlerinden bir kaçıdır.

Erkek Meme Büyümesinin Görülme Sıklığı

Jinekomasti her yaş grubunda görülebilen bir sağlık problemidir. Yeni doğan bebeklerde, anneden geçen östrojen hormonu nedeniyle oluşur ve birkaç hafta sonra kendiliğinde normale döner. Ergenlik dönemlerinin başlarında da erkeklerin büyük bir kısmında ortaya çıkan Jinekomasti, birkaç yıl içinde kendiliğinden yok olabilir. İlerleyen yaşlarda ise, erkeklik hormonunun azalmasına bağlı olarak Jinekomasti sıklığı tekrar artmaya başlar. Jinekomasti teşhislerinin büyük bir kısmında her iki memede de bu problem gözlemlenmektedir. Jinekomasti dolayısıyla memelerde ağrı ve hassasiyeti hissedilebilir.

Jinekomasti Nedenleri

Tedavi edilebilir Jinekomasti olgularının %85’inde bir neden bulunamaz. Diğer bir kısmında ise; kandaki östrojen seviyesinin artışına ya da hormon seviyesinin azalmasına neden olan kanser tümörleri görülebilmektedir. Kanser dışındaki Jinekomasti; endokrin hastalıklar, metabolik hastalıklar, travma, psikolojik stres, obezite, ailesel özellik, viral enfeksiyon ve çeşitli ilaç yan etkileri gibi nedenlerle ortaya çıkabilmektedir. Birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkan Jinekomasti, tedavi edilmediği sürece gelişmeye ve büyümeye devam edebilir.

Jinekomasti Operasyonu Öncesinde Yapılması Gerekenler

Jinekomasti sorunu yaşıyor ve cerrahi müdehaleye karar verdiyseniz, öncesinde mutlaka bir endokrinoloji uzmanın detaylı muayene olmalısınız. Bu muayene ile Jinekomastinin nedenleri araştırılmalıdır. Erişkin yaşlarda ortaya çıkan Jinekomasti olgularında, ciddi hastalığın belirtileri baş göstermiş olabilmektedir. Bu nedenle, ultrason ile muayene edilip memenin yapısal durumu hakkında fikir sahibi olunabilir.

Erkekte Büyük Memenin Sosyal Yönü

Aslında bir başka rahatsızlığa bağlı olmayan bir meme büyümesi hastalık sayılmayabilir. En azından hayati tehlike yaratan fiziki bir hastalık değildir. Ancak büyük meme özellikle genç erkeklerde utanma, denize girememe, tişört giymeme gibi durumlara yol açıyorsa sosyal problem var demektir. Sağlık tanımındaki “sosyal yönden” tam bir iyilik hali prensibine göre sağlık tanımı bozulmuş olduğu için tedavisi gerekir.

Jinekomasti Ameliyatı

Ameliyat planlaması memenin büyüklüğüne göre yapılır. 4 derecede sınıflandırılan jinekomasti, dercesine göre ameliyat planlaması ile tedavi edilir. 1. derece en hafif halidir ve genelde sadece liposuction ile düzeltilir. 4. derece ise kadın memesi kadar büyümüş memeyi tarif eder ve deri alımının da yapıldığı daha uzun bir ameliyat gerektirir. 1. derecede aynı gün taburcu olunabilirken, 4. derece jinekomasti ameliyatı sonrası 1 gece hastane yatışı gereklidir.

Ameliyat sonrası 4 hafta kadar dokuları sıkılaştırıcı korse giyilmelidir. Bu süre içinde ağır sporlardan uzak durulmalıdır. Bol sıvı almak ve yarayı temiz tutmak çok önemli. 3-4 gün sonra doktor izin verirse duş yapılabilir.

botoks fiyatları

Botoksun Etki Süresi

Mimik çizgileri ve kırışıklıklar günümüzde botoks ile tedavi ediliyor. Botoks, aşırı kullanılan kasların hareketini engelliyor ve kırışıklıkların derinleşmesini önlüyor. Tedavi, enjeksiyon yapılan bölgede bulunan kaslardaki sinir sinyallerini engelleyerek etkisini gösteriyor. Ayrıca yalnızca yüz bölgesinde değil diş sıkma, boyun sarkması ve aşırı terleme gibi sorunlarda da botoksa başvuruluyor.

Botoks, uygulandığı bölgede kasın çalışmasını geçici süre durdurarak deride oluşan çizgi ve derin çukurların belirginleşmesini engeller, kırışıklıkların derinliğini azaltır. Botoks tedavisinin etki süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte 4 ila 6 ay civarındadır. Bu süre, kişinin bu bölgedeki kaslarını iletişim sırasında ne kadar sık kullandığı ile ilişkilidir.

Botoks ile Kırışıklıklarınıza Ağrısız Veda

Botoks işlemi estetik amaçlı olarak yüz ve boyun bölgesinde; kazayağı, alın ve boyun kırışıklıkları, kaş arası çizgisi, kaş kaldırma ve terlemeyi önlemek için kullanılabilir. Uygulama süresi 5-10 dakikadır. İşlem sonrası bir ağrı hissedilmez. Hastalar botoks yaptırdıktan sonra normal yaşamına hemen geri dönebilir. Botoksun uygulandığı gün yoğun efor gerektiren spordan ve sauna gibi sıcak ortamlardan kaçınılması önerilir. Aynı gün baş hareketlerine dikkat edilmeli, yüzüstü ya da baş aşağı duruştan kaçınmalıdır. Botoksun tam etkisi 5 ile 7 gün arasında görülür.

Botoks ile Yorgun Yüz İfadesine Son

Alın, kaz ayakları, kaş arası, burun yan duvarı, boyun derisindeki kırışıklıklar ve bantlar yüz ve boyundaki mimik kasların kasılması sonucu oluşur. Kaş arası ve burun yan duvardaki çizgiler kızgın yüz ifadesi, göz çevresi ve alındaki çizgiler yaşlı ve yorgun yüz ifadesine neden olur. Botoks, yüzün bu bölgelerindeki mimik kaslarının geçici olarak kasılmasını bloke eder. Yorgun, kızgın yüz ifadesini ortadan kaldırarak daha dinç, daha aydınlık bir yüz ifadesi sağlar.

Botoksun Hangi Derinliğe Yapılacağı Çok Önemli…

Botoks tedavisi, yüz kasları anatomisini ve ilacın hangi bölgede hangi derinliğe yapılacağını iyi bilen deneyimli hekimlerce yapılmalıdır. Bölgelere göre yapıldığı derinlik değişiklik göstermektedir. İnce uçlu bir iğne ile kırışıklığa neden olan kasların üzerine ya da içine uygulanır. İşlem yapıldıktan sonra botoksun çevre kaslara dağılmaması için o bölgenin ovuşturulmaması gerekir.

Botoks Sağlık İçin De Tercih Ediliyor

El, ayak ve koltuk altı terlemeleri botoks tedavisi ile 4-6 aylığına ortadan kaldırılır. Öncesinde yapılacak bölgeye sürülen krem ile uyuşturulduktan sonra, ter bezlerinin yoğun olduğu bölgeye belli aralıklarla enjeksiyon yapılır.

Baby botoks, daha düşük dozlarda yapılan yüz ifadesini değiştirmeyen küçük dokunuşlardır. Önleyici botoks, mimik kullanımına bağlı yaşla birlikte ciltte oluşacak kırışıklıkları oluşmadan önlemeye yönelik erken başlanan uygulamadır.

Diş gıcırdatma yani bruksizm, uykudayken diş sıkma olarak tarif edilir. Buna bağlı dişlerde kırıklar ve çene ekleminde ağrılar oluşabilir. Çiğneme kasına yapılacak enjeksiyon ile diş sıkması azaltılabilir ayrıca masseter botoksu ile çiğneme kasının yer aldığı yüzün alt kısmının inceltilir.

Boyun bölgesinde platisma kasının cilt üzerinde oluşturduğu bantları azaltmak için yapılan botoks uygulamasına ise nefertiti botoksu olarak isimlendirilmektedir.

burun estetiği

A’dan Z’ye Burun Estetiği Hakkında Merak Ettikleriniz

Burun Estetiği Yaş Sınırı Nedir?

Fiziksel gelişime bağlı olarak hem erkeklerde hem de kadınlarda belli bir alt sınır söz konusudur. Bu sınır kadınlarda 17 yaşa karşılık gelirken, erkeklerde ise 18 yaş olarak belirlenmiştir. Üst yaş sınırı yoktur ve bu yaşı geçmiş olan erkek ve kadınlar, burun estetiği ameliyatı olabilir.

Burun Estetiği Ameliyat Süresi Ne Kadar?

Hastaya uygulanacak teknik, operasyonu gerçekleştirecek cerrah ve hastanın durumuna bağlı olarak operasyon süresi de değişiklik gösterebiliyor. 1 ila 2 saat ya da 2 ila 3 saat gibi sürelerde tamamlanan operasyonun başarı oranı da bir hayli yüksektir.

Ameliyat Olmadan Burun Estetiği Yaptırmak Mümkün müdür?

Enjeksiyon rinoplasti adı ile bilinen operasyon ile birlikte ameliyatsız burun estetiği de mümkün hale geliyor. Gelişen tıp dünyası bu bağlamda çok sayıda fırsat sunuyor ve bu fırsatlardan bir tanesi de hiç şüphesiz ameliyatsız müdahalelerdir. Minimal ve invaziv burun estetiği prosedürü olarak da lanse edilen bu operasyon ile birlikte cerrahi müdahaleye gerek kalmıyor. Burun bölgesinde meydana gelen hacim eksiklikleri Burun sırtındaki çöküntüler ve burun kemeri Asimetrik burun Estetik operasyonu sonrası meydana gelen sorunlar Burun köprüsü sorunu Asimetrik burun delikleri Gibi sorunlar için ameliyatsız müdahale gerçekleştirilebiliyor ve başarılı bir uygulama olduğunu söylemek de mümkün.

Burun Estetiği Ameliyatı Zor Bir Ameliyat mıdır?

Teknolojik ürünlerin de katkısı ile burun estetiği operasyonları geçmiş yıllara nazaran çok daha kolay ve çok daha sağlıklı bir hal almıştır. Eskiye kıyasla burun estetiği operasyonları artık çok daha kolay ancak hekimlerin sorumluluğu hali hazırda azalmış değil ve onlar için zorlu bir süreç olduğunu da eklemek gerekiyor. Bazı forumlarda ve adreslerde dünyanın en zor ameliyatlarından bir tanesi olduğu yazılıyor ancak bunun abartılı bir söylem olduğunu bilmenizde fayda var.

Hastane, Doktor Seçiminde Nelere Dikkat Etmeliyim?

Kulak burun boğaz uzmanları ve plastik cerrahlar bu operasyonu gerçekleştirebiliyor ancak uzmanlar arasında hali hazırda plastik cerrahların çok daha doğru bir tercih olacağı konuşuluyor. Bu bağlamda cerrahın aldığı eğitim ve kendini geliştirmesi asıl dikkat edilecek husustur. Eğer bu konuda bilgi sahibi değilseniz çevrenizde daha önce burun estetiği ameliyatı geçirmiş olan yakınlarınız varsa onların tavsiyeleri ile hareket etmeniz de uygun olacaktır. Amiyane tabirle merdiven altı olarak lanse edilen ve uygun fiyatlar ile bu estetik operasyonunu gerçekleştiren kurum ve hekimlerden uzak durmanız tavsiye ediliyor.

Burun Ucu Kaldırma Uygulaması Ne Kadar Kalıcıdır?

Burun ucu kaldırma operasyonu, uygulanan tekniğe bağlı olarak ömür bakımından değişiklik gösterebiliyor. İple burun ucu kaldırma operasyonu ne yazık ki kalıcı bir uygulama değildir ve bir süre sonra burun ucunda düşme meydana gelebilir. Burada cerrah da büyük pay sahibidir ve uygulanacak yöntemin çeşidi de kalcılık konusunda büyük önem taşıyor. Bunun için net bir süre vermek elbette mümkün değil ancak uygulama türlerinin büyük bir kısmı uzun süreli koruma sağlıyor.

Burun Büyütme Ameliyatı Zor mu?

Burun estetiği denilince insanların aklına küçültme ve düzeltme operasyonları geliyor ancak yazımızın önceki bölümlerinde de bahsettiğimiz gibi burun büyütme ameliyatı da mümkündür ve her yıl milyonlarca insan burun büyütme ameliyatı için cerrahların kapısını çalıyor. Burun büyütme ameliyatının, burun küçültme ameliyatlarına göre daha zor olduğu da aşikar. Gerek süre gerek operasyon süreci bakımından daha sıkıntılı ve daha zorlu bir ameliyat olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır ancak iyi bir cerrahtan destek aldığınız takdirde başarılı bir sonuç elde etmeniz de mümkün.

Cerrahi Yöntemler Neye Göre Belirleniyor?

Burun estetiği operasyonu öncesi hastanın talebine bağlı olarak ve hastanın burun yapısına bağlı olarak teknikler belirlenir. Kalın burun derisi ve ince burun derisi, cerrahi yöntemin belirlenmesinde büyük pay sahibidir ve cerrah bu detaylara göre ilgili tekniği de kısa sürede belirleyecektir. Aynı şekilde uygulanacak anestezi için de belirleme işlemi deri yapısına göre yapılabilmektedir.

Burun Ucu Kaldırma Ameliyatı ile Nefes Sorunu Düzelir mi?

Burun eti ve polip düzeltme işlemlerini de kapsayan burun ucu kaldırma operasyonları ile birlikte nefes alma sorunu da ortadan kalkacaktır. Burun yapısı, hastanın nefes alma eylemini de belli oranda etkiliyor ve olumsuz etki ile birlikte özellikle uyku esnasında hasta birtakım sıkıntılar yaşayabiliyor. Burun ucu kaldırma ameliyatı ile birlikte gerekli müdahaleler yapılarak nefes alma sorunu da ortadan kalkacaktır.

Sadece Burun Kemeri Düzeltmek için Özel Bir Uygulama Var mı?

Burun kemeri düzeltmek için öncelikle kıkırdak yapısı ve burnun kemik kalınlığı ele alınarak detaylı bir inceleme yapılır. Simülasyon uygulaması ile birlikte yüz ölçülerine uygun olarak bir burun yapısı belirlenir. Hastanın beklentileri öğrenilir ve cerrah, bu konuda neler yapılabileceğini belirledikten sonra kemerin törpülenme işlemi başlar. Kemer törpüleme işlemi cerrahi bir operasyon olarak nitelendiriliyor ve bu yüzden operasyon süresince burnun doğal yapısının beli oranda korunması da şarttır. Kemerin ne kadar törpüleneceği ve burna ne şekilde uyum sağlayacağı da simülasyon destekli çalışma ile net bir şekilde belirlenir. Törpüleme işlemi büyük bir hassasiyet gerektiriyor çünkü kemeri ortadan kaldırmak isterken burnun doğal yapısı bozulabilir ve bu kez farklı operasyonlara da ihtiyaç duyulabilir. Hassas bir çalışmadır ve uzman bir cerrahtan destek alınmalıdır.

Burun Estetiği Ameliyatı Ağrılı mı?

Burun estetiği ameliyatı ile ilgili bilinen en büyük yanlışlardan bir tanesi de ağrılı bir ameliyat olduğudur. Kapalı burun estetiği ameliyatı ağrılı bir ameliyat değildir ve hastaların bu konuda endişe etmemeleri gerektiğini de belirtmek istiyoruz. Hafif ağrılar söz konusu olabilir ancak ameliyat sonrası doktorunuz tarafından verilecek ağrı kesici ilaçlar bu ağrıları ortadan kaldırıyor ve uyku sorunu yaşamıyorsunuz.

Burun Estetiği Yaptıranların Yorumları Takip Edilmeli midir?

Burun estetiği ameliyatı geçirmiş olan hastaların yorumlarına bağlı kalmak çok da doğru olmayacaktır ancak takip de etmek gerekiyor. Bilinçli hastalar, doktor tavsiyesinde bulunurken süreci de detaylı bir şekilde aktarıyor ancak cerrah tavsiyesine uymayarak operasyonun ve sonrasının sıkıntılı olduğunu belirten hastalara çok fazla kulak asmamak gerekiyor. Başarı oranı bir hayli yüksek olan burun estetiği operasyonu ile ilgili çok fazla olumlu yorum var ve az önce de belirttiğimiz gibi bilinçli hastaları bu bağlamda takip etmek gerekiyor. Yorumların bazıları çok acımasızca ve bu da diğer hastaları tedirgin edebiliyor ancak direkt hasta yorumlarına başvurmak yerine uzman bir cerrah ile karşılıklı konuşmak emin olun süreç ile ilgili değerlendirmelerinizi çok daha doğru ve çok daha kusursuz hale getirecektir. Yorumlar her zaman doğru olmayabiliyor ya da bilinçsiz bir şekilde yapılabiliyor bu yüzden operasyon sürecini cerrahtan öğrenmek en doğru seçim olacaktır.

İple Burun Kaldırma Uygulaması Ne Kadar Etkili

Son dönemde çok daha fazla tercih edilen ve başarı oranı her geçen gün artan iple burun kaldırma uygulaması, etkili yöntemlerden bir tanesidir ancak kalıcı olduğunu söylemek çok da doğru olmayacaktır. Bazı operasyonlardan kısa bir süre sonra burun ucunda düşme meydana gelebiliyor ve hastaların en büyük şikayeti de bu yöndedir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi kalıcı bir yöntem değildir ve burun ucu düşmelerine de açık bir uygulamadır.

Burun estetiği Ameliyatı Erkeklerde Daha mı Zor Uygulanıyor?

Burun estetiği ameliyatı zorlu bir ameliyat olarak lanse ediliyor ancak hastalar için korkulacak ya da zorlanacak herhangi bir durum yoktur çünkü burada yükün büyük bir kısmı cerrahlarda ve sizler sadece psikolojik olarak kendinizi hazırlamalısınız. Erkeklerde burun derisi çok daha kalın olduğu için müdahale etmek biraz da zor olabiliyor ancak başarı oranı, en az kadınlardaki kadar yüksek ve bu da erkekleri rahatlatacak haberlerden bir tanesidir.

Ameliyat Fiyatını Belirleyen Etkenler Nelerdir?

Burun estetiği ameliyatı, cerrah ve ilgili kuruma bağlı olarak değişiklik gösterebilir ancak buradaki en önemli etken kesinlikle uygulanacak olan ameliyat tekniğidir Kullanılan cihazlar da fiyatın belirlenmesinde önemli pay sahibidir. Fiyat araştırmalarınızı online olarak yapabilir ya da hekimler ile birebir görüşerek gerçekleştirebilirsiniz.

Beklentiler ve Sonuç Arasında Nasıl Bir İlişki Kurulmalıdır?

Burun estetiği operasyonu öncesi teknolojik ürünler de operasyon sonucu ile ilgili sizlere yardımcı olacaktır. Bilgisayar destekli simülasyon uygulaması sayesinde nasıl bir burna sahip olacağınızı az çok görebiliyor ve fikir sahibi olabiliyorsunuz. Beklentilerinizi bu uygulamaya göre şekillendirebilir ve herhangi bir sürprize de fırsat vermemiş olursunuz. Sonuç için biraz sabırlı olmanız gerekiyor çünkü operasyondan hemen sonra burnun yerine oturması pek mümkün değildir ve 6 aylık bir süreç sizleri bekliyor olacaktır. Bu süre zarfında burunda zaman zaman düşüklük ya da sorunlar meydana gelebilir ancak revizyon müdahalesi ile sonuca en iyi şekilde ulaşılacaktır. Hastaların büyük bir kısmı çok büyük beklentilere sahip oldukları için operasyon sonucu mutsuzluk yaşayabiliyor ancak bir kez daha belirtmekte fayda var sabırlı olmanız gerekiyor ve 6 aylık süre sonunda gerçek sonucu elde edeceğinizi de bilmenizde fayda var.

Estetik Bozukluğun Tekrarlama İhtimali Var mı?

Burun estetiği ameliyatı belli başlı komplikasyonları da beraberinde getirebiliyor. Estetiksel sorunların tekrarlama ihtimali var ve sık sık estetik ameliyatı olan insanların da bu yönde karar almaları bu yüzdendir. Operasyon sonrası sağlığınıza ve verilen uyarılara dikkat ederseniz bu süreci uzatabilirsiniz ancak sağlıksız bir süreç, kısa bir süre sonra görsel bozuklukların yeninde meydana gelmesine neden olacaktır. Her hastada bu durumun oluşması elbette mümkün değildir ancak birçok hasta, tekrarlayan sorunlardan dolayı şikayetçi olabiliyor.

Burun Estetiği Ameliyatı Caiz midir?

Diyanet’in yanı sıra İslam alimleri ve din görevlileri de bu konuda ne yazık ki ayrılığa düşmüş durumda. Kimileri bu operasyonların caiz olmadığını söylerken kimileri de tedavi hükmünde geçerli olduğu için caiz olduğu konusunda hemfikir görünüyor. Hasar görmüş ve sağlığınızı olumsuz etkileyen bir durumda tedavi olmanızı nasıl normalse, burun estetiği operasyonlarında da aynı durum söz konusudur. Hayatlarınıza normal ve sağlıklı bir şekilde devam edebilmeniz için böyle bir operasyona ihtiyacınız varsa eğer bunun caiz olduğuna kanaat getirmek de çok zor olmayacaktır.

Burun Estetiği için Uzman Hekim Seçimi Neden Önemlidir?

Sık sık karşılaştığımız durumlardan bir tanesi de burun estetiği sonrası istediği görüntüye sahip olamayan ve sorunlar yaşayan hastalardır. Ne yazık ki çok daha ucuz olduğu için tercih edilen merdiven altı adresler, burun estetiği konusunda başarı elde etmek yerine hastalara zarar veriyor. Uzman hekim seçimi her ameliyatta ve her hastalıkta büyük önem taşıyor çünkü söz konusu olan şey sağlığınız ve daha ucuza ameliyat olmak için sağlığınızı riske etmek de büyük bir kumar olacaktır.

lipödem nasıl anlaşılır

Lipödem Nasıl Anlaşılır, Ne Türlü Şikayetler Olur?

Önemli olan çok sayıda değişikliklerdir. Vücut yapısına yönelik, bütün hastaların bacaklarında, cilt altı yağ dokusunda çoğalma ve nadir durumlarda kollarda da görülmektedir. Bu kalınlaşma nedeni ile ince bir üst gövdede, üst ve alt gövde arasında belirgin bir orantısızlık oluşmaktadır. Çoğu zaman hastalar alt gövdenin kendilerine ait olmadığı düşüncesine sahiptirler (“Alttaki ben değilim!”). Vücudun, bu bazen aşırı derecedeki değişikliği, hastalarda vücut görüntüsü ile ilgili büyük bir problem yaşanmasına ve bu nedenle büyük bir psikolojik yük haline gelmektedir.

Birçok vakalarda bacaklar o kadar genişliyor ki, yürürken uyluğun iç kısmında sürtünmelerden dolayı yaralar oluşabiliyor. Bunun çok fazla olması durumunda, diz iç kısmında oluşan yağ kabarıklıkları nedeni ile yürümekte bile kısıtlamalar söz konusu olabilmektedir.
Lipödemin bir diğer özelliği de, sadece hafif çarpmalar veya dokunmalarda bile tekrar tekrar ortaya çıkan morartılardır. Bu morartılara eğilim, en ufak kan damarlarının duvarlarının “sağlam olmamasının” sonucudur.

lipödem
Lipödem Nasıl Anlaşılır?

Lipödem ile Birlikte Ne türlü Şikâyetler Olur?

Özellikle ödemlerin vermiş oldukları rahatsızlıklar sıkıntı yaratmaktadır, yani “bacaklardaki toplanan su”. Gün içerisinde ayaklarda değil, fakat alt baldırın alt cilt dokusunda ödemler oluşmaktadır. Bunlar, kapilerin sıvıya yönelik geçirgenliğinin artmasından dolayı ortaya çıkmaktadır. Hastalığın başlangıcında ödemler sabahları hiç veya nadir vardır, fakat akşamları belirgin bir şekilde görünmektedir. Özellikle sıcak mevsimlerde olmak üzere, uzun süre ayakta durma veya oturmalar ödemleri arttırmaktadır. Zamanla bu bulgu daha da kötüleşebilir; alt ve üst baldırlar gün boyu kabarıyor ve gece de incelmiyor. Bu su toplanmasından dolayı ağırlık ve gerginlik hissi olduğu gibi dokunma ve basınç ağrıları da oluşmaktadır. Basınç hassasiyeti icabında o kadar büyük olabilir ki, en ufak dokunmalar bile harikulade kötü hissedilebilinir.

Sürekli daha da kötüye giden görünüş, sürekli mevcut olan psikolojik baskıya neden olmaktadır. Hastalar haksız yere vücudun bu şekle gelmesinden kendilerini sorumlu tutuyorlar. Rejim ve spor gibi bütün önlemlere rağmen, bacaklarda ve kollardaki alt deri hacmi azalmamaktadır; ancak gövde inceleşebiliyor, bu da var olan orantısızlığı daha da kötüleştiriyor. Kendi gayretinin başarısızlığı, sürekli tekrarlayan moral bozukluklarına sebep oluyor. Bu da çok sayıda hastada yeme atakları olarak kendini göstermektedir. Yeme ataklarının neticesi ise kilonun daha da artması, bu da hastalık belirtilerini daha da kötüleştirmektedir. Psikoloji ayrıca da bacaklardaki sürekli tekrarlayan ağrılardan dolayı zorlanmaktadır. Şikâyetler hastalar tarafından genelde boğuk, basınçlı ve ağır olarak tarif edilmektedir. Uzun süre oturduktan veya ayakta durduktan sonra çok ağır olabilmektedirler; hastalar “bacakların çığırından çıkmak istediğini”, “parçalanacak” veya “içten patlayacakmış gibi” hissettiklerini veya “bacakların içinde beton” varmış gibi tarif etmektedirler.

karın germe ameliyatı 1

A’dan Z’ye Karın Germe Ameliyatı Hakkında Merak Ettikleriniz

Cerrahi Müdahale Olmadan Sarkmalar Giderilebilir mi?

Gelişen tıp ve teknoloji dünyası ile birlikte karın bölgesindeki germe operasyonları artık ameliyatsız bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Ameliyatları geride bırakan bu yöntemler sayesinde izsiz müdahaleler de mümkün hale geliyor. Yağlanma ve sarkma gibi sorunlar yaşıyorsanız eğer artık ameliyat olmadan da çözüm bulabilecek ve daha düz bir karın bölgesine sahip olabileceksiniz. Karın estetiği olarak da bilinen abdominoplasti, günümüz dünyasında yerini liposuction gibi müdahalelere bırakmış durumdadır.

Gerdirme işlemleri, yeni dönem ile birlikte lazer lipoliz, vaser, liposuction ve lazer liposuction yöntemleri ile gerçekleştiriliyor. Yağ hücre zarının parçalanması, bu müdahalelerdeki asıl amaçtır ve amaca da kolay bir biçimde ulaşılmaktadır. Karın ve basen bölgelerinde başarı oranı çok daha yüksektir ve bölgesel zayıflama konusunda da bu müdahalelerden yardım alınmaktadır.

Karın bölgesinde meydana gelen gevşeme, ameliyatsız olarak tedavi edilebiliyor ve karnın daha sağlıklı bir görüntüye sahip olması sağlanıyor. Sarkmış bölgeye müdahale edildikten sonra hastanın ayağa kalkma süresi de çok daha hızlı! Ameliyatlardan korkan ya da bu bağlamda tedirgin olan hastalar eğer ameliyatsız müdahaleye uygunsa yukarıda bahsedilen yöntemlerden bir tanesi tercih edilerek süreç daha sağlıklı hale getiriliyor. Karnı şekle sokmak artık çok daha kolay ve tıp dünyasının sunduğu çok sayıda alternatif olduğunu da görebiliyoruz. Sarkmalar ve beraberinde getirdiği gevşemeler ile birlikte görsel olarak rahatsızlık yaşayan kadınlar, bu müdahalelere çok daha fazla ilgi gösteriyor. Daha düz bir karna sahip olmak ve görsel olarak bunu mümkün kılmak adına adım atmak artık çok daha kolay bir hal almış durumda. Ameliyatsız tedavi yöntemleri ile birlikte bıçak altına yatmadan çözüme ulaşmak mümkün ve uzman hekimler kontrolünde yeni dönemde de bu müdahaleler gerçekleştiriliyor.

Karın Germe Ameliyatı Kaç Saat Sürer?

Karın germe estetiği ya da bir diğer adı ile karın germe ameliyatı olarak karşılık bulan abdominoplasti, tam ve mini olmak üzere iki ana kategoride şekilleniyor ve hastanın durumuna bağlı olarak yöntem hakkında karar veriliyor. Sarkma ve yağlanma olan bölgeye müdahale edilerek bölgenin daha sıkı ve daha düz bir hal alması sağlanıyor. Liposuction destekli gerçekleştirildiği takdirde etkisi çok daha güçlüdür ve görsel olarak da herhangi bir sorun yaşatmayacaktır. Karın gerdirme ameliyatları, izsiz yapıldığı söylense de bikini bölgesinde hafif bir ize neden olmaktadır ancak bu izler uzun vadede deri rengine karışarak kaybolur ve doğal bir görüntü sergiler.

Gevşeme, farklı nedenlerden dolayı meydana gelebilir ancak bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi gebelik sonrası dönemdeki aşırı kilolar ve zayıflama sürecidir. Karın bölgesinde meydana gelen ve karnı şekil olarak bozukluğa iten bu sorun, ameliyatlardan kısa bir sür sonra daha düz bir görünüme sahip oluyor. Sarkmış ya da karnın gevşeyip dağınık bir hal alması ile birlikte cerrahi müdahaleye başvurulabiliyor. Ameliyatsız tedavi yöntemleri de mevcut ve göbek çevresine yapılan müdahaleler ile birlikte izsiz bir operasyon da gerçekleştirilebiliyor.

Karın germe ameliyatlarında süre genellikle 2 ila 5 saat olarak karşımıza çıkıyor ve bu operasyonun seyrine bağlı olarak da süreler farklılık gösterebiliyor. Başarı oranının yüksek olduğu ameliyatlardan bir tanesidir ve yepyeni yöntemler ile birlikte operasyon süresi de olabildiğince kısa hale getiriliyor. Karın bölgesindeki sarkma ve yağlanma sorunlarına ameliyat ile çözüm bulunabileceği gibi evde yapılacak olan egzersizler ve düzenli beslenme programları ile de bu bölgeye kişisel olarak müdahale edebilmek ve sonuç alabilmek mümkün hale geliyor.

Karın Germe Ameliyatı Yaş Sınırı Nedir?

Çoğunlukla 16 yaşından büyük herkes karın germe ameliyatı için hukuken rıza gösterebilir. Bir genç çok fazla kilo verdiği halde karın germe ameliyatı olmak istese bile son karar doktorun olacaktır. Estetik görünüm açısından ameliyatın uzun vadeli sonuçları olacağı için kişinin büyüme açısından tam anlamıyla olgunlaşıp olgunlaşmadığı göz önüne alınacaktır.

Karın germe ameliyatı düşünen biri için resmi bir üst yaş sınırı yoktur. Bir kişinin anesteziyi ne kadar iyi tolere ettiği ve genel sağlık durumu bu kararın alınmasında etkili olacaktır. Hastalar gerekirse kalp ve akciğer fonksiyonu testlerine tabi tutulabilir.

Karın Germe Ameliyatı Zor Bir Ameliyat mıdır?

Karın germe ameliyatı, başarı oranı her geçen gün artan müdahalelerden bir tanesidir ve ülkemizdeki cerrahların bu konuda önemli adımlar attıklarını da belirtmek gerekiyor. Operasyon süresi çok uzun değil ve ameliyatın zor olduğunu söylemek de çok doğru olmayacaktır. Elbette her ameliyattaki gibi birtakım riskler ve zorluklar vardır ancak sonuçlara bakıldığında genel hataları ile basit bir ameliyat olduğunu söylemek mümkündür. Karın bölgesinde oluşan gevşeme ve sarkmış dokunun müdahale ile birlikte alınarak karın gerdirme işlemi ile birlikte daha düz ve daha sağlıklı karın bölgesine sahip olmak mümkündür.

Karnı şekillendirmek için ameliyatsız yöntemler de mevcuttur ve karnın şekil alması egzersizlerin yanı sıra lipoliz liposuction ile de gerçekleştirilebilir. Göbek estetiği, egzersiz ve ameliyatsız müdahalelere yanıt alınamadığı takdirde son çare olarak tercih ediliyor. Karın germe ameliyatları, abdominoplasti ile birlikte farklı yöntemler ile de gerçekleştirilebiliyor ve son dönemde alternatif müdahale yöntemleri de bir adım öne çıkmış durumda.

Sarkma ve yağlanma sorunu nedeniyle uzman hekimlere başvuran hastalar, gerdirme ameliyatları sonrası hastaların büyük bir kısmının gündelik hayata kısa sürede adapte olduğunu görebiliyoruz ve yine hastaların büyük bir kısmı bu durumdan fazlasıyla memnun. Karın germe ve izsiz tedavi yöntemleri ile birlikte göbek estetiği başarılı bir şekilde sonuca ulaşıyor ve hasta eski sağlığına kavuşarak daha düz bir karna sahip oluyor.

Karın Germe Ameliyatı Kalıcı Bir Ameliyat mıdır?

Bir karın germe ameliyatı için beklentiler sonuçların kalıcı olmasıdır. Bununla birlikte sonuçlar genellikle ameliyattan sonraki bireysel tercihlere bağlı olacaktır. Ameliyattan sonra cilt daha pürüzsüz hale gelir ve karın kasları daha sıkı olur. Cİlt zamanla biraz gerilir ve özellikle oturduğunuzda sıkışabilir. Kilo artışı da ameliyattan elde edilen olumlu sonuçları bozabilir. Karın ameliyatı karnınızın görünümünü sıfırlayacaktır. Doğru diyet ve egzersizle bu sonucu korumak hastanın elindedir. Bu eylemlere dikkat edilmezse kalıcı sonuç elde etmek zor olabilir.

Karın Germe Ameliyatı İzleri Hangi Koşullarda Kalmaz?

Karın germe ameliyatı sonrasında işlem yapılan bölgede ameliyat izi kalacaktır. İzler zamanla görünürlüğünü kaybedecektir. Daha az belli olan ameliyat izine sahip olmak için dikkat edilmesi gereken birkaç durum vardır:

Bedeninizi güçlendirmek için ameliyat öncesinde karın egzersizleri yapabilirsiniz.
Doktorun işlemi hangi bölgede gerçekleştireceği yara izinin belirginliğini etkiler. Cerrah muhtemelen eğer mümkünse kıyafetlerin altında kalacak şekilde bir kesi alanı belirler.

Ameliyat sonrasında yara bakımı izi yok etme açısından oldukça güvenlidir. Bu süreçte bol su içilmeli, her gün dışarı çıkıp hava alınmalı, banyo ve tuvalet talimatlarına uyulmalıdır. Yara güneş görmemeli, kumaşın altında kalacak olsa dahi güneş kremi sürülmelidir.

Karın Germe Ameliyat İzlerinin Üzerine Dövme Yaptırabilir miyim?

Evet, ameliyat izi üzerine dövme yapabilirsiniz. Aynı zamanda gergin noktaları ve çilleri de dövme kompozisyonunda değerlendirebilirsiniz. Ancak bazı durumlara dikkat edilmelidir:

* Yara tamamen iyileşti mi? İyileşme süreci genellikle altı ay sürer ve yine de doktorunuzun onay vermesini gerektirir.
* Her yara aynı türde dokudan oluşmaz. Yara dokusu hala çok hassas ise üzerine dövme yaptırılması tavsiye edilmez.
* Ameliyat izi kırmızı renkteyse dövme yapılmalıdır.
* Yara enfeksiyon kapmışsa üzerine dövme yapılmamalıdır.
* Eğer ameliyat izinin bulunduğu bölgede sinir hasarı varsa dövme yaptırırken hissettiğiniz acıyı artırabilir.

Karın Germe Ameliyatı Sonrası İstirahat Raporu Alabilir miyim?

Ameliyattan sonra mutlaka evde dinlenmeniz gerekecektir. Bunun için doktorunuz size 2 ya da 3 haftalık istirahat raporu yazar. İlk bir hafta zaten drenaj tüpleri üzerinizde olduğu için evden dahi çıkmanız zor olacaktır. Tüpler ve dikişlerin alınmış olduğu 2. ve 3. haftalar arasında işe başlayabilirsiniz. Eğer işiniz karın kaslarınıza baskı yapan eylemler içeriyorsa alacağınız istirahat raporunun süresi uzayabilir.

Ameliyat Sonrası Kontroller Önemli midir?

Ameliyat sonrasında yaraların iyileşip iyileşmediği, ameliyatın başarıyla sonuçlanıp sonuçlanmadığı gibi durumların incelenmesi için çeşitli kontroller gerçekleştirilmelidir. Cerrahınızla ameliyat sonrası randevular için kullanılan en yaygın program şu şekildedir: İlk üç gün içinde ilk randevu, daha sonra 1 ay, 2 ay, 3 ay ve 6 ay randevularıdır. Bazı cerrahlar sizi 1 ay, 4 ay ve 6 aylık sürelerde görmek isterken bazıları 6 aylık ve 1 yıllık kontroller isteyebilir.

Karın germe ameliyatından önce ameliyat sonrası hangi süreçlerde muayene olmanız gerektiğini ve bu muayenelerin ameliyat ücretine dahil olup olmadığını sormanızı öneririz. Bazı cerrahlar ameliyat sonrası muayene için ücret beklerken bazıları beklememektedir.

Doğumdan Hemen Sonra Karın Germe Ameliyatı Yaptırabilir miyim?

Karın germe ameliyatını doğumdan sonra yaptırmak doğum deformasyonunu ortadan kaldıracağından faydalıdır. Ancak bilinmesi gereken bunun doğumdan sonra ne zaman yapılacağı konusunda doktorla görüşülmelidir.

Teorik olarak doğumdan hemen sonra yapılabilmesine karşın çoğu cerrah doğumdan sonra altı ay ile bir yıl arasında beklenmesini tavsiye etmektedir. Bu durumda sonuçlarınızı etkileyebilecek iki ana faktör vardır: Bebeğiniz doğduktan sonra uterusunuz hala genişlemiş ve şişmiş durumdaysa karın germe operasyonunun sonuçlarını tam olarak almanızı önleyebilir. Birçok kadın hamileliklerinde kilo alır. Fazla yağ başarılı karın germe ameliyatı sonuçlarının elde edilmesini zorlaştırabilir.

Çatlak Sorunu, Karın Germe Ameliyatı ile Giderilebilir mi?

Karın bölgesindeki çatlaklar için uygulanabilecek ameliyat dışında da çözümler vardır. Karındaki çatlaklar için kayısı yağı, çörek otu yağı, melisa yağı gibi bitkisel çözümler uygulanabilir. Bununla birlikte kozmetik çatlak önleyici kremler ile oluşan çatlaklar en azda tutulabilir.

Eğer ameliyat dışındaki çözümler çatlakların giderilmesini sağlamıyorsa karın germe ameliyatı düşünülebilir. Ameliyat ile karındaki çatlaklardan kurtulmak mümkündür. Çatlakları gidermek için çoğunlukla mini karın germe ameliyatı tercih edilir.

Karın Germe Ameliyat Fiyatını Etkileyen Unsurlar

Karın bölgesindeki dokuların gevşeme ile birlikte sarkma meydana getirmesi, korse ya da egzersiz programlarından yanıt alınamadığı takdirde cerrahi müdahale gerekebiliyor. Karın bölgesinde var olan sorunlar karnı bir süre sonra şekil bozukluğuna itiyor ve sarkmış bir göbek ne yazık ki özgüven eksikliğine de neden olabiliyor. Gevşeyip sarkmalara neden olan bölge için ameliyatsız müdahaleler de mevcuttur ve karnın yeniden şekillenmesi için tıp dünyası çok sayıda alternatif ile karşımıza çıkıyor.

Karın germe operasyonları izsiz tedavi yöntemleri ile birlikte hastaların tedirginlik durumunu da bir hayli azaltmış durumda. Abdominoplasti ameliyatında yaşanan sorunlar liposuction ve lazer lipoliz gibi tedavi yöntemlerinde yaşanmıyor. Yağlanma ve sarkma gibi sorunlardan kurtulmak adına dilerseniz ameliyatsız tedavi yöntemlerinden de faydalanabilirsiniz. Karın estetiği ameliyatları fiyatları hakkında bilgi almak için hastane ve hekimler ile görüşmeniz de çok daha sağlıklı olacaktır. Fiyat bilgisinin yanı sıra sizleri nasıl bir sürecin beklediği ve ameliyat sonrası nelere dikkat etmeniz gerektiği de yine hekimler tarafından detaylı bir şekilde tarafınıza aktarılacaktır.

Operasyonlardaki başarı oranı her geçen gün artıyor ve hastaların ameliyata bakış açısı da olumlu yönde değişiyor. Sizler de bu tür bir sorun yaşıyorsanız tedirginliğinizi üzerinizden atarak harekete geçebilirsiniz. Fiyatlar oldukça uygun ve ortalama bir bütçe ile ameliyat olabiliyorsunuz. Fiyat bilgisi sunan doktorların iletişim numaralarına online dünya üzerinden ulaşabilirsiniz.

Karın Germe Ameliyatı Olanların Yorumları Önemli mi?

Karın germe ameliyatı tecrübesi olanların yorumları incelenebilir. Ancak yine de önemli olan doktorunuzun yorumları olacaktır. Eğer okuduğunuz yorumlar doktorunuzun tavsiyeleriyle paralellik gösteriyorsa sorun yok; ancak yorumlar doktorunuzun talimatlarıyla çelişiyorsa doktorunuzu dinleyin.

Karın germe ameliyatı olanların yorumları şu açıdan önemlidir. Sizinle benzer duyguları hisseden insanların deneyimlerini öğrenmek rahatlatıcı olacaktır. Öte yandan çok önemli görmediği bazı ayrıntıları doktorunuz sizinle paylaşmamış olabilir. Bu küçük ayrıntıları ameliyat tecrübesi olan hastalardan öğrenebilirsiniz. Bununla birlikte doktorunuz daha önce kendisi bu ameliyatı geçirmediği için tam olarak empati kurması mümkün değildir. Ameliyat geçiren hastalar ameliyat sırasında ve sonrasında ne hissedeceğinizi size daha iyi anlatabilir.

Karın Germe Ameliyatı Caiz midir?

Karın germe ameliyatının caiz olup olmadığıyla ilgili dini yorumlar birbirinden farklılık göstermektedir. Kimi din adamları caiz olduğunu söylerken kimisi caiz olmadığın söyler. Bu noktada dikkat edilmesi gereken ameliyatın neden olunduğudur. Var olan iyi görünümü daha da güzelleştirmek için ameliyat olmak dinen de caiz bulunmamaktadır. Ancak karın bölgesinde insanların yadırgadığı fazla derinin alınması hastanın da psikolojisinin düzelmesine neden olacağından caiz sayılır. Doktor tarafından karında bir anormallik bulunursa bunun ameliyatla düzeltilmesi fıtratı bozmaktan ziyade bir tedavidir. Tedavi amaçlı ameliyata girmek de dinen caizdir.

Karın Germe Ameliyatı Sonrası Cinsel İlişkiye Ne Zaman Girilir?

Yaklaşık 1 ay sonra diyebiliriz.

Karın Germe Ameliyatı Ne Kadar (Kaç Günde) İyileşir?

Karın germe ameliyatı ortalama 2 gün hastanede yatış gerektirirken 1 hafta kadar da evde istirahat gerektirir. 2 hafta sonrada hasta günlük yaşamına dönebilir.

Karın Germe Ameliyatında Ağrı Oluyor Mu?

Karın germe ameliyatlarında oluşan ağrılar daha çok gerginliğe bağlı ağrılar fakat ağrı kesicilerle bu ağrılar durdurulabilir.

Karın Germe Ameliyatından Ölen Var Mı?

Tabi ki eskiden anestezinin iyi olmadığı dönemlerde anestezi komplikasyonu açısında karın germe diğer ameliyatlarda olduğu gibi ölüm riski vardı. Fakat yine anestezik ilaçlar cihazlar sayesinde bu tarz ölümler azalmıştır şuan yok denecek kadar azdır.

Karın Germe Ameliyatı Tehlikeli Mi?

Karın germe ameliyatlarının sadece anestezi riski var. Bunun dışında çokta fazla büyük tehlikeli yok.

Karın Germe Ameliyatında Kaç Kilo Gider?

Karın germe ameliyatlarının uygulanma amacı kilo verilmesi değildir. Hızlı kilo alıp – verme sürecinden sonra ya da çeşitli travmaların etkisinden sonra oluşan deri sorunlarının ortadan kaldırılmasıdır. Aşırı kilolu hastalarda oluşan ve göbek bölgesinde toplanan derilerin gerginleştirilmesi, gebelik sonrası derideki çatlakların ve sarkmaların ortadan kaldırılması başlıca amaçlardır. Doğal olarak, eğer zayıflama operasyonları ile kombine edilmezse karın germe ameliyatlarıyla beraber kilo verilmez.

Karın Germe Ameliyatı Ne Zaman Yapılmalıdır?

Karın germe ameliyatları sarkan derinin toplanması ve eğer var ise çatlakların ortadan kaldırılması amacıyla icra edilmektedir. Doğal olarak sarkmanın sebeplerinden olan kilo verme süreci tamamlanmadan karın germe ameliyatı yaptırılmamalıdır. En uygun dönem ideal kiloya yaklaşıldığı ve kilo verme sürecinin tamamlandığı dönemdir. Kilo verme devam ederken yaptırılırsa, belirli bir süre sonra derinin tekrar sarkması mümkündür.

Karın Germe Ameliyatından Sonra Ödem – Şişlik Ne Zaman Geçer?

Karın germe ameliyatından sonra yapılan kesi dolayısıyla kesi bölgesi boyunca ödem ve ödeme bağlı şişlik oluşması normaldir. Bu ödemlerin yaklaşık bir hafta ile üç hafta arasında azalarak kaybolması gerekir. Üç haftadan daha uzun süre varlığını devam ettiren ödemler içinse mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Karın Germe Ameliyatından Ne Kadar Süre Sonra Duş Almalıyım?

Herhangi bir ameliyattan sonra duş almak için beklenmesi gereken süre ile dikişlerin alınma süresi eşittir. Karın germe ameliyatları estetik amaçlarla icra edildiği için operasyondan sonra estetik dikişler atılır. Bu dikişler yaklaşık bir hafta içinde deriyle bütünleşerek erir. Yani karın germe ameliyatından sonra bir hafta boyunca duş alınmamalıdır. Bu süre boyunca temizlik ıslak havlularla yapılabilir.

Karın Germe Ameliyatını Devlet Karşılıyor Mu?

Karın germe ameliyatları estetik amaçlarla uygulanmaktadır. Estetik amaçlarla icra edilen ameliyatlarda SGK ya hiç ödeme yapmamakta ya da çok küçük bir kısmını karşılamaktadır. Karın germe ameliyatlarında da durum tam olarak böyledir. Karın germe ameliyatı olmak isteyenler ücretin büyük bir bölümünü ceplerinden ödemek zorundadır. Yani, karın germe ameliyatını devlet karşılamıyor diyebiliriz.

Karın Germe Ameliyatı Tekrar Eder Mi?

Karın germe ameliyatını ortaya çıkartan temel sebep aşırı kiloların hızlıca verilmesidir. Karın germe ameliyatından sonra tekrar kilo alınırsa deri genişleyecektir. İkinci kilo alımından sonra tekrar kilo verilmesi durumunda da deri sarkacaktır. Yani karın germe ameliyatları ikinci kez icra edilebilir. Ancak bu zorlu süreci yaşayan insanlar ikinci defa kilo almamak için büyük çaba göstermektedir.

Karın Germe Ameliyatından Önce Nelere Dikkat Ediliyor?

Operasyon cerrahi kesi içerdiğinden dolayı dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu hususlara dikkat edilmediği takdirde operasyon ertelenebilir:

* Kanı sulandıran ilaçlardan ve E vitamini içeren gıdalardan iki hafta kadar uzak durulmalıdır.
* Sigara operasyondan bir ay önce bırakılmalı, operasyondan sonra da başlanmamalıdır.
* Ameliyattan bir hafta önce alkol tüketimi bırakılmalıdır.
* Operasyondan önceki gece ondan itibaren besin tüketilmemelidir.

Karın Germe Ameliyatını Hangi Doktor Yapar?

Karın germe ameliyatları estetik amaçlarla icra edildiklerinden dolayı operasyonu plastik cerrahlar gerçekleştirir. Operasyondan sırasında bazı diğer cerrahlar da operasyonda hazır bulunabilir.

Karın Germe Ameliyatından Ne Kadar Süre Sonra Hamile Kalmalıyım?

Karın germe ameliyatlarının icra edilmesindeki sebeplerin başında gebelik sonrası karın bölgesinde oluşan sarkmalar gelir. Doğal olarak gebe kalmak isteyenlerin önce çocuk doğurması, çocuk doğduktan sonra karın germe ameliyatı yaptırması tavsiye edilmektedir. Eğer karın germe ameliyatından sonra çocuk yapılacaksa hamile kalmak için en az dört ay beklenmelidir.

Karın Germe Ameliyatı Sonrası Korse Kaç Gün Takılır?

Karın germe ameliyatı sonrasında şekillenmenin daha düzgün olması için korse kullanımı mecburidir. Operasyondan sonra ilk hafta boyunca günde yirmi dört saat; birinci hafta ile üçüncü hafta arasında da günde sekiz saat korse kullanılmalıdır. Üçüncü haftadan sonra doktorun da onay vermesiyle korse kullanımı sonlandırılabilir.

Karın Germe Ameliyatından Kaç Gün Sonra Sigara İçilebilir?

Karın germe ameliyatlarından sonra sigaraya başlanması tavsiye edilmez. Temel sebebi iyileşme hızını yavaşlatması ve deri tahribatı yapmasıdır. Eğer illa içilecekse operasyondan sonra ikinci ay beklenmelidir.

lipodem tanisi

Lipödem Tanısı Nasıl Konur?

Doppler’de Varis Çıkan Hasta Varis Ameliyatı Olmalı mı?

Lipödem hastalarının en büyük probleminin lipödem tanısına ulaşmak olduğunu biliyoruz. Bu arayış esnasında hemen her lipödem hastasının yolu, bir kalp ve damar cerrahisi uzmanına mutlaka düşer ve ilk yapılan tetkik bacaklardaki toplardamarların Doppler ile incelenmesidir. Doppler’i temiz çıkan hastalar bazen yanlışlıkla lenfödem tanısı alırlar. Doppler’inde derin varisleri olan veya gözle görülür yüzeyel varisleri olan hastalarda ise kalp damar cerrahı bu konuya odaklanıp şikayetlerin varislerden kaynaklandığını düşünerek hastaya varis tedavisi önerebilir.

Toplardamarların duvarlarının kalınlaşarak genişlemesi sonucu ortaya çıkan yapılara varis denir. Vücudun her tarafında oluşabilmekle birlikte yerçekimi sebebiyle en sık rastlandığı bölge bacaklardır. Bacaklarda derin ve yüzeyel olmak üzere iki temel toplardamar sistemi vardır. Yüzeyel toplardamarlar hemen derinin altındadır. Bu damarlarda oluşan varisler gözle görülebildikleri için hastalarda bir tedirginlik yaratırlar, ancak yüzeyel varisler hemen her zaman masum oluşumlardır ve sadece estetik bir problem olarak kabul edilirler. Bacaklarda şişlik, ağrı ve ülserlere yol açabilen ve “venöz yetmezlik”, yani toplardamarların yetersiz çalışması durumu, derin toplardamarlarla ilgilidir ve varis tedavisi gerektirir. Derin toplardamarlar gözle görülemezler, ancak Doppler adı verilen bir ultrason türü ile incelenirler. Lipödem konusunda deneyimli bir hekim, lipödemi venöz yetmezlikten çok kolay ayırt edebilir ve genellikle Doppler’e ihtiyaç duymaz. Aslında bana başvuran lipödemli hastaların hemen hepsi daha önce Doppler çektirmiş olarak gelmekte. Bu hastaların bazılarında hafif derecede venöz yetmezlik de tespit edilmiş oluyor, hatta bazıları varis ameliyatı geçirmiş olarak geliyor. Hafif venöz yetmezlik normal insanların yaklaşık % 10’unda zaten mevcuttur ve cerrahi tedavi gerektirmez. Evresi ve dolayısıyla kilosu ilerlemiş lipödem hastalarında bu oran daha da artıyor. Benim tecrübeme göre, varis ameliyatı geçiren lipödem hastalarının çok azı bu ameliyattan fayda görüyor, çünkü şikayetlerinin asıl sebebi lipödem.

Sonuç olarak, ileri derecede venöz yetmezlik bulguları olan lipödemli hastalar, elbette varis ameliyatı için adaydır ve ameliyat kararı lipödem konusunda tecrübeli bir kalp damar cerrahı ile birlikte verilmelidir. Doppler tetkikinde hafif ve orta dereceli venöz yetmezlik olan, fakat şikayetlerinin asıl kaynağı lipödem hastalığı olan kadınlar, varis ameliyatından önce mutlaka lipödem konusunda deneyimli bir plastik cerrah tarafından değerlendirilmelidirler. Çünkü bu hastaların çoğunun şikayetleri, lipödem ameliyatından sonra geriler ve varis ameliyatına ihtiyaçları yoktur. Yüzeyel varisler ise, derin varisler için yapılan ameliyattan fayda görmezler. Yüzeyel varislerde, görüntüyü iyileştirmek için lazer veya radyofrekans yöntemleri kullanılabilir. Ancak “Vaser  Liposuction” yaptıran lipödem hastalarının genellikle böyle bir uygulamaya ihtiyacı kalmaz, çünkü bu ameliyatla yüzeyel varislerin çoğu kendiliğinden kaybolacaktır.

silikon meme protezi modelleri

Silikon Göğüs Protezi Modelleri

Göğüs büyütme ameliyatı görüşmesinde en sık sorulan sorular silikon göğüs protezleriyle ilgili olanlardır. Silikon göğüs protezi yuvarlak mı yoksa damla şeklinde mi olmalı? Protezler güvenilir mi ? Protezin büyüklüğü ne olmalı ? gibi. Günümüzde meme protezi seçenekleri çok çeşitli, yüzey kaplamaları, şekilleri, büyüklükleri değişiyor. BU nedenle en sağlıklı olanı hasta ile bire bir görüşüp, onun vücuduna ve ölçülerine uygun olan meme protezini seçmektir.

Göğüs protezlerinin yüzey kaplaması ve içindeki jelin kıvamı nasıldır?

Göğüs protezlerinin yüzey kaplamasına göre çeşitleri :

* Düz Yüzeyli protezler
* Pürtüklü yüzeyli protezler

Pürtüklü yüzey, göğüs protezlerinin çevresinde oluşan kapsülün “kapsül kontraktürü” yaratmasını engellemek için geliştirilen bir teknolojidir. Kapsül, yerleştirilen protezin çevresinde oluşan sert, bazen ağrı veren bir kılıftır. Protezlerin çevresinde oluşan bu kapsül bazen çok sertleşip hastalara ağrı yaratabilir, deformasyonlara neden olabilir. Ancak, kapsül kontraktürünü engellemenin tek yolu pürtüklü protez seçimi değildir. Kapsül kontraktürü pürtüklü protezlerle de görülebilir. Bunu azaltmak için başka farklıönlemler de alınır.

Göğüs protezlerinin içindeki jele göre çeşitleri:

Protezlerin içindeki jel silikondur. Kohesivitesi yüksektir, dolayısıyla “form stable” kabul edilir. Yani ameliyatta yerleştirdiğimiz anatomic (damla şekilli ) bir protez ameliyat sonrası dönemde de kendi formunu koruyabilir.

Göğüs protezlerinin profil seçimi nasıl yapılır?

* Düşük profil
* Orta/ orta + profil
* Yüksek/ ultra yüksek profil

Göğüs protezlerinde ‘profil yükseliği’ belirli bir tabandaki implantın göğüs kafesinden öne doğru projeksyonunu ifade eder. Genellikle en doğal görünüm orta – yüksek profildeki protezlerle elde edilir.

Göğüs protezinin şekli yuvarlak mı, damla mı olmalı?

Göğüs protezinin şekli, kişinin göğüs kafesi yapısına, mevcut meme dokusu miktarına, deri elastikiyetine, aktif profesyonel spor yapıp yapmadığına gore seçilir.

Herkesin göğüs kafesi ve meme yapısı birbirinden farklıdır, ihtiyacı olan implant volume, şekli, ve implant yüksekliği ve profili değişebilir. Bu nedenle yapılan ölçümler sonrasında şekil ve hacme karar verilir.

En iyi görünecek göğüs protezini nasıl seçerim?

Göğüs büyütme ameliyatlarından önceki hekim görüşmesi, kişinin hedeflerini anlamak açısından çok önemlidir. En uygun meme protezi seçimi, bilinçlenmiş bir hasta ve tecrübeli bir plastik cerrahın ameliyatla ilgili beklenti ve elde edilebilecekleri konuşması sonucunda yapılan bir ameliyatla elde edilir.

liposuction yağ aldırma fiyatları

Liposuction Sonrası Korse Kullanımı

Liposuction ameliyatı veya yağ aldırma ameliyatlarında, ister lazer ister Vaser liposuction yöntemi kullanılsın, uygulama sonrası mutlaka korse kullanılması gerekmektedir. Uygulama yapılan bölgelerin, korse ile baskı altına alınması gerekmektedir. Korse ile derinin hareketi engellenmelidir.

Deri altındaki yağlar alındıktan sonra, uygulama bölgesinde bir boşluk oluşur. Bu boşluk, korsenin baskısı ile kapatılır. Böylece, derialtı dokunun, kasa teması sağlanır. Yağ aldırma işlemlerinde, yöntem ne olursa olsun, cilt ile kas arasındaki yağ dokusu hedeflenir. Bahsedilen boşluk oluşmaması için kullanım önemlidir.

Liposuction ameliyatının, yağ aldırma ameliyatının, lazer lipolizin başarılı uygulanması kadar, korse kullanımı da önemlidir. Başarılı bir uygulama olup, korse kullanılmazsa, güzel sonuçlar gözlenmez.

Uygulama sonrası kullanımı, 3 haftadır. Her gün banyo yapabilirsiniz. Sadece korseyi çıkarıp giyme süresinin, 15 dakikayı geçmemesi gerekmektedir. Günde isterseniz 3 kez bile banyo yapabilirsiniz. Sadece çıkartıp, giyme süreciniz, 15 dakikayı geçmemeli.

Liposuction korsesi siyah ve ten rengidir. Günlük yaşantınızda, kıyafetlerinizin renklerine göre renk tercihinizi belirtebilirsiniz.

Logo
Bu sitede yer alan tüm bilgi, yorum ve görüntüler sadece bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımamaktadır ve Reşat Aktaş'ın şahsi görüşlerini de içermektedir. Çerez Politikası

İletişim

  • +90 553 860 03 60
  • +44 776 771 98 90
  • Levent / İstanbul
  • Londra / İngiltere

Takip Edin

KAYIT OL

Messenger

Uzmana Sor

WhatsApp

Şimdi Ara